Sabah gözlerimi araladığımda tüm bedenim uyuşuktu. Kasıklarımın ağrısı da cabasıydı. Zaten ağrırdı ama bu biraz fazlaydı. Çok anlık gelişmişti. Çok garipti. Yan tarafa döndüğümde hala uyuduğunu farkettim. Yatakta doğrulduğumda kalktım. Anlık titremeyle kendime geldiğimde lavaboya ilerledim. Duş alırken farketmediğim izler vardı. Umarım kapatıcı işe yarardı. Bacağımdaki şortu sıyırıp karnımdaki iğne izlerine baktım. Bu benim başka bir sırrımdı. Ellerimi lavabonun kenarına dayadığımda bunu görmemle kendimden bir kez daha nefret ettim.
Soğuk suyu açtığımda yüzüme çarptım. Onu sevdim. Aşık değildim belki de ama sevdiğimi bildim. Hızlı da gelişebilirdi. Birkaç aylık bir şeydi. Hayatlarımızın çıkmazındaydık.
Kendime gelip lavabodan çıktıktan sonra yine yanına gittim. Başımı göğsüne koyduğumda bir elimi karnına koydum. İkimizinde izleri fazlaydı. Kolunu omzuma koyduğunda uyandığını anlayıp kafamı kaldırdım. Ona doğru bedenimi döndürdüm. ''Günaydın.'' Gülümsedim. ''Günaydın.''
''İyi misin?'' Sabaha karşı birkaç kez canımın acıdığına şahit olmuştu. Onayladım. ''İyiyim. Geçti sayılır.'' Kasıklarım hariç iyiydim. ''Bir süre üstsüz gezme.'' Bu dediğime güldüğünde yüzünü yukarı çevirdi. ''Gezmem.'' Yerimde yükseldiğimde ellerimi yanağına ve boynuna yerleştirdim. ''O kadar pasta aldım. Yiyemedik bile.''
Dudağıma uzunca bir öpücük bıraktı. ''Bence pasta yemekten daha iyisini yaptık.'' Güldüğümde tekrar dudaklarına uzandım. ''Pişman mısın?'' Kafamı iki yana salladım. ''Hayır.'' Gerçekten değildim. ''Güzel.'' Telefonum çaldığında yerimde doğrulup çekmecemin üstüne uzandım. Metin arıyordu. Aramasına şaşıramadım çünkü neredeyse öğlen olmuştu. Meşgule atıp onu arayacağımı söyledim. Onun yanında açıp konuşamazdım. ''Kim?''
''Biri değil.'' Telefonu bırakıp tekrar ona döndüm. ''İşin yok mu senin?'' Kolunu başının altına koydu. ''Akşam gideceğim.'' Kafamı salladığımda ona yaklaşıp ellerimi göğsünde birleştirdim. ''Akşam olmaya yakın zaten.'' Güldü. ''Dur durak bilmedin ki.'' Şaşkınlıkla bakarak omzuna vurdum. Bu onu güldürdü. ''Ben mi sen mi?'' Tanıdığım Araf dün geceki Araf değildi. Çok başkaydı. Uzunca beni öptü. Öptü. Ellerini boynumda gezdirdi. ''Sevdim.''
''En çok da bu izlerin olmasını.'' Onun izleriydi. ''Hm.'' Boğukça mırıldandığımda dudaklarımız tekrar buluştu. Dur durak bilmeyen oydu. ''Bence artık kalkmalıyız.'' Bu tepkisine güldüğümde ondan uzaklaştım. Kalktığında lavaboya girdi. Telefonuma baktığımda Metin'in mesajlarını okudum. Toplantıya gireceği için söyleyeceği her şeyi mesaj olarak yazmıştı. Tümünü okuduğumda tüm keyfimi kaçıran cinstendi. Mesajların önemli yerlerini Tuana'ya da attığımda benim kadar o da tepki vermişti. Beklediğim bir şey sayılırdı.
Asıl bombayı o bana söylediğinde bu benim için bardağı taşıran son damlaydı. Yapacağım şeylerin geri dönüşü olmayacaktı bundan sonra.
******
Tuana Vardar
Ayaz'ın bir konuşmasına denk geldiğimde Sera ile alakalı olması beni dinlemeye itmişti. Defne, Kuzey'e gidip onun kendisini dövdüğünü söylemişti. Bunun imkanı yoktu. Sera kimseye zarar verecek biri değildi. Birisi damarına basmadığı sürece gerçekten sakinliğini koruyan bir kızdı. Ona yazacağım sıra bana bir sürü mesaj iletmişti. Attığı şeylerde haberi aslında Reha yaydırmış. O gün stadyumda da ailesinin ve kendisinin fotoğrafını çekenin o olduğunu söylüyordu. Bunu okumadan mesaj yazmıştım. Bu onu daha da körükleyecekti.
Şirkette olduğumdan yanına gidememiştim ama şimdilik bir şey yapmayacağını söylüyordu. Ne kadar şimdilikti?
Akşama kadar konuşmadığımızda ne yaptığını merak ediyordum. Bu kadar susması iyi değildi. Hem de hiç. Ayaz'ın aramasıyla düşüncelerim kenara kaydığında onu yanıtladım. ''Canım. Nerdesin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teen Fiction"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...