Ertesi gün olduğunda John'un ilk aklına gelen şey, Dominic'i kontrol etmek oldu. Jen'in izniyle uzay gemisine ışınlandı.
"Merhaba Jen."
"Merhaba John, hayvanını merak ettiğin için gelmiş olmalısın."
"Evet, durumu nasıl? Bir şeyler bulabildiniz mi?"
"Gel beraber bakalım" diyen Jen, tedavi odasına doğru John'la birlikte ilerledi. Dsyco'nun Dominic ile birlikte oynuyor olması, John'u mutlu etmişti. Hayvan o kadar masum ve güzeldi ki herkesin kalbini kazanıyordu.
"Selam Dsyco, bakıyorum Dominic ile iyi anlaşıyorsun."
"Selam John, bu hayvana kanım ısındı. Akıllı olduğu kadar sevimli de."
"Sevimli" dedi Dominic.
"Evet sevimlisin" diye cevapladı John. "Neler buldun Dsyco?"
Birden ciddileşen Dsyco, raporları göstermek için hayvanı bırakıp eline şeffaf tableti aldı. "Gördüğün gibi John, çıkardığımız parça aslında mikron inceliğinde tellerle beynin belli bölgelerine bağlanmıştı. Çıkarma işleminde ekstra hassasiyet gösterdim. Aksi halde kalıcı beyin hasarı oluşabilirdi."
"Bu bizim teknolojimiz olamaz değil mi?"
"Hayır tam olarak değil, bu melez bir teknoloji. Dünya dışı varlıkların izleri çok belli."
"Düşman uzaylıları kastediyorsun herhalde" dedi John.
"Evet, bunu her kim yaptıysa, Dominic'i senin yanında casus olarak kullanmak istiyormuş. Onun gördüğü, duyduğu her şeyi bu alet aracılığıyla kendileri de öğreneceklermiş."
John, Seth'in hain planlarını öğrendikçe iyice sinirleniyordu. Kendisi üzerinde halüsinasyon denemeleri yaptıkları yetmediği gibi bir de Dominic'i kendi emellerine alet ediyorlardı.
"Bu sefer yanlarına bırakmayacağım."
"Sakin ol John, mantıklı hareket et. Yoksa zararı sana daha fazla dokunur."
Jen'in haklı olduğunu biliyordu. Aklına gelen fikirle keyfi yerine geldi. "Jen, çıkarılan cihazın içyapısını ve çalışma prensibini bana anlatacak birileri var mı?"
"Seni teknisyenlerimizden birisiyle tanıştırayım" diyen Jen, dâhili iletişimden birisini çağırdı. İçeri gelen uzaylı önce komutanına selam verdi, sonra John'u selamladı.
"Bu cihazın analizini yapıp tüm detayları John'a anlatmanı istiyorum. Merak etme o dünyanın en zeki insanı, rahatlıkla anlayacaktır."
Anladığını belirten teknisyen cihazı alıp John'la birlikte çıktı. Dsyco komutanla yalnız kalınca, "neden her şeyi anlatmadın komutan?" diye sordu.
"Şimdilik her şeyi bilmemesi daha iyi, duyguları ile harekete geçtiği sürece bu sadece kendisine zarar verir."
"Yine de sakladığın bilgiler yüzünden ileride senden nefret etmesinden endişe ediyorum."
"Başka çarem yok, sonucu neyse katlanacağım."
Jen üzgün olsa da John'un iyiliği için bunu yapmak zorundaydı. Gelecek için şimdiden kaygılanmaya gerek yoktu.
Seth John'un kendisine yardım edeceğini duyduğunda heyecanlanmıştı. Kendi tarafına çekmek için o kadar uğraştıktan sonra şans yüzüne gülmüştü.
Bu şansı kullanıp efendilerini memnun edecekti. John'un üzerinde çalıştığı şeyi engellemek ile efendiler için kullanmak arasında henüz kararsızdı. Önce tamamlanmasını bekleyip ne kadar değerli olduğunu keşfetmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
Science FictionDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...