Özet: Dominic'e eş olsun diye bir kedi bulundu. Seth'in yardımcısı olan kaçak asker bir bomba patlatarak tesisin tahliye edilmesine sebep oldu. Tahliye sırasında uzaylılar, John ve ekibini uzay gemisine aldılar. John'un tırtıllarını da ışınladıklarında, sayılarının beklenenden fazla olduğunu gördüler.
***Yeni Bölüm***
John'un hesap makinesi gibi beyni ile yaptığı hesap sonucunda inanılmaz rakamlara ulaşmıştı. Dünya üzerinde bu kadar sayıda tırtıl olursa ve hepsi de telepatik yeteneğe sahipse sonuçlar umulmayacak kadar korkunç olabilirdi.
Üçüncü grubun üremeye odaklanması John'u çok endişelendiriyordu. Jen'in gemisindeki teknolojinin daha gelişmiş olmasının avantajını kullanıp, tırtılları test etmeye karar verdi. Dsyco'nun yardımlarıyla üçüncü grubun DNA dizilimini çözümleyip, diğerlerinden farkını anlamaya çalışacaktı.
Helena ve Angela çok yardımcı olamasalar da, boş durmak yerine işin ucundan tutmaya karar verdiler. Uzaylılar Hank'in varlığından rahatsız oluyorlardı. Hank de yabancı bir ortamda kalmaktan rahatsızdı. John'a rica ederek tahliyeye yardımcı olmak için aşağıya gönderilmeyi istedi.
John bu ricaya saygı duyarak, Hank'in aşağıya gönderilmesini sağladı. Giderken Seth'i izlemesini ve durumdan haberdar etmesini de rica etti. Uzaylıların kullandığı iletişim aygıtlarından birini vermeyi de ihmal etmedi.
Tesisin tahliyesi geçici mi yoksa kalıcı mı olacağı, mühendisler tarafından incelendikten sonra karar verilecekti. O süre zarfında geçici çadırlar kurularak, yüzeyde konaklanılacaktı.
John, kendisi ve ekibinin şanslı azınlıktan olduklarını düşünerek haline şükretti. Dsyco ile geçirdikleri saatler sonucunda, üçüncü grup tırtılların davranışlarındaki tuhaflığın, DNA'larından ziyade kolektif bilinçten kaynaklandığını belirledi.
Bu durum telepati ile haberleşmeleri sayesinde oluşuyordu. Üreme, dürtüden ziyade bir planın parçasıydı. Dev beynin tırtıllarla da haberleşiyor olabileceği fikri aklına geldiğinde, tüm bu olanlar anlam kazanmaya başlamıştı.
Dev beyin kimin tarafındaydı bilemiyordu. Dolayısıyla tırtılları etkiliyorsa, onların davranışları da fayda mı yoksa zarar mı verecek kestiremiyordu. Eğer kendisinin kaderi ile yüzleşmesinde yardım edeceğini umuyorsa, kendi tarafında olması muhtemeldi.
Düşman uzaylılar ve Dromonits'ler dışında, üçüncü bir tehdide hiç ihtiyacı yoktu. Dev beyinle temas kurmak ve sorularına cevap almak istiyordu ama beyin kendisi ne zaman isterse o zaman temas kuruyordu.
Yine de şansını denemeye karar verdi. Zihninden ulaşmaya çalışarak "dev beyin konuşabilir miyiz?" diye sordu.
"Evet John" diye cevap gelince şaşırmıştı.
"Tırtıllarımı sen mi kontrol ediyorsun?"
"Kontrol etmiyorum ama biraz yönlendiriyorum diyelim."
John, "kimin tarafındasın? Düşmanlarımızın tarafında olmadığını umuyorum." diye sordu.
"Ben taraf tutmam, eğer tutmak zorunda kalsaydım, beni var edenlerin tarafında olurdum."
"Onlar kim? Dromonitsler mi?"
"Zamanı gelince öğreneceksin John" dedi dev beyin. "İcadının gelişmesi ve başarılı olması için sana biraz yardım edeceğim ama gerisi senin kabiliyetine kalmış."
Ardından bağlantıyı kesmişti. John en azından düşman olmadığını öğrendiği beynin, kendisine yardımcı olacağını duymaktan memnun olmuştu.
Tırtılların çoğalmasının sebebini bilmese de, icadının gelişmesine yardımcı olacağını tahmin ediyordu. Dsyco'ya teşekkür ederek tırtılları diğerlerinin yanına bıraktı. Üç grup bir süre birbirlerine baktıktan sonra bir araya toplanmaya başladı.
