Multimedyada Helena Sunshine'ı görebilirsiniz.
Bu bölüm biyazar a ithaf edilmiştir.
John ve Helena, küçük kızın sıra dışı bir deha olduğunu kabullenmişlerdi. Generalin en iyileri bir araya getirdiğini anlamışlardı ve sonuca ulaşmak için her şeyi yapacağını da biliyorlardı.
Angela ekipmanlara göz atmış, sonrada sıkıldığı için Dominic ile ilgilenmeye başlamıştı. Hank bile Angela'yı çabucak kabullenmişti ve ona saygılı davranıyordu.
Kamuflaj için çalışmalara başlayan ekip, kısa zamanda Angela'nın yardımlarının önemini anlamışlardı. Daha önce kamuflaj ile ilgili denemeleri ve başarısızlıkları incelediler. Işığın kırılımı ve yansıması ile ilgili kamuflaj deneylerdeki başarısızlığın asıl sebebi, ani ışığa karşı gelişen tepkimelerin yeterli hızda olmaması ve giyeni bir süre gizleyememesiydi.
John, ipek böceklerinden elde ettiği kurşun geçirmez kıyafetlere, kamuflaj özelliği eklediğinde kurtaracağı hayatları düşünüyordu. "Mutlaka başarmalıyız" diye düşündü.
Angela, John'un şu ana kadar elde edilen başarılıların teknik dokümanlarını incelemişti. Kendisi kadar gelişmiş bir zekâ ile daha önce karşılaşmadığı için hisleri karışıktı. Hem mutlu, hem de kıskanç hissediyordu.
Çalışmalara başladıklarında, içinde gelişen kıskançlığın çocukça olduğuna karar verip sadece işine odaklanmıştı. John ise Angela'nın küstah ve geçimsiz biri olduğuna inanıp, iş dışında konuşmalara girmemeye çalışıyordu.
Helena "Angela biraz bakar mısın? Bir konuda yardımına ihtiyacım var" dedi. Küçük kız elindeki çalışmasını bırakmadan Helena'ya doğru baktı ve önüne döndü.
John sinirlemiş bir şekilde "sana yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi" dedi. Kız da sinirlenmiş ve John'a öfkeyle bir şeyler söyleyecekken Helena araya girmişti.
"Önemli değil John. İşi bitince yardım eder. Belki dikkatinin dağılmasını istemiyordur"
"Geldiğinden beri burnu havalarda Bayan Küçük Dahi Ben Herşeyi Bilirim'in. İki dakika baksa sanki zekâsı eksilecek."
Angela ayağa kalkıp John'un karşısına dikildi. Daha doğrusu adamın göbek kısmına doğru yanaşıp başını kaldırdı. Ellerinde John'un ipek böceklerinden elde ettiği ipek ile yapılmış çalışma eldivenleri vardı. Tek yumruğunu sıkıp John'un çenesine doğru kaldırdı.
"Bay Çok Konuşan, Tırtılların Babası Büyük Dahi, benimle böyle konuşamazsın"
Helena ortamın gerginliğinin arttığını fark ettiğinde araya girme ihtiyacı duydu. İkisini ayırmak için yanlarına gelirken, Angela'nın deney yaptığı alandaki bir cihazdan sinyal sesleri çıkmaya başladı. Arkasını dönen kız aceleyle sonuçları görmek için tezgâha yanaştı. Cihazın değerlerine bakarken diğer eli lazerin önüne geçmişti.
"Ahhhh" diye bağırdı birden. Elini çekerek baktı ve şaşkınlıktan kekeledi. "Ee el elim yok oldu"
Arkası dönük olduğu için Helena ve doktor ne demek istediğini anlamamışlardı. Kız arkasını dönüp kolunu gösterdi. Eli bileğinden itibaren yoktu. İlk şaşkınlığının yerini kahkahalar almıştı ve delice gülmeye devam ediyordu.
"Delirdin mi? Elini kaybettin ve sen gülüyorsun. Hemen revire gidelim" dedi John sinirli bir şekilde.
"Anlamıyorsun John" dedi kız. "Elim kaybolmadı"
John, Helena'ya dönüp "sanırım şoka girdi. Ben onu revire götüreceğim sen de generale haber ver" dedi.
Aniden karnına vuran kızın küçük yumruğu ile inledi. Angela'nın olmayan elinden çıkan yumruk çok acıtmıştı. "Olmayan elinden çıkan yumruk?" diye düşündü John.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
Science FictionDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...