9

1.9K 109 34
                                    

Arabadan inmek istemiyordum. Tuana olmasa o yemeğe gitmezdim. Doğu abinin bizim için kapattığı mekanın önünde bekliyordum. Bir de Araf'ı. Arabasını hala görmemiştim. Muhtemelen tanımadıklarımda olacaktı. Tuana da yan tarafıma yanaştığında arabadan inip bana bakıyordu. ''İnmeyi düşünmüyorsun herhalde?'' Camdan ağzını okuduğumda kafamı iki yana salladım. Niye yemek yani? Düğünde görüştünüz bitti işte. Elleri belinde hala beklediğinde bıkkınlıkla arabadan indim. ''Ben niye geliyorum ya? Düğün benim düğünüm mü?'' Sadece gençler vardı bir de.

Kolunu omzuma atıp yürüdüğümüzde topuklularla merdiven çıkmak ölüm gibi gelmişti. Çoraplarımı aramıyor değildim. Cinayet masası gibi bir ortam vardı. Simge, Doğu abi, Başar abi, ablam, ben, Tuana, İrem.. Birkaç sandalyede boştu. Gelecek kişiyi tahmin etmesi zor değildi. Başar abi ve Doğu abi ile selamlaştıktan sonra Simge'nin yanına oturdum. Tuana da yanıma oturmuştu. Simge ile konuşurken iki kişi daha gelmişti. Birinin adı Ayazdı onu biliyordum. Diğerini tanımıyordum. Ayaz olan sanırım bilerekten Tuana'nın hemen yanına oturmuştu. ''Bu da gelmiş.'' Bana fısıldadığına gülmüştüm. İkisi de selam verdiğinde tanımadığım için çok yakın olamamıştım.

Doğu abinin yanındaki boş sandalyeye takıldığımda tek olmayan Araftı. Cama bakmaya çalıştığımda birini göremedim. Yanımda Simge varken de telefonumu açamazdım. Tanımadığım adamın bana baktığını farkettiğimde sadece tebessüm edip önüme döndüm. Sanırım halimi komik bulmuştu ya da masadakileri tanımaya çalışıyordu. Madem gelmeyecekti neden geleceğini söyledi bu adam? Masanın altından telefonumu açacakken beklediğim ses ''Geciktim sanırım.'' dediğinde rahatlamıştım. İrem'in yüzünde güller açtığında göz devirerek önüme döndüm.

''Kuzey de geldiğine göre masamız tamamlandı.'' Dedi tanımadığım adam. Umarım adını söylerdi çünkü bu hitap ona çok uzundu. Tuana'ya eğilip adamı işaret etmeye çalıştım. ''Bu kim?'' Omuzları kalkıp indi. ''Ben de görmedim.'' Araf ile göz göze geldiğimizde bir şey demeden önüme döndüm. Birkaç yemek geldiğinde hiçbirine dokunmadım. Sadece birkaç kez içeceğimden içmiştim. Midem almazdı bu saatte. Simge tabağımı boş gördüğünde bana dönmüştü. ''Sen neden bir şey yemiyorsun canım?'' Bir şey diyecekken İrem atlamıştı her zamanki gibi. ''O şimdi yerse gece kusmak zorunda kalır.'' Masada sessizlik olduğunda bir şey deme gereğinde bulunmadım. ''Yanlış mıyım?'' Tuana bıçağını sertçe masaya vurdu. ''Sanane.'' Rahatça suyumdan içtim. İrem benden cevap alamayacaktı. ''Geçti sanıyordum.'' Ablamın cümlesiyle ona döndüm. ''Kardeşin senden daha iyi biliyor.''

Araf'a bakmak istemediğimde tanımadığım adam konuştu. İrem'i işaret ederek ''Sen Ece'nin kardeşi misin?'' Diye sordu. Yazık bu adamda kimseyi tanımıyordu ama ablamı tanıyordu. Başar abi, İrem'i uyarsa da konuşmaya devam ediyordu. ''Hayır. Ablamın kardeşi bu.'' Güldüm. Ablasıymış. Beni gösterdiğinde adam bana döndü. ''Sera sen misin şimdi?'' Ayaz onu dürttüğünde kafamı salladım. ''Maalesef.'' Araf bana bakıyordu. O da bir şey yememişti. ''Siz kimdiniz? Bir tek sizi tanımıyorum sanırım.'' Sanki bu soruyu bekliyormuş gibi gülümsedi. ''Buğra.'' Hatırlamıştım. O gece telefonda konuştuğum adam. Araf'a bakıp tekrar ona döndüm. ''Tanıştığıma memnun oldum.''

''Ben de.'' İmalı şekilde bakarak önüme döndüm. Ablama baktığımda uzun bir süre gözleri ben de oyalandı. Bir şey demeden ona bakmayı sürdürdüm. Allahım bu gece bir an önce bitsin. Simge ve Tuana ile konuşurken bir yandan bacak bacak üstüne attığımda bacağıma giren kramp canımı yakmıştı. Sesim çıkmasın diye bacağımı sıkmaya çalıştığımda canım daha çok acımıştı. Hemen geçtiğinde şükretmiştim. Gözümden bir yaş geldi ve Araf bunu gördü. Zaten gözü sürekli bendeyken görmemesi imkansızdı. İrem'e baktığımda ona bakıyordu. Ona bakarken Tuana kolumu dürtmüştü. ''Noluyor? Her an üstüne atlayacak gibisin.'' Sadece onun duyacağı şekilde ''Biraz daha ona bakmaya devam ederse atlayacağım.'' Dedim. Bu isterse kıskançlık olsundu ama benim inadım Araf'ın yaptığına karşılıktı. Metin benim kuzenimdi ve bana onun yüzünden bağırmıştı. İrem bana döndüğünde yapmacık şekilde gülümsedi. ''Bir şey mi diyecektin canım?''

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin