Bu sabah daha geç uyanmıştım. Tuana ile konuştuktan sonra telefonda bakınıyordum. Aklıma gelen isimi yazdığımda baya bir takipçisi olduğunu gördüm. Kendisi de az kişiyi takip ediyordu fakat gizliydi. Postlarına baktığımda yine azdı ve yüzü görünmüyordu. Halbuki yakışıklıydı. Ne diyorum ben! Üstsüz olduğu ve arkası dönük bir fotoğrafı vardı. Gömlekten bile belli olan kaslarını baya sergilemişti beyefendi. ''Bozuntu!''
Telefonu yatağın üstüne bıraktığımda kalkıp havlusu bozulmamış saçlarımı taradım. Yeterince düzdü zaten. Banyoya girip rutin işlerimi de hallettikten sonra aşağı inmek için hazırlandım. Askıdan çıkardığım kısa ceketi yatağımın üstüne bırakıp makyaj masama oturdum. Günlük bir şeyler yaptıktan sonra ceketimle telefonumu alarak aşağıya indim. Annemle babam masadayken kapıdan ''Ben çıkıyorum.'' Diyecekken annem durdurmuştu. ''Kızım bir baksana. Bu ne acele?'' Tekrardan kapıya döndüğümde babamla göz göze geldik ama odağımı anneme verdim. ''Ablan dönmüş.'' Sadece başımı salladım. Muhtemelen Başar abinin ailesinin evindeydi. ''Hoş gelmiş anne.''
''Akşam davet var. Sende bizimle geliyorsun.'' Bunu diyen babamdı. ''Ceketini de giy, hava soğuk.'' Masadan kalktığında annemin saçlarını öptü. Aynısını bana yapmak istediğinde geri çekildim. Buna bozulmuştu ama hakkım vardı. Kırıkken onunla konuşmak istemiyordum. ''Çıkıyorum ben.'' Gittiğinde anneme döndüm. ''Ablan gelecek aslında birazdan. Çok işin yoksa sen de kal evde. Birlikte hazırlanırdık.'' Kafamı hayır anlamında salladım. Yarın sahnem olduğunu anneme söyleyemezdim çünkü artık hamile bir kız vardı. Ona yardımcı olması gerekirdi. En azından kendimce böyle düşünüyordum. ''Gerek yok akşam gelirim ben. Ablama selam söylersin.''
Kapıdan çıktığımda arabama bindiğimde arabanın içinden eve baktım. Annem cama yaslanmış buraya bakıyordu. Hüzünlü bir hali vardı. Bana üzülmesine gerek yoktu.
Sabah Tuana elbise alacağını söylediğinde nedenini sormamıştım ama artık benimde elbiseye ihtiyacım vardı. Onun yanına gitmeden yol üstünden kahve aldım. Arabamı otoparka bırakıp yanına gittiğimde bıkkınlığı yüzünden okunuyordu. ''Nerede kaldın sen?'' Masumca gülerek koluna girdim. ''Özür dilerim hayatım. Trafik vardı yolda yoksa bekletir miyim seni?'' Hiç inanmamıştı. Gözünü devirdiğinde görmemezlikten geldim. ''Sanırım akşam banada elbise gerekecek.''
''Ecmel Sera Sayar sahalarda demek.'' Ecmel'i kullanması hoşuma gitse de istemezdim. Kimsenin bana Ecmel demesini istemiyordum. O avukattı ama Sera balerindi. İkisi çok farklı kişilerdi. ''Akşam birlikteyiz o zaman. Bir dakika ayrılmam yanından.'' Hevesle dediği cümleye cevap vermedim. Mağazanın birinde elbise denerken bir yandan da konuşuyorduk. ''İrem'de gelmiş.'' Dedi yüzünü buruşturarak. İkisi kavgalılardı önceden beri. İrem, Tuana'nın eski sevgiliyle çıkmıştı. Normalde de arkadaş değillerdi ama İrem sürekli Tuana'ya laf attığı için Tuana bir gün bunun cevabını çok güzel vermişti. İrem şımarık biri sayılmazdı ama burnu çok havadaydı. Küçük dağları o yaratmış gibi davranıp insanlarla uğraşırdı. Bir masada otursanız size bile laf edecek bir şey bulurdu. Onun huyu böyleydi. Ablamla arası iyi olduğu için zaten onu sevmem mümkün değildi. Ama Başar abiyi severdim. O da beni severdi. ''Umurumda değil.''
Elbise kısmına geldiğimde gözüme sade kırmızı bir elbise çarpmıştı. Elime alıp Tuana'ya gösterdim. ''Bu nasıl?'' Üstüme tuttuğunda inceliyordu. ''Aşırı iyi. Elinle koymuş gibi bulmuşsun aynı aşkım.'' Bu dediğine güldüm. ''Denememe gerek yok bu yeter.'' Aynı şekilde ona uygun bir ayakkabı seçtiğimde ben hazırdım. Tuana ise benden farklı uzun bir elbise seçmişti. Fiziğine giden bir elbiseydi ve harika görünüyordu. O da benden daha kadınsıydı. Bunu bana hiç belli etmiyordu ama benden olgundu her zaman. Benim yanımda çocukça davranmasından farklı bir insandı. Birlikte bir şeyler yedikten sonra o eve hazırlanmaya gitti. Ben kendi kuaförüme gitmeyi tercih ettim. Sahneye çıkmadan da hep buraya gelirdim. Her zamanki topuz gibi yaptırdım. Önden iki tutamı bıraktığımda gayet elbiseyle uyumluydum. Hızlıca eve gidip giyindiğimde çok abartı olmayan takılarımı da taktım. Annemle babam çoktan gitmiş zaten. Ne daveti olduğunu bilmesem de hazırlanmıştım işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teenfikce"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...