''Hadi Sera!'' Koştura koştura giyinme odasına girdim. ''Geldim geldim.'' Üstümdeki hırkayı çıkarıp basamağa çıktım. ''Geçenkinin beli çok boldu ama ona dikkat et.'' Kafasını sallayıp bedenimin ölçülerini aldı. ''Kızım tam manken fiziği var sende.'' Kıkırdadığımda dik durmaya çalışıyordum. ''Aman Zerrin. Her seferinde aynı şeyi söylüyorsun he.''
''Aslında çalıştığım ajansta bir çekim olacak. Manken arıyoruz bizde.'' İmalı söylemesine göz devirdim. Zerrin sahne stilistiydi ve işinde çok iyi bir kadındı. Her provada böyle şeyler söyleyip beni ikna etmeye çalışırdı. Hukuk geçmişim olduğu için biraz temkinliydim ama aklımı da çelmiyor değildi. ''Yürüyüş mü yapacağım?''
''Yapmak istersen evet. Sadece bir gecelik zaten hayatım.'' Gelen bir özgüvenle kafamı salladım. ''İyi bakalım. Konum atarsın o gece.'' Şaşkınlıkla kafasını kaldırdı. ''Sen ciddisin?'' Omuz silktim. ''Bir kereden bir şey olmaz. Tabii bir yerde yayınlanmayacaksa.'' Gözleri parladı. ''Medyada yayınlanır da sizinkiler görmez merak etme.'' Görseler de sorun olmaz benim derdim Araf'ın görmemesiydi. ''He senin derdini anladım ben.''
Muzurca güldüm. ''O bir şey demez de. Neyse ya.'' Hayatı eğlencesine yaşıyordum zaten.
O odadan çıktığında üstümdeki kostümü çıkarıp hırkamı geri giydim. Neyse ki gösteriye az kalmıştı. Sahne hazırlanmaya başladığında kulisten çıkıp oraya yöneldim. Bir yandan annemi aradığımda hemen açmıştı. ''Hayatım geliyorum. Trafiğe takıldık birazcık.'' Güldüm. ''Tamam daha hazırlıyorlar zaten.''
''Görüşürüz.'' Telefonu cebime attığımda sahneye hazırlanan kızları izledim. Onları da özleyecektim sanırım. Telefonum tekrar çaldığında cebimden çıkardım. Araf arıyordu. Yine evden kaçar gibi çıkmıştım ve tüm gün aramamıştık birbirimizi. Yine açmamaya karar vererek meşgule attım. Eğlenceli geliyordu.
Sahne vaktim yaklaştığında ışıklar kapanmıştı. Sadece seyirci kısmını görebildiğimde annemle babamı farkettim. Annem beni gördüğünde aradan el sallamaya çalıştım. Mutlulukla o da bana el salladı. Babamda gülümsemişti. Aramız hala limoniydi onunla da. Odaya döndüğümde kostümümü poşetten çıkardım. Toz pembeydi. Aynı renkte tacımı da seçtikten sonra bir kenara koyup giyindim. Hazırdım. Yine kalbim atıyordu. Aramak istediğim biri vardı. Telefonuma uzanıp onu aradım.
''Meşgule attığım için özür dilerim. Kostüm deniyordum.''
''Beğendin mi bari?'' Anlamsızca aynaya baktım. Güzeldim işte. ''Evet. Bu rengi çok severim.''
''Biliyorum. Özel tasarım.'' Kaşlarım çatıldı. ''Anlamadım?'' Tavrı gayet normaldi. Kızgın değildi. ''Senin için özel dikildi.'' Dedi düz bir sesle. Yutkundum. Onun gönderdiğini bilmiyordum ki. ''Anlamıyorum hala.''
''Zerrin tanıdığım biri. Ölçülerine göre dikildi bugün içinde.'' Şaşkındım. Cidden beklemiyordum. ''Şey..'' Kelimelerim düğümlenmişti sanki. ''Teşekkür ederim.'' Tepki gelmedi. ''Neden gelmedin? Senin için yer ayırabilirdim.'' Onu davet etmediğimi farkedince dudağımı dişledim. ''Gelemezdim. İşlerim var.''
''Sera hadi!'' Diye bağıran sese aldırmadan telefonu kapatmadım. ''Gidecek misin?'' Sanırım istemiyordum gitmesini. ''Muhtemelen.'' Usulca yerime oturdum. ''Çıkınca yanına gelebilir miyim? İşin o kadar çok mu?'' Masumca sorduktan sonra cevabını bekledim. ''Gel.'' Tek kelime. Beni ona götürecek tek kelime. ''Tamam o zaman.'' Mutlulukla yerimden sıçrayınca gülümsedim. ''Görüşürüz.''
''Dikkat et.'' Daha fazla uzatmadan telefonu kapattığında yerine geri bıraktım. Bazen ona anlam veremiyordum ama yanına gidince işler değişiyordu. Onu gördüğümde ya da o beni gördüğünde her şey daha farklı olabiliyordu. Hırkamı üstüme geçirerek odadan çıktım. Hocaların yanına gittiğimde güler yüzle karşılanmıştım. ''Hazır mısın?'' Hızla kafamı salladım. ''Hiç bu kadar hazır olmamıştım.'' Umay teyze omzumdan sarıldığında köşeden benden önceki sahneyi izliyorduk. Çok geçmeden o da bittiğinde benim duyurum yapılmıştı. ''Hadi. Bol şans.'' Elimden tutarak ayrıldığımızda hırkayı ona vererek yanından çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
أدب المراهقين"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...