56-Karl

2.2K 251 86
                                    

Not: Önceki bölümde yaptığınız yorumlardan dolayı çok mutluyum. Okuyucu sayısından ziyade, okuyanların düşünceleri daha önemli benim için. Sizlerin bu kitabı severek okuduğunu anladığımda, daha bir şevkle yazmaya başladım. Bu aralar biraz yoğunluğu oluştu. Gecikmeler için üzgünüm.

Özet: Helena'nın gergin olması John'u rahatsız eder. Biraz rahatlaması için yeni tesise yapılmış olan dinlenme odasına götürür. Bu odanın özelliği içindeki kişilerin hoşlandığı ortamlara göre şekil almasıdır. John ortamın güzelliğini fırsat bilip Helena'ya evlenme teklif eder. Yüzüğü kabul eden Helena çok mutlu olmuştur. Normalde içeride birileri varken başkaları girememektedir. Fakat bulundukları sanal evin kapısı çalındığında hepsi birden şaşırmışlardır.

*** Yeni Bölüm ***

"Klofck-182, bu sensin değil mi?" dedi John şaşkınlıkla.

"Benden kastın sanal bedenimse, evet benim" dedi Siyahi adam. "Beğenmediysen değiştirebilirim" dedikten sonra bir anda Asyalı kadın görünümüne döndü. Ardından kumral bir erkek çocuğuna dönüştü.

"Dur biraz kafam karıştı" dedi John. "Bunların hangisi senin gerçek halini yansıtıyor?"

"Hiç biri" dedi dev beyin. "Tıpkı senin bu bedeni geçici olarak taşıman gibi ben de geçici bir bedene girdim. Fakat siz bedenlerinizi öyle çok sahipleniyorsunuz ki, ömrünüz boyunca aynı görüntüye sıkışıp kalıyorsunuz."

Helena şaşkınlığından sıyrılıp çocuğu içeri davet etti. "Sanal bile olsan seninle tanışmak güzel" dedi Helena.

Dev beyin içeriye girip Angela'ya yanaştı. "Bu beden senin için de uygun mu küçüğüm?" diye sordu.

"Benimle aynı yaşta gözüküyorsun, o yüzden küçüğüm demen garip" dedi küçük kız. Bir yandan yaşıtı gibi görünen varlığın, aslında sanal bir beden olduğunu düşünerek. "Hoş geldin" dedi ve çocuğa sarıldı.

Dev beyin bu çocuksu kucaklamadan hoşlanmıştı. İlk defa bir insanın samimi bir şekilde dokunuşunu tecrübe etmişti.

"Teşekkürler Angela."

John çocukların aralarındaki yakınlaşmaya şaşkınlıkla bakıyordu. "Klofck-182 buraya nasıl geldiğini hâlâ merak ediyorum."

Dev beyin John'a bakarak, "gezegen büyüklüğünde olduğumu unutmuşa benziyorsun. Sen bir kilo beyninle neler yapabildiğine şaşırmıyorsun da, bana mı şaşırıyorsun? Bana Karl demeni istiyorum. Uzaylıların bana taktığı isimden daha insancıl."

"Karl mı? Çok sevdim" dedi Angela sevinçle.

"Soruna cevap vereyim, burada sizinle bir bedene sahip olarak konuşmak istedim. Size düşman olan uzaylılar yıkıcı bir ırk. Dünyaları sömürüp arkalarında yıkılmış bir ortam bırakıyorlar. Beni keşfederlerse neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz?"

"Açıkçası seni onların yaptığını düşünmüştüm, fakat söylediklerinden yanıldığımı anladım" dedi John.

"Onlarda bu teknoloji yok. Çok merak ettiğini biliyorum, bu yüzden sizin yardımınızı isteyeceksem, size karşı açık olmalıyım. Beni Dromonits'ler yaptı. İnsanlık tarihini gözlemlemem ve önemli olayları onlara bildirmem için dikilen bir nöbetçiyim."

John'un zihnindeki parçalar birleşmeye başlamıştı. Anlam veremediği bilgiler, şimdi teker teker yerine oturuyordu. Dromonits'lerin neden binlerce yıl sonra dünyaya geldiklerini anlamıştı. Gelişmesine yardımcı oldukları ırkları, aynı zamanda koruyorlardı.

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin