3-Yeni ekip üyesi

7.8K 503 42
                                    

Multimedyada Doktor John Smith'i görebilirsiniz.

Bu bölüm futbolcu55 e ithaf edilmiştir.

Turu bitirirken, John gördükleri karşısında şok üstüne şok yaşıyordu. Bu kadar yetenekli genetikçi ve moleküler biyolog arasında neden kendisine ihtiyaç duyulduğunu anlayamıyordu. Asansörü kullanarak çalışma alanına geri döndüler. Bu süre zarfında eski laboratuarındaki tüm eşyaları getirilmiş ve güzelce yerleştirilmişti. General Dexter doktorun geldiğini görünce ona doğru yürüdü.

"Her şey eksiksiz olarak getirildi ve yerleştirildi. Artık çalışmalarınıza devam edebilirsiniz."

John, Generalin kendisinden tam olarak ne istediğini bilmiyordu. Sormadan da öğrenemeyeceği için çekingen bir sesle sordu.

"Tam olarak benden ne bekliyorsunuz. Elinizde çok ilerlemiş deneyler var ve çoğu başarılı gözüküyor."

General  "Askerler için saldırı kadar savunma da çok önemlidir" diye söze başladı. Sizin dayanıklı ipek deneylerinizi kurşungeçirmez zırh olarak geliştirmenizi istiyoruz."

Aslında isteği mantıklı bulmuştu doktor. Silah yerine hayat kurtaracak bir şeyler geliştirmekte sakınca yoktu.

"Tamam, General Dexter. Hemen çalışmalara başlıyorum. Elimdeki bu imkanlarla başarılı olacağıma eminim" derken eliyle tesisi göstererek yarım daire çiziyordu, eli Helena'yı işaret ederken durdu. "Ve tabi ki güzel asistanımla beraber."

Helena muhteşem gülümsemesini göstererek kafası ile onayladı.

***********

Söylemesi yapmaktan kolaydı. Dahi olması tek başına yeterli değildi, önünde yüzlerce başarısız deney ihtimali vardı ama şimdiden yılamazdı. İlk olarak Helena'yla birlikte çalışma notlarını gözden geçirdiler. Yapmayı düşündükleri testleri planlayıp, gelişmiş teknolojinin nimetlerinden faydalanmaya başladılar.

Üç ay sonra...

Yaklaşık üç aydır aralıksız çalışmaları, sonuç vermeye başlamış ve ipekten örülmüş çok hafif yeleklerle yapılan testlerde, kurşunların darbelerine dayandığı görülüyordu. Bu arada tuhaf olan şeylerde vardı. İpek böcekleri (tırtıllar) garip davranışlar sergiliyordu. İkili gruplar halinde bir araya gelip, kafa kafaya verip telepatik olarak haberleşiyor gibi gözüküyorlardı. Zaman zaman çiftler değişiyor ve gene kafa kafaya veriyorlardı. Dışarıdan izleyenler, aralarında gizli planlar yaptıklarını düşünürdü.

John "keşke bunları da konuşturmayı başarabilsem, belki dertlerini öğrenirdim" diye düşünüyordu.

"Helena, sence de garip davranmıyorlar mı?" dedi John. "Ben tırtıl uzmanı değilim ama yıllardır tırtırlar üzerine deneyler yapıyorum ve buraya geldikten sonra böyle davrandıklarını düşünmeye başladım"

"Bilmiyorum John" dedi Helena artık doktorla daha samimi olmanın rahatlığıyla. "Eğer endişeleniyorsan deneylere ara verip, kalıtımsal özelliklerini ve gen dizilimlerini kontrol edelim."

"Garip davransalar da plan yapacak halleri yok ya" derken John içtenlikle güldü.

Aslında yanıldığını anladığında geç olacaktı...

Ortada bir plan vardı ama planı yapanların sadece tırtıllar olmadığı açıktı.

**********

1 ay sonra...

General gelişmelerden memnun bir şekilde doktorun elini sıktı. "Beklentilerimizi boşa çıkarmadın dahi çocuk" dedi.

John çoçuk kelimesine takıldıysa da belli etmedi. Kendilerine bu imkânları sunduğu için, Generale teşekkür etti ve Helena'nın da büyük katkısını hatırlattı.

"Elbette güzel doktorumuzu da tebrik ederim" dedi General.

"Ederim" diyen Dominic kucağa alınmayı bekliyor gibiydi.

"Teşekkür ederim Dominic" dedi Helena ve hayvanı kucağına aldı. Uzun dilin kendisini gıdıklamasına izin verdi.

"Seni de unutmadım koca adam" dedi General, Hank'e bakarak. "Tebrikler".

