16-Yapay el

4.1K 311 10
                                    

John ne yaptığının farkına vardığında, küçük çaplı bir şok yaşamıştı. Jen’in kendisini itmesi ile istem dışı oluşan bu olay, sonucunda ne yapacağını bilemeden elindeki silaha bakakalmıştı. Jen elinden silahı alırken itiraz etmedi.

Jen doktora bakıp birkaç kere, “John topla kendini” dedi. John’un bakışları küçük dostunun üstüne döndüğünde, Jen yaralı adamı işaret ederek “ona yardım etmeliyiz” dedi.

John hâlâ, yok olan eline bakan yaveri gördü. “Ne – ne yap – ne yapabiliriz?”

Jen adama yaklaşıp, tepki vermesine fırsat vermeden, sakinleştirici enjekte etti. Yaralı adam önce dizleri üzerine çöktü, ardından yavaşça yere serildi.

Jen doktora dönerek “dikkatini bana ver John. Uzay gemisine çıkmalıyım, sen askerin yokluğunu fark ettirmemeye çalış” dedikten sonra adamı tutarak ışınlandı.

John başına gelene inanamıyordu. Bir insana zarar vermişti ve bu vicdanını çok sızlatıyordu. Asansöre doğru sarsak adımlarla ilerlemeye başladı. Şu anda ihtiyacı olan tek şey Helena’nın kollarıydı.

*************

Jen yaralı adamı uzay gemisine ışınlayınca, gemide kısa süreli bir heyecan yaşandı. Bu uzay gemisine alınan ilk askerdi. Mürettebat gerginleşmiş ve soru soran gözlerle komutanlarına bakıyorlardı.

Jen kendinden emin bir sesle “bu adam yanlışlıkla benim silahımla vuruldu ve elini kaybetti. Acilen yenilenme odasını hazırlayın” dedikten sonra manyetik sedyeyi getirmelerini söyledi.

Askeri manyetik sedyenin üzerine koyabilmek için dört kişi uğraştı. Sedyenin adının manyetik olması, tekerlekleri olmadan yerden bir metre yükseklikte ve yere değmeden manyetik güçle havada kalmasından kaynaklanıyordu.

Angela bu sedyeyi görse, Geleceğe Dönüş filmindeki kaykaya benzetirdi. Sedyeye konan askeri ameliyat odasına götürdüler. Jen geminin sağlık ekibine gerekli talimatları verdi ve işinin başına döndü.

*****************

John asansörden çıkıp, çalışma istasyonuna nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Tek bildiği bir an önce Helena’sına kavuşmak ve teselli edilmekti.

Helena John’un gelişini fark etmemişti. Aniden birisi arkasından beline sarıldığında, refleks olarak arkasındakinin ayağına bastı, bir dirsek atıp kolundan yakaladı ve omzu üzerinden yere fırlattı.

John’un inleyen sesini ve acı içinde yüzünü görünce, büyük bir pişmanlık yaşadı. Reflekslerine küfrederek sevgilisinin yanına düz çöktü ve başını kucağına aldı.

“Özür dilerim” dedi saçını okşarken. “Arkamdan sarıldığında panik yaptım ve ani tepki verdim.

 John acı içinde “hak etmiştim, daha beterini hak ettim aslında” dedi.

Helena ne demek istediğini anlamadığı için işveli bir sesle “hayır John, arkamdan sarılmana kızmadım, aslında haberim olsaydı mutlu bile olurdum” dedi.

Angela gözlerini devirerek “çifte kumrular yüzünden işler aksadı, görmüyor musunuz?” dedi ve çevrelerine bakmalarını işaret etti.

Kendilerine dikilen gözleri fark ettiklerinde, utanarak kalkmaya çalıştılar. John inleyerek doğrulmaya çalışıyordu. Helena ise John’un kalkması için kolundan destekliyordu.

General’in yaklaşmakta olduğunu gören çalışanlar acilen işlerine döndüler.  Angela ikiliye, başıyla arkalarını dönmelerini işaret etti.

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin