Sabah sevinçle kahvaltıya indiğimde annemin karşısına oturdum. ''Günaydın tatlım. Ne güzelsin bugün!''
''Günaydın.'' Dedi göz ucuyla bana bakarken. ''İstifa ettikten sonra mutlu olanı da yeni görüyorum.'' Güldüğümde tabağıma bir şeyler aldım. ''Adliye koridorları benlik değilmiş hanımefendi.''
''Senlik olan neymiş?''
Kuzey Araf Yıldırım.
Gülümsediğimde bunu söylemedim. ''Sahneler, insanlar, gösteriler... Bunlarmış benlik olanlar.'' Kafasıyla onayladı. ''Ne yaparsan yap. Eski kızımı geri getir bana.'' Bu tavrına güldüğümde uzanıp elini tuttum. ''Aslında sana vermek istediğim bir şey var.'' Bir elimle de sweatimin cebinden bir bilet çıkardığımda ona uzattım. ''Şaka yapıyorsun!''
Kafamı iki yana salladım. İlerleyen günlerde yine bir stadyum gösterisi olacaktı. Ön siparişe açılmadan anneme bir bilet almıştım. Gerek yoktu ama yine de bu haberi ilk ona vermek istemiştim. ''Ay çok sevindim çiçeğim! Çok özlemiştim seni izlemeyi.'' Kafamı yana eğip gülümsediğimde şımarmıştım biraz. ''Hazır mısın peki?''
''Sen benim geceleri uyuduğumu mu sanıyorsun?'' Dün gece hariç düzgünce uyumamıştım. Dün gece yastığım çok rahattı. ''Dans mı ediyorsun?'' Onu onayladım. ''Bazen çok unutkan olabiliyorum ama performansım hala aynı.'' Suyumu da içtiğimde masadan kalktım. ''Umay teyzeye uğrayıp Tuana'nın yanına geçeceğim. Gideceğin bir yer varsa bırakabilirim, daha çıkmıyorum.''
''İzel çağırdı aslında ama hiç de gidesim yok. O suratı asık kızını göresim hiç yok!'' İrem'den bahsetmesi beni güldürdü. Telefonu çaldığında arayana baktı. ''Ay Kübra arıyor. Sorayım bakayım o da geliyorsa ben de giderim.'' Kafamı sallayarak iç çektiğimde konuşmasının bitmesini bekledim. ''Geliyormuş. Ben de gideyim o zaman.''
Sabahlığını düğümlediğinde yerinden kalktı. ''Cansel! Gel saçımı yapalım.'' Tıngır tıngır odasına gittiğinde Cansel ablaya bakıp gülümsedim. ''Sana kolay gelsin Cansel abla!'' Annemin saçını yapmak ölüm gibiydi her zaman. Kendisi hiçbir aleti beceremez. Becerdiğinde de yamuk yumuk olurdu. Evimizdeki çalışan Cansel ablanın eskiden kuaför olduğunu öğrendiğinden beri birlikte vakit geçirirlerdi. O da bundan yeterince keyif alır, bazı modelleri annemin saçında denerdi. Üstelik dünürünün yanına gittiğini düşünürsek ultra güzel hissetmesi lazımdı kendisini.
Ayaklarımı sürüyerek odama çıktığımda ne giyinsem diye bakındım. Siyah çizmelerimden vazgeçmeyip ona göre bir şeyler giyinmediğimde kendimi beğenmesem de odadan çıktım. Aşağıya indiğimde annemi göremedim. Odasından hala makine sesleri geldiğinde oraya yürüdüm. ''Kız hala hazır değil misin sen?''
''Hazırım!'' Leydimiz perçemlerini de düzelttiğinde vazgeçilmez rujunu sürüyordu. Beni incelediğinde göz devirerek baktı. ''Biri bu kıza hayrına siyah çorap fırlatsın!'' Görüntüsünü sevmediğimden mecbur normal çorap giyiyordum çizmenin içine. ''Yoo, giydim gayet!'' Çizmemi indirdiğimde pembe fırfırlı çoraplarımı gördüğünde kıkırdadı. ''Ah çocuğum benim.''
''Hadi hadi!'' Tekrar aşağıya indiğimde saçlarımı da düzelttim. Akşam Araf'a gitmek gibi bir planım vardı. Bu plandan onun haberi olmasa da vardı işte. Annem geldiğinde dışarıya çıktık. ''Öbür arabana ne oldu kız, sen beyazdan başka araba sürmezdin.''
''Dağa kaçtı. Az hayatıma renk gelsin diye bu renk istedim.'' Arabamı patlattığımı söylersem bacaklarımı keserdi. Kesmekle kalmaz köpeklerin önüne atardı. ''Sattın mı?'' Gelişigüzel kafamı salladım. ''Onun parasına da bu çizmeleri aldın herhalde.''
''Valla çok para verdim canım, istersen bir tur sana verebilirim.'' Gülüştüğümüzde arabaya bindik. Belki biraz giyinmeyi bilmiyor olabilirdim ama modayı hep takip ederdim. Sınırlı üretim olan özel tasarım bir çizmeydi. Kendi parama kıydığım en pahalı şeydi. Arabam dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teen Fiction"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...