17

1.6K 85 22
                                    

Babamla birlikte geldiğimizde gerginlikten midem bulanmıştı. Çok kötüydüm. Beni bırakmıştı. Bilerek gelmişti ve gitmişti. Ne kadar büyük bir olaydı da polisler bile burdaydı? Buğra'yı görmemle babamın yanından ayrılıp onun yanına koşmam bir oldu. ''Sen neden geldin?''

''Nerede o?'' Omuzlarımdan tuttuğunda kötü bir haldeymişim gibi hissettirdi. ''Buğra.''

''Bilmiyorum.'' Etrafta ayrıca kötü bir haldeydi. ''Girip bakamaz mısın? Onu görmeliyim lütfen.'' Kafasını iki yana salladığında daha da yıkıldım. ''Her yer patlamış. Alev içinde arka taraf, bizde haber bekliyoruz. Sakin ol tamam mı canım?''

Ağlamalıklı bir tonda ''Az önce yanımdaydı ya.'' Kısık sesimle beni sarmalamıştı. ''Ben onu kaybetmek istemiyorum.'' Saçımı okşadığını hissettiğimde iç çekti. ''Özür dilerim kardeşim. Onu durduramadım.''

Ayaz geldiğinde Buğra onun yanına gitmişti. Tek kaldığımdan emin olduğumda hızlıca polis ekiplerinin olduğu tarafa ilerledim. ''Girişler yasak değil mi?'' Anlayışla kafalarını salladığında tekrardan arkama baktım. Kimse bana bakmıyordu. Kılıfımın arkasından kimliğimi çıkardığımda polislerin şaşırması bir olmuştu. ''Savcım.''

''Bunu kimseye söylemeyin tamam mı? Özellikle bekleyen kişilere.'' Tekrar kafalarını salladığında benim için sarı bantı kaldırmıştı. ''Savcım, dikkat edin.'' Gülümseyerek kafamı salladığımda oradan da uzaklaşmaya başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Karanlıktı. Tek gördüğüm ilerdeki birkaç konteynırın yanıyor olduğuydu. Babamdan duyduğum şeylere göre burası ona ait değildi. Bunu yapan oydu ve şuan yoktu. Yangının sebebi oydu ve olmayışıyla beni yaktığından haberi yoktu.

Yavaş adımlarla ilerlediğimde birkaç kişi ile karşılaştım. Sanırım yaralıları çıkarmak için görevlilerdi. Beni farkettiklerinde kimliğimi göstermemle kafalarını sallayarak uzaklaştılar.

Arka tarafa ilerlediğimde loş ışıkların ardından kimseye rastlayamadım. Arkamdan birinin geldiğini hissetmem ile duraksadım. Gerginlik tüm bedenimdeydi. Kusacaktım artık. Kafama dayanan bir sertlik ile yutkundum. Silahtı. Emniyetini açtığını duyduğumda gözlerimi yumdum. Tek başımaydım. Arkamı döndüğümde tanımadığım birini beklemiyordum. ''Kimsin ve burada ne işin var?''

''Ben.'' Diyebildim içime kaçan sesim ile. Silahın namlusu tam olarak alnımdaydı ve korkudan dilimi bile yutabilirdim. Bana yaklaştığında silahı bir an bile çekmedi. ''Buraya girebildiğine göre önemli biri olmalısın.'' Etrafıma göz attıktan sonra ona bakarak gülümsedim. Ani bir hamleyle bana doğrulttuğu silahı ondan alıp ona doğrulttum. Gülmeme şaşırdığı için dikkatinin dağılması işime gelmişti. Beni daha tanımıyordu. Gözleri fal taşı gibi açıldığında ona bakmaya devam ettim. ''Sanırım sorduğun soruyu benim sormam gerekiyor.''

Kim olduğu umurumda değildi. Kimliğimi ona da gösterdiğimde yutkunuşuna sahip oldum. Benden korktu. ''Öğrendin bence kim olduğumu.'' Arkadan birini gördüğünde oraya dönemezdim. ''Gayet iyi öğrendim, küçük hanım.'' Neye dönülecekti bunu bilmiyordum. Arkaya bir adım attığımda korkuyla geri çekilmek istemiştim sadece. Arkada kimi gördüyse ondan güç almıştı. Yaptığı hamleyle elimdeki silahı atıp boğazımı sıkmaya başlamıştı. Neye uğradığımı şaşırmıştım.

Boğazımdaki ellerini tuttuğumda pis gülüşünü duydum. ''Çok iyi tanıyorum seni. Kuzey'in sürtüğüne bak sen! Ne cevherleri varmış.'' Kıpkırmızı olduğumu hissettiğimde konuşamamak beni öldürecekti. Çırpınışlarım bile beni kurtarmıyordu. Bir silah sesi duyduğumda üzerimdeki adam yan tarafıma yığıldığında hızla ondan geri çekildim. Boğazımı tuttuğumda öksürük krizine girdim resmen. Canım yanıyordu. Oturur pozisyona geldiğimde akan gözlerime engel de olamadım.

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin