38

1.2K 78 10
                                    

Duvara yaslandığımda dizlerime uzanan köpeğe eğdim başımı. ''Ne zaman gelecek senin bu baban?''

Bir mırıltı geldiğinde bunun cevap olmadığını anladım. Aramak istemiyordum, bu nedenle bahçede beklemek daha iyiydi. Yorgundum. Tüm bedenim ağrıyordu.

Nihayetinde arabası bahçeye girdiğinde ayaklanmadım bile. Köpeği onun yanına ilerlerken kafamı duvara yasladım. Köpeğini sevdikten sonra yanıma geldiğinde önümde eğildi. Bana öyle güzel bakıyordu ki bakışları altında kayboluyordum. ''Bakma öyle.''

''Şu hale bak!'' Beni kucağına aldığında kıkırdadım. Kollarımı boynuna doladım. ''Akıllanmazsın sen değil mi?'' Kafamı iki yana salladım. ''Senin gibi bir sevgilim var, mümkün değil.''

Giyinme odasına çıkardığında beni ortadaki masaya oturttu. ''Sen akıllanmıyorsun ama benim aklımı alıyorsun, farkında değilsin.'' Belimde duran silahı çıkardı, eşofmanımın paçasını sıyırdığında bıçağı çıkardı. Kafamdaki tokayı da çıkarıp saçlarımı düzeltti. ''Bir milyon vermekten kaçıyorsan hiç kaçma, bunlara kanmam ben!''

''İstediğin para olsun güzelim.'' Güldüm. ''Neden diye sormayacak mısın? Ya da nereye götürdüğümü?'' Benim tarafıma ilerlediğinde pijamalarımdan birini çıkardı. ''Sanırım beni tanımama konusunda haklısın.'' Yutkundum. ''Beni hiç tanımıyorsun.''

''Ben olmasaydım hiçbir adam seni o sevkiyat alanına almazdı.'' Sweatimin eteklerine uzandığında üstümden çıkardı. Onun karşısında utanma gereği hissetmedim o an. Bedenimi incelediğinde yapacağı şeyi anlayıp gözlerimi kapattım. Karnıma eğilip kalan ameliyat izimin her bir milimini öptü. Artık oranın acıması mümkün bile değildi.

Ardından bana bakmadan pijamanın üstünü alıp kollarımdan geçirdi. Düğmelerini tek tek iliklediğinde kafamın düşmemesi için kendimi zorladım. Ayakkabılarımı çıkarıp eşofmanımı sıyırdı. Şortu bile onun sayesinde giymiştim. Yorgun olduğumu anlıyordu, her haliyle.

Benimle ilgilenmeyi bırakıp üstündeki gömleği çıkardı. Pantolonunu da çıkarıp sadece eşofman giydiğinde bu hali hoşuma gitmedi değildi. ''Gel bakalım,'' dedi beni kucağına alırken ''benim küçük bebeğim.''

Yatağın ortasına yatırdığında kaymama gerek kalmamıştı. Yanıma uzanıp göğsüne yatırdığında kolumu ona sardım. Saçlarımı okşuyordu. Kafamı ona çevirdiğimde çenemi göğsüne koydum. Hemen kafasını eğdi. ''Sana bugünkü fotoğraflarımı gösterdim mi?'' Kafasını iki yana salladı. ''Herkese gösterdin, bana yok tabi.''

''Ya sana ölürüm.'' Dedim yerimde yükselirken. ''Benim için sadece sen varsın, herkes değil.'' Eli belime ulaştığında yanağına koydum ben de. Dudaklarına uzanıp öptüm. Geri çekildiğimde gözlerine baktım. ''Ben seni seviyorum.'' Gülümsemesi dünyama ışık yaktı. Bir diğer elini çeneme koyduğunda uzunca dudağımı öptü. ''Sana bayılıyorum.''

Gülümsediğimde çekmecenin üstünde gördüğüm telefonlarımıza uzandım. Kendiminkini aldığımda ekranı açtığımda beni durdurdu. ''Dur bakayım.'' Parmaklarımı telefondan çektiğimde ekrandaki resme baktığını anladım. Biz vardık. ''Sen bunu nereden buldun?'' Buğra ile sarhoş olduğumuz gece ona bakarken Buğra çekmişti. Bir eli yanağımdayken benim bir elim onun göğsündeydi. Ona yaslıydım. Ona bakıyordum. O da bana bakıyordu. ''Buğra atmış. Ben de kullanmak istedim.''

''Sana ölünür be kızım.'' Dedi iç çeker gibi.

''Dağıttın konuyu yine!'' Güldüğümde çenesini öptüm. Önüme döndüğümde telefonumu açıp resimlerimi gösterdim. ''Aslında daha çok var ama ben bu kadarını telefonuma aktarabildim.'' Hepsini inceledikten sonra telefonumu kapattım. ''Benim güzel kızım.'' Saçlarımı öptüğünde gülümsedim. ''Artık dergi sayfalarını katlamana gerek kalmayacak.''

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin