Not: Bebeğin uzaylı geni taşıması bence şu yönden daha ilginç. Aynı anda Dromonits'lerin, Jen'in ırkının ve insanların genlerini taşıyor. Diyeceksiniz ki John'da da aynı genler var. Fakat ondakiler doğuştan gelmiyor. Doğuştan gelmesi genlerin birbirleri ile uyumlu hale gelmesini sağladı. Bu genler onun özel biri olacağını işaret edebilir. Fikirlerinizi bilmek istiyorum. Oylarınızla birlikte yorum atar mısınız? Teşekkürler.
Özet: Helena hamile olduğunu teyit etmek için Jen'in gemisine çıkar. Dsyco bebeğin genlerinde bir tuhaflık görür. Karl bunun Dromonits genlerinden kaynaklandığını söyler. Angela bir kardeşe sahip olacağı için heyecanlanır. General, Evelyn'in kimliğinin sahte olduğunu öğrenir. Onu tutuklamak ister ama John engel olur.
*** Yeni Bölüm ***
Evelyn bomba ile ilgili çalışmaları hızlandırmak için sık sık John'u yardıma çağırıyordu. John'un tırtılları ile ilgilenecek vakti kalmıyordu. Bu da General'i çok rahatsız ediyordu. O sözde büyük buluşu gerçekleştiremezse, asıl istila başladığında çaresiz kalacaklardı. Bu yüzden John'u uyarıp tırtıllarla olan projesini aksatmamasını emretti.
John her zamanki gibi tırtılları üç grupta toplandığını gördü. Kutunun yetmeyeceğini anladığı için daha büyük bir cam kutuya geçirmişti. İlk nesil, beklendiği gibi üremeyi kesmelerinden dolayı sayıları iyice azalmıştı. İkinci nesilde üreme yavaşlamış, aksine üçüncü nesilde üreme geometrik artış sergiliyordu.
Bu hızla üremeye devam ederlerse oluşturabilecekleri fayda ve zararları hesaplamak zordu. John bu konuyu Karl ile konuşmak istiyordu.
"Karl beni duyuyor musun?" diye düşündü.
Karl'ın görüntüsü karşısında belirdi. Hâlâ dev beynin küçük bir çocuk gibi görünmesine alışamamıştı. John başka insanlarda onu görebiliyor mu diye çevresine bakındı.
"Merak etme senden başka kimse beni göremez. Çünkü burada değilim."
"Anladım Karl. Fakat seni sadece ben görebiliyorsam, diğerlerinin gözünde kendi kendine konuşan bir deli gibi gözükeceğim."
"O zaman sesli konuşma, ben seni duyarım."
John en doğru çözümün bu olacağını anladığı için telepatik bir konuşma başlattı.
"Son nesil tırtıllar çok hızlı artıyor ve bu beni tedirgin ediyor Karl. Bunun sorun olmayacağından emin misin? Geometrik artış sonucunda, bir süre sonra tesise bile sığamayacaklarından endişeleniyorum. Üstelik üreme süreleri de kısaldı. Normal tırtıllardan çok daha hızlı ürüyorlar."
"Endişelerini anlıyorum ama onların çoğalmasını başta ben tetiklesem de, şimdiden itibaren kendi planlarını uyguluyor gibi görünüyorlar."
"Peki Karl anlıyorum. Acaba onlara telepatik olarak üremelerini durdurmalarını söyleyemez misin?"
Karl bir süre düşünür gibi bekledi. Aslında tırtıllarla telepatik iletişim kuruyordu. Kendisi ne kadar gelişmiş olursa olsun, bağlantı kurduğu varlıklar küçük ve yavaştılar. Düşüncelerini iletme konusunda da çok zayıftılar.
"Senin ilk nesli oluştururken yaptığın mutasyonların, her nesilde değişime uğradığını söylüyorlar. Sen onları üç nesil olarak tanımlasan da, arada birçok nesil geçmiş. Üç farklı grubu, üç nesil gibi algılıyormuşsun. Sanırım bunları demek istediler. Açıkçası düşünceleri çok zayıf, az çok bunları söylemek istediklerinden eminim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
Science FictionDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...