John olacakları dikkatle izliyordu. Tümü bir top haline gelene kadar gruplaşmaya devam ettiler. John'un zihninde dev bir koza imajı belirdi. Koza'nın ikinci defa gösterilmesi icadının ipekle değil de koza ile bağlantılı olacağı fikrini uyandırıyordu.
İpekle yaptığı deneyler uzaylı silahlarına karşı yeterince koruma sağlamıyordu. Belki de kozaya yönelip farklı bir bakış açısıyla icadına devam etmeliydi.
Helena'nın yanına gidip dev beyinle konuştuklarını iletti. Jen kulak misafiri olduğu konuşmadan heyecanlanıp yanlarına yaklaşmıştı.
"John, Klofck-182 ile yeniden irtibat kurduğunu mu söylüyorsun. Üstelik sorularına cevap verdi öyle mi?"
"Evet Jen, neden bu kadar şaşırdın?"
"John anlamıyorsun değil mi? Bu dev beyni keşfettiğimizden bu yana, sadece seninle ilgili konularda irtibat kuruyor. Sanki sadece dünyanın değil, evrenin en önemli kişisi senmişsin gibi."
Düşündüğü zaman Jen'e hak veren John, dev beynin neden kendisini seçtiğini düşünmeye başladı. Kendisi gibi süper zekâ olan birileri olabilirdi. İcadıyla dünyayı değiştirebilecek bir başkasını da bulabilirdi.
Kendisini seçtiğine göre bir bildiği vardır diye düşünüyordu. Düşmanların ona zarar verip veremeyeceğini bilmiyordu. Belki de kendini koruma içgüdüsüyle hareket ederek, John'un düşmanları yenmesine yardım edecekti. Dolayısıyla kendini korumuş olacaktı.
Dominic'in ayağına sürtünmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Hayvanı bir süredir görmüyordu. Yeni bulduğu eşinin yeryüzünde kalmış olması, hayvanı yeniden yalnızlığa boğmuştu. Kucağına aldığında her zaman uzun diliyle yüzünü yalayan hayvan, bu sefer başını yaslayıp hareketsiz kalmıştı.
Hank ile irtibat kurup Dominic'in eşini kurtarmasını söylemeyi aklının bir köşesine yazdı. Hayvanı bir süre kucağında taşıyıp okşadı. Angela'yı görünce hayvanla ilgilenmesini rica ederek. Jen ve Helena ile toplantı yapmak istediğini söyledi.
Jen'in odasına geçerek özel konuşmak için kapıyı kapattılar. Jen hâlâ heyecanını koruyordu. Helena ise olan bitenden bir şey anlamadan sadece izliyordu.
"Jen, dev beynin tırtıllarımı yönlendirerek üremelerini arttırdığını düşünüyorum. Sanırım icadımla ilgili yanlış yolda olduğumu düşünüp beni doğru yola itiyor."
"Olabilir ama amacı ne?"
"Sanırım düşman uzaylıların istilasından kendini korumak istemesi olabilir."
"Bu mümkün fakat uzayın ortasına yaşayan dev bir beyni yerleştiren gelişmiş bir ırk, ona kendini koruyacak gücü de vermiş olması gerekmez miydi?"
"Haklısın Jen, bunu ben de düşündüm ama ya o gücü kullanamıyorsa veya düşmanların gelişmiş teknolojisine karşı işe yaramayacağına inanıyorsa?"
John'un kurduğu mantığa karşı çıkmaya gerek olmadığını gören Jen sessizce kabullendi. "Peki seni hangi yöne yönlendiriyor ki sen icadından şüphe duyuyorsun?"
"Ben başından beri ipeğe yoğunlaştım ama tırtılların gönderdiği imgelerin ikisinde koza vardı. Kozanın anahtar olabileceğini düşünüyorum."
"Bildiğimiz ipek böceği kozasının ne gibi faydası olabilir ki?" diye atıldı Helena.
John bu sorunun cevabını henüz bilemiyordu ama imgelerden gördüğü kadarıyla bu koza sıradan kozalara benzemiyordu.
"Dev bir koza Helena, basit bir koza değil. Düşünsene normal kozadan kelebek çıkar. Dev bir kozadan ne çıkabilir?"
Bu soru hepsinin aklını kurcalamaya başlamıştı. Dev beyinden gelen tek kelimelik mesaj John'a doğru yolda olduğunu belli etmişti.
"Aferin."
-DEVAM EDECEK-
Yayımlanma tarihi: 17.08.2015
Soru 1: Dev kozadan ne çıkabilir?
Soru 2: Tesis tekrar kullanılabilir olacak mı?
Soru 3: Seth'in planı devam edebilecek mi?
Kelime sayısı: 886
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
Science FictionDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...