8 Ay Sonra
Bekarlığımın son günlerinde etrafımdaki herkeste bir heyecan vardı. Kına tarzı bir şey istemediğimden daha çok bekarlığa veda gibi olacaktı. Tuana'nınkinden yeterince çekmiştik zaten. Üç aydır evliydi o da, zaman bizim için çok hızlı geçiyordu. Bugün son kez mekanların ikisine de gidecektim. Son kez de gelinlik provama gidecektim. Araf toplantısı yüzünden gelmeyecekti. Zaten gelinlikle beni görmemeliydi.
Önce kursa uğrayıp birkaç işimi hallettiğimde bekarlığa vedanın yapılacağı yere geldim. ''Sera Hanım, her şey istediğiniz gibi oldu.''
Bizimle ilgilenen kadına gülümsedikten sonra etrafa göz attım. Gerçekten çok güzeldi. Gündüz vakti çok belli olmasa da akşam öyle güzel parlayacaktı ki hayatımın en güzel günlerinden birini yaşayacaktım belki de. Oradan ayrılıp düğünümüzün olacağı yere geldim. Resmen bir saraydı. Araf'a ait bir yerdi. Daha önce hiç kimse burada evlenmemiş, sadece Araf'a özel yapılmıştı.
Furkan dede bana o kadar iyi davranıyordu ki büyükbabadan böyle ilgi gördüğümü hatırlamıyordum. Birileri tarafından düşünülmek çok güzel bir şeydi. Tüm her şey eksiksiz olduğundan bir şey kalmamıştı. Evin kapısına gelip annemi beklediğimde nihayet gelmişti. ''Kız ne ara geldin?''
''Mekanlarda yatacak halim yoktu ya anne!'' Arabayı tekrar hareket ettirdiğimde Zerrin'in atölyesine sürdüm. Tüm her şeyimi o dikmişti. Bu konularda güveneceğim tek kişi oydu gerçekten. ''Her şey hazır mıymış?'' Kafamı salladım. ''Evet.''
Annem artık bu olaylara da duygulu değil mutlulukla yaklaşıyordu, çünkü mutluydum. Araf ile yeni evimiz iki tarafa da yakın sayılırdı. Fakat çok ıssız bir yerde kalıyordu. Bunu bilmesem bile evi çok önceden yaptırmaya başlamıştı. Aramızda bunu konuştuğumuzda dediklerimi bir yuva haline getirmişti resmen. Bizim yuvamız.
Siteye girip arabayı bıraktığımızda içeri geçtik. ''Hoşgeldiniz!''
Zerrin güler yüzle yanımıza geldiğinde hemen sarılmıştık. ''Hoşbulduk!''
Üçümüze de kahve söylediğinde elbiselerimi getiriyordu bir yandan da. ''Hangisini deneyeceksin?'' Düşündüğümde gülerek ona baktım. ''En son gelinliğimi giyeceğim.'' Zaten iki elbise giyecektim sadece. Bir de gelinliğim olacaktı.
Perdeyi kapattığında iki elbiseyi de kendim denedim. Tam bedenime olmuştu. En son gelinliği giydiğimde büyük aynadan kendime baktım. Kabarık değildi, bedenime göreydi. Çok güzeldi. Giyeceğim en güzel elbiseydi. Yan döndüğümde minicik karnımın şiştiğini görmüştüm. O gün mutlaka aç giymeliydim bunu. Kahvaltıyı fazla kaçırmış olmalıydım. ''Anne!''
Annem perdeyi açıp geldiğinde Zerrinle ikisi beni inceliyordu. İlk kez annemin karşısında giyiyordum. Gözleri dolu dolu bana baktığında benimde gözlerim dolmuştu. ''Çok güzelsin, kuğu gibisin aynı.''
Bana sıkıca sarıldığında gitmemi hiç istemiyor gibiydi. ''Tamam, beni de ağlatacaksın şimdi.'' Ondan uzaklaşıp gözlerimi sildiğimde aynaya tekrar baktım. Çok güzeldi, her şeyiyle çok güzeldi.
Zerrinle de konuştuktan sonra eve döndüğümüzde odama çıktım. Üstümü değiştirecekken telefonum çaldığında çantama geri yürüdüm. Müstakbel kocamdı. ''Efendim?''
''Geçtin mi eve?'' Tekrar giyinme odasına girip hoparlöre aldım. ''Evet, baktım iki yere de.''
''Eksik varsa söyleseydin, çocuklar hallederdi.''
''Aşkım.'' Dedim ince bir sesle. ''Her şey çok güzel, gerçekten.''
Ona sahip olmak bu hayattaki en güzel şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Novela Juvenil"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...