İlerleyen saatlerde eve doktor ve hemşire geldiğinde sargısını değiştirmişlerdi. Hemşireye ayrı bir gıcıklık kapmıştım ama söylemek istemiyordum. Onlara aşağıya kadar eşlik ettikten sonra tekrar yukarı çıktım. Telefonla konuştuğunu gördüğümde ses çıkarmayarak yatağın diğer tarafına oturup bağdaş kurdum. ''Akşam gelirsen bakarız birlikte şuan işim var.'' Telefonu kapatır kapatmaz bana döndüğünde hemen sordum. ''Bunlar bir daha gelecek mi?'' Güldü.
''Noldu?'' Omuz silktim. ''Doktoru beğendim de hemşireyi beğenmedim.'' Sorgular gibi baktığında anlayamamıştım. ''Doktoru mu beğendin?'' Aklıma gelenle dudağımı dişledim. Doktor erkekti. ''Ya onu mu diyorum canım? Adam evli barklı, hemşire değil ama. Orana burana dokunuyor sargı yapacağım diye!'' Ya aramızda ne vardı da kıskanıyordum ki onu? Sadece dinlediğinde dediklerimi geri almak istedim. ''Özür dilerim. Karışmamam gerekirdi.''
Yanına çektiğinde ona baktım. ''Buna hakkın var diye düşünüyorum.'' Kafasını salladı. ''Gelmeyecekler zaten bir daha.'' Ben de onu onayladığımda yine de sorma gereği duydum. ''Peki nasıl oldu omzun? İyi misin biraz daha?'' Görünüşte dünden daha iyiydi ama acıyıp acımadığını bilmiyordum. ''İyiyim.''
''Biri mi gelecek akşam?'' Biri bana sus demeliydi. ''Buğra gelecek sadece. Diğerlerini bilmiyorum.'' Kafamı salladım. ''Kahvaltı yaptın mı sen?'' Kafamı salladım. ''Evet. O yüzden sabah erken gittim zaten. Annem biraz takıntılıdır da yemek veya kahvaltı konusunda.'' Hafif güldüğünde ben de güldüm. ''Öyle ama. Sabah bile formu yerindeydi.'' Aklıma gelenle yerimde kıpırdandım. ''Sen yememişsindir ama değil mi? Yemek hazırlayabilirim istersen.'' Öğlen olmuştu neredeyse ve bir şeyler yemeliydi. ''Gerek yok.''
''Peki.'' Önüme döndüğümde yapacak bir şey bulamadım. Telefonumun titremesiyle çantama uzanıp içinden çıkardım. Provaya gelemeyeceğimi yazıp geri kapattığımda bugünün çarşamba olduğunu farkettim. ''Bugün önemli bir işim var demiştin?'' Ona döndüğümde rahatlıkla bakabiliyordum. ''İptal oldu.'' Ne olduğunu merak ediyordum ama susmalıydım artık. Kapı çaldığında dikkatim dağılmıştı. ''Ben bakayım.''
''Sen in geliyorum ben.'' Üstünü giyeceği için hızla çıktığımda aşağıya indim. Kapıyı açtığımda karşımda hiç görmeyi beklemediğim biri vardı. Uğur Şaşmaz. Eski sevgilim Özgür'ün arkadaşıydı. O da benimle aynı üniversitede okumuştu ama şuan ne işi vardı burada bilmiyordum. ''Ne işin var senin burada?'' Direkt olarak bunu sorduğumda kaşlarım çatıldı. ''Asıl bunu ben sormalıyım sana.'' Güldüğünde anlam veremedim. ''Kuzey'in kız arkadaşının sen olduğunu söyleme sakın.'' Yapmacık gülümsemeyle başımı salladım. Aslında aramız iyiydi de neden şimdi böyle davranmıştı çözemedim. ''Benim.''
''Ne o dosyan Araf üzerine mi bu seferde?'' Dediği şeyle gözlerim açılıp hızla merdivene baktım. Kimse yoktu. ''Kimse bilmiyor benim ne olduğumu. Yapmıyorum da zaten artık ben o işi.'' Bunu beklemiyordu. ''Nasıl? Bunu sen mi söylüyorsun?'' Kafamı salladım. ''Bıraktım ben o işleri ama lütfen sus tamam mı? O bilmiyor.'' Sorgulayıcı bakışları üstümde gezindiğinde gerginlikten ölecektim sanırım. ''Kapıda beklemeyi düşünmüyorsunuz herhalde?''
Arkamdan gelen sesle ona dönmedim ama yalvaran gözlerle Uğur'a baktım. Buğra'nın kastettiği Uğur bu olmamalıydı. Bir şey demeden içeri geçtiğinde kapıyı kapatamadan bir araba daha durdu. Buğra indiğinde bir nebze rahatladım çünkü onu yakın hissetmiştim. Modumu düşürmeyerek el salladığımda bana güldü. ''Kapılarda mı karşılıyorsun beni balerin?'' Kafamı salladığımda güldüm. ''Evet.''
''Hoş geldin.'' Eliyle topuzumla oynadığında elini tutamadan kolunun altına aldı. ''Hoş buldum şekerim. Uğur boku benden önce mi geldi?'' Kafamı sallasam da göremezdi muhtemelen. Beni içeri sürüklediğinde ikisinin bakışları da bize döndü. Araf sorguladığında Uğur ile göz göze gelmek istememiştim. ''Merhaba çocuklar. Tanıştırayım anneniz.'' Uğur gülmemek için dudaklarını bastırdığında Araf sinirle çenesini ovuşturdu. Gözlerim faltaşı gibi açılırken kafamı iki yana salladım. ''Bu da baştan satıcı çıktı.'' Beni itip oturduğunda değişken ruh haline anlam verememiştim ama hoşuma da gitmişti. Araf'ın yanına oturduğumda bana baksa da ona bakmadım. ''Burada mı konuşacağız?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teen Fiction"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...