KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)

59-Gizemli kayboluş

Not: Koza'ya çok uzun ara verdiğim için bazı okurlar kitap bitti mi diye soruyorlar. Bölüm sonlarına devam edecek yazdığı sürece bitmez. Ayrıca bitecek kitaplarımın hepsinin son bölümünde, FİNAL yazacak merak etmeyin. Uzun ara için özür diliyorum. Umarım bu bölümü beğenir ve oylarsınız. Teşekkür ederim.

Özet: John, Karl ile konuşup tırtılların üremesini durdurmasını ister. Karl tırtılların kendiliğinden üremeye devam ettiklerini söyler. Üç gruptan ikincisi de üremeyi kesmiştir. Sadece üçüncü grup çok hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Jen'in yardımıyla, 3.grup tırtılları çiftler halinde, dünyanın değişik ve uygun yerlerine ışınlarlar. Seth yanlış tarafta olduğundan endişelendiği için John'a not gönderir.

*** Yeni Bölüm ***

Hank'ın göründüğünden kurnaz olduğunu anlayan Seth, ona güvenmeye karar verdi. "Özellikle onun görmemesi çok önemli."

Notu Hank'in eline tutuşturup aceleyle ortamdan uzaklaştı. Hank elindeki notu açmadan John'a götürmek için uygun bir fırsat kolladı ve onu tuvaletlerin orada yakaladı.

"Seth'den sevgilerle Doktor Smith." John gorilin uzattığı notu alıp teşekkür etti ve kabinlerden birine girdi. Notu açıp okuduğunda, yüzünde bir gülümseme oluştu. Seth nihayet kararını vermişti.

Notta; Evelyn'in kötü bir uzaylı olduğu ve dünyayı işgal planları için bombayı hazırlattığı yazıyordu. Önceki tesisteki patlamadan kendisinin sorumlu olmadığını ama yapan kişi ile beraber çalıştığını itiraf ediyordu.

Sonuçta insan ne kadar kötü ve hırslı olsa da, sonuçta kendi dünyasına ihanet etmekte zorlanıyordu. Seth'in bu yaklaşımı samimi ise, ona bir kurtuluş yolu önermekte sakınca yoktu. John adamı bir süre gözlemleyip, ikili oynamasını isteyecekti.

Eğer samimi ise gerekli her bilgiyi iletecekti. Hank'e bir not yazıp Seth'e vermesini söyledi. Goril tamam dedikten sonra notu alıp, gizlice Seth'e vermek için yola çıktı. John tırtılları takip için yazdığı programı gözden geçirdikten sonra, Helena'yı kontrol etmek için yanına gitti.

"Nasıl hissediyorsun canım?"

"Heyecanlı ve stresli. Karnım sürekli büyüyor gibi."

"Teklifimi kabul ettiğine göre, düğün hazırlıklarına başlayalım o zaman" dedi John kadını öperek.

"General ile ben konuşurum John. Bana karşı bir zaafı var gibi."

"Sana karşı zaafı olmayan bir erkek var mı ki?"

Helena adamın bu iltifatını gülerek kabul etti. General ile konuşmak için iş istasyonundan ayrıldı. Angela dalgın bir şekilde raporlara göz atıyordu. Sanki görmeden bakıyor gibiydi. John küçük kıza seslenerek dikkatini çekti.

"Selam Angela, yakında bir düğün olacak. Sana da bir elbise ayarlamamız gerekecek."

"Hı! Ne? Elbise mi? Tamam."

"Ne yani sadece bu kadar mı? Bizim için sevinmedin mi?" diye sordu John.

"Affedersin baba. Aklımda bir sürü şey var. Tabii ki sizin adınıza sevindim."

Kızın ciddi ifadeyle bakması John'u endişelendirdi. "Ne oldu tatlım anlat bana."

Kızı kucağına alıp sarıldı. Kız önce başını John'a yasladı. Ardından yüzüne bakmak için biraz uzaklaştı.

"Baba beni seviyor musun?"

"Elbette seviyorum, sen bizim ailemizin bir parçasısın. Hem de en önemli parçası."