Multimedyada Dulce tesisini görebilirsiniz.
Bu bölüm gulbaharustaomer e ithaf edilmiştir.
John karşısındaki manzaradan gözünü ayırıp, generali takip etmeye başladı. General keyifli bir şekilde gülümsüyor, tesiste çalışanları başıyla selamlıyordu. Bilim adamları ve bilim kadınları işlerine konsantre olmuşlar, gelenlere şöyle bir göz atıp işlerine devam ediyorlardı.
General güzel bir kadının çalıştığı bölüme gelince durdu ve doktora döndü.
"Doktor, bu hanım sizin asistanınız Helena Sunshine"
Doktor bir bilim kadınından daha çok, bir mankene benzeyen güzel kadını görünce gözlerini kırpıştırdı.
"Soyadı gibi güneş ışığı yayıyor" diye düşündü. "Asistanım mı dediniz? Ama benim asistanım vardı, siz beni zorla getirmeden önce" dedi doktor.
Karşısındaki kadın bozulduğunu belli eder gibi iç çekti. Tam general bir şey söyleyecekken araya girdi.
"Doktor Smith, çalışmalarınızı yakından takip ediyorum. Moleküler biyoloji dalında doktoram var ve sizinle çalışmayı ben istedim"
John, kadının söylediklerinden etkilenmişti, tabi daha çok güzelliğinden. Diğer asistanını çoktan unutmuş bir şekilde kadına gülümsedi.
"Pekala sizinle çalışmayı kabul ediyorum ama tüm notlarım, deneylerim, laboratuarımda kaldı."
"Merak etmeyin doktor" dedi General. "Gizlilik sözleşmesini imzalayınca, laboratuarınızdaki her şey buraya taşınacak"
John, bu imkanları reddedemeyeceğinin farkındaydı. Eski yerinin 100 katı büyüklüğündeki tesiste yok yoktu. Elektron mikroskobuna baktı, muazzam güzellikteydi. Helena doktoru bilgilendirmek amacıyla konuştu.
"Titan 80-300 Cubed, türünün en gelişmişidir. 15 Milyon dolara mâl olmuş ve bizim kullanımımıza sunuluyor. Etkileyici öyle değil mi?"
"En az senin kadar etkileyici" diye düşündü John. Kadınlarla iletişim kurmada beceriksiz olduğu için bir şey söyleyemedi. Generale dönüp "İmzalanacak evraklar nerede?" diye sordu.
General yanındaki askere işaret etti. Asker elindeki çantadan evrakları çıkardı ve doktora uzattı.
Doktor kağıtları hızlı bir şekilde okuduktan sonra "Buradaki herkes bu kağıtları imzaladı mı?" diye sordu. "Bazı maddeler çok bağlayıcı geldi"
"Güvenlik konusunda işimizi çok ciddiye alırız doktor" dedi General. "Kararınızı çabuk verin, imzalamayacaksanız sizi geri göndermeleri emredeceğim."
John önce Titan 80-300 Cubed elektron mikroskobuna, sonra Helena'ya baktı. İmzalayıp burada kalmak istiyordu. Ama hayatının kökten değişeceğini de biliyordu. Daha fazla tereddüt etmeden evrakları imzalayıp askere geri uzattı.
Asker imzaları kontrol edip, generale tamam işareti yaptı. General elini uzatarak "aramıza hoş geldin John" dedi.
"Hoşbulduk Dex" derken doktor, generalin damarına bastığını biliyordu.
"Artık dost sayılırız" dedi general kızgın olmayan bir ifade ile. Elindeki güvenlik kartını uzatarak "bunu kaybetme doktor, yoksa seni vurmak zorunda kalırız"
John, generalin yüzünde şaka yaptığına dair izler ararken, çok ciddi olduğunu görüp yutkundu.
**********
Helena, John'un deneylerinden elde ettiği başarıyı okumuştu. Bilim dünyasının asosyal dehasıyla çalışma fikri heyecanlanmasına yol açıyordu. Çok yakışıklı olmasa da ondan etkilendiğini fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
Science FictionDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...