Goril yüzlü, insan vücutlu, entel yaratık gülümsemekle yetindi. John'un özel ricası üzerine ekibe alınmıştı. Çabuk öğreniyordu ve deneylerde iri elleri yüzünden bol bol tüp kırmasına rağmen, yardımcı olduğu birçok konu olmuştu.

General aniden ciddileşti. John kötü haber geleceğini tahmin ediyordu. Üç aydır dışarıdaki dünyadan bihaber şekilde yaşamış ama çok önemsememişti. Şimdilerde savaş söylentileri, çalışanlar arasında yayılmıştı.

"Hayat kurtaracak çok önemli bir konu daha var ama bu isteğimiz daha zor olacak" dedi General. "İpek böceklerin ile yapabilecek misin bilmiyorum ama bize kamuflaj gerek. Öyle basit kamuflaj değil, gün ışığında bile görülmesi zor bir kamuflaj olmalı. Geometrik Optik alanında uzman bir fizikçiyi de ekibinizde katacağım. İyi haberlerinizi bekleyeceğim"

John bu seferki zor isteği başaracağından şüpheliydi. Ama kendisi, en iyi ekibe ve ekipmana sahipti ve birisi bunu başaracaksa, bu kişiler ekibi olmalıydı. Son kez şüphelerinden silkindikten sonra, gülümseyerek Generale cevap verdi.

"Ekibime tam olarak güvenebilirsiniz General"

General memnun bir ifadeyle teşekkür ederek ayrıldı. Ekibe yeni katılacak fizikçinin biraz garip olduğunu söylemeyi unuttuğunu fark etti ama neyse zamanla alışırlardı.

**********

John önlüğünün çekiştirildiğini fark ettiğinde, çok önemli bir deney üzerinden çalışıyordu. Şöyle bir göz ucuyla baktığında sekiz yaşında gözüken, altın sarısı saçlara sahip çok güzel bir kız çocuğu gördü. Meşgul olduğundan "ne istiyorsun küçük, git anne babanla oyna" dedi.

Helena çocuğu fark ettiğinde, aşağı doğru eğilip "Selam küçük kız, aileni mi kaybettin. Sana yardımcı olmamı ister misin?" diye sordu.

Kız yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla "burada kimse işini ciddiye almıyor mu? Yeni ekip üyesinin geleceğinden haberiniz yok mu?" dedi.

Helena "özür dilerim tatlım. Sen yeni ekip üyemizin kızı mısın? Ailen nerede" diye sordu.

"Yeni ekip üyeniz BENİM" dedi sinirli küçük kız. "Adım Angela ve ben Geometrik Optik Fiziği üzerine doktoramı yaptım"

"Bu kadar şaka yeter küçük" dedi John. "Artık ailenin yanına git"

General yanlarına gelirken, gülmemek için zor duruyormuş gibi görünüyordu. "Angela ile tanışmışsınız, yeni ekip üyeniz"

John ve Helena hatta Hank bile ağzı açık bir şekilde küçük kıza bakıyorlardı.

"Şaka yapıyorsun değil mi Dex?" dedi John, hala şaşkınlığını üzerinden atamamıştı.

"Bir gorilin konuşup, moleküler biyoloji üzerine çalışma yapabildiğine inanıyorsunuz da benim gibi birine neden şaşırıyorsunuz" dedi Angela çokbilmiş bir şekilde.

"Haklısın, bizi affet" dedi Helena elini uzatarak "Ben Helena, bu bey de John Smith kendisi ekip liderimizdir"

"Kendisi de adı gibi sıradan gözüküyor" dedi kız sessizce ama John bunu duymuştu.

"Ukala olduğun kadar yetenekli misin göreceğiz UFAKLIK" dedi son kelimeyi vurgulayarak.

Ufaklık kelimesine sinir olan Angela tam bir şey söyleyecekti ki bacağına sürtünen hayvandan dolayı irkildi.

"Aaa ne kadar hoş. Adı ne bunun? Bu tam olarak nedir? Benim olabilir mi?" diye nefes almadan sorular soruyordu.

"Adı Dominic, kedi köpek papağan karışımı bir hayvan ve hayır! Senin olamaz" dedi John.

Dominic de küçük kızı sevmişti, uzun dili ile yüzünü yaladı.

Angela Dominic'i severken tıpkı yaşıtları gibi sevimli gözüküyordu ama ayağa kalkıp gözlerini John'a diktiğinde adam biraz ürktü ve gözlerini kaçırdı.

"Pekala nerden başlıyoruz" dedi Angela ve ekipmanları incelemek üzere tezgaha ilerledi.

-DEVAM EDECEK-

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin