Yetmemiş miydi çektiğim acılar? Daha ne kadar ağlayacaktım?
Nasıl çıktığımı bilmiyordum oradan. Mahvolmuştum. Bitmiştim. Telefonum donmuş gibiydi. Herkes bir yandan arıyordu. Ben o değildim. Yemin ederim değildim. Tek annem Eylem Sayardı. Doğduğum gün bile fotoğrafım vardı benim. Nasıl oldu da bu haber yayınlanabildi? Babamın nasıl haberi olmazdı? Otoparktan arabamı almadan uzaklaştım herkesten. İnsanların bana bakışını görmüştüm. Çok kötüydü. Ben o değildim.
Taşlar şimdi yerine oturdu. Dün gelen arama, silinen programlarım. Çoktan magazindeydim. Nasıl göremezdim? Gidecek bir yer bulamadım. Eve gidemezdim. Beklemediğim bir arama gördüm. Büyükbabam. Sadık Sayar. En korktuğum arama buydu. Açmaya elim gitmemişti. Telefonu kulağıma yasladım. ''Ecmel.''
''Büyükbaba.'' Fısıltımın ona ulaşıp ulaşmadığından emin değildim. ''Geliyorum.'' Kıyamet kopacaktı. ''Telefonunu kapat ve kimseye ulaşma.'' Telefonum kapandığında öylece bakakaldım. Büyükbabam bize bağlı bir adamdı ve ailesi uğruna yapacağı bir şey yoktu. Bu işlere de bu yüzden başlanmıştı. Her şeyin başı onun babasıydı. Söylenenlere göre büyük büyükanneyi kan uğruna öldürdükleri için büyükbabamı annesi uğruna bu yola sokmuşlardı. Ordan babama geçip tüm hayatımızı buna göre şekillendirmemizi istemişlerdi. Ben hariçtim. Ben yoktum. Hiçbir sitede, hiçbir kaynakta kimse Sayar olarak görmezdi beni. Saklıydım.
Şimdi ise öyle bir öğrenilmiştim ki Sayar olmak beni mahvetmişti.
Ne yapacağımı bilemezken öylece duruyordum. Büyükbabamın dediği gibi telefonumu kapatmıştım. Zaman geçtikçe arabalar ve geçen insanlar gözümde büyüdü. Mideme öyle bir kramp girdi ki öleceğim sandım. Tüm hayatım bitmişti. Benim bu kimliğim dışında hukuki bir kimliğim de vardı. Bir gün ona döneceksem nasıl olacaktı?
Önümde siyah bir araç durduğunda plakasından tanıdım. Arka kapı açıldığında binmem beklendi. Yavaş adımlarım arabayı bulduğunda içeriye girdim. Büyükbabamı gördüğümde ne diyeceğimi bilemedim. ''Büyükbaba.''
''Kızım.'' Ona sarıldığımda hıçkıra hıçkıra ağladım. Çok canım yanıyordu. ''Büyükbaba bittim ben. Mahvoldum.'' Saçlarımı okşadığında gözyaşlarım benden bağımsız aktı. ''Bitmedin kızım, bitmedin. Her şey yeni başlıyor.''
*****
''Tek bir haber sitesinde dahi adını görürsem hepinizin ecdadını sikeceğim!'' Sinirle telefonu kapattı, Araf. ''Orospu çocukları!'' Diye kükrediğinde tüm masayı dağıttı. ''Sakin ol. Önceliğimiz onu bulmak.'' Buğra bile bunu dediğine inanamadı. Haber o kadar iğrençti ki herkes şaşkındı. Beklenmedik yerden vurulmuştu bu sefer. ''Açmıyor.''
''Ne yapacağız şimdi?''
Ellerini camın pervazına dayadığında o da düşündü. Ne yapacağını bilmiyordu. Hangi tarafın düşmanı olduğunu da kimse bilmiyordu. ''Bundan sonrası sikimde bile değil.'' Telefonuna geri uzandı. ''Bir saat.'' Diye uyardı. ''Bir saat içinde onu bana bulacaksınız.''
*****
Sadık Sayar, torununu güvenli bir yere bırakıp halletmesi gereken işlere geri döndü. Belliydi. Sayar Malikanesi. Bir sürü araba buradaydı bile. Kapılar ona açıldığında gerginlik havası sezilmişti bile.
Eve adımını attığında herkes ona döndü. ''Baba.'' Engin Sayar da beklemiyordu. ''Çocuğum nerede?'' Tek sorusu buydu Sadık Sayar'ın. Onun için aile her şeydi. Gözü karaydı. Evlat ya da torun farketmezdi. Ezer geçerdi herkesi. ''Bilmiyorum.'' Ağır ağır kafasını salladı. ''Bilmiyorsun. Bu haber yayınlanırken neredeydin, Engin?''
Eylem donup kalmıştı. Tüm aile bilirdi onun Sera'ya sevgisini. Kızlarının ikisi de aynıydı ama o farklıydı. Bu ayırma değildi, biliyorlardı. Geçmişte kalan bir yarası vardı. ''Halledeceğim.'' Hepsinin eli kolu bağlı gibiydi. Gözleri bir an Ece'ye kaydı. Karnını görünce gülümsedi. Ece'yi de ayrı severdi. Ama Ece'nin hali yoktu. En çok da o üzgün görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teen Fiction"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...