14

464 25 4
                                    

Gece geç gelmeme rağmen sabah erkenden uyanmıştım. Duş aldıktan sonra bahçeye inmiştim. Yağmur yağıyordu ve çok güzeldi. Hafta sonu olduğu için evdekiler geç uyanırdı muhtemelen. Araf'ı aradığımda açmamıştı. O da uyuyor olabilirdi. Onu bir arkadaş gibi görmek istiyordum en azından. Yakışıklıydı ve kızların ilk görüşte beğenebileceği bir adamdı. Hislerim olabilirdi ama gidecek birisi için ona bağlandığımda içimde yaşamak istiyordum.

İçeri geçtiğimde görevli abla güler yüzle bana bakmıştı. ''Günaydın efendim. Kahvaltınızı hazırlamamızı ister misiniz?''

Şaşırarak sordum. ''Annemler yok mu?'' Annemler genelde uyanana kadar hazırlanırdı, hazırlanmazsa evde olmadıkları anlamına gelirdi. ''Yoklar efendim. Sabah erkenden tesise gittiklerini söylediler.'' Anladığımı belli eden bir bakışla kafamı salladım. ''Hazırlamanıza gerek yok ben de çıkacağım şimdi.''

Bu yağmurda yapıyorlardı acaba? Yukarı çıkarken annemi aradım. ''Günaydın tatlım!''

Annem neşeli ve nefes nefese bir sesteydi. ''Bu ne neşe sabah sabah?'' Odama girdiğimde giyinme odasına yöneldim. ''Ay hava çok güzeldi yağmurluyken. Koşuya geldik tesise. Baban akşama kadar kalırız dedi. Sen takılırsın zaten.''

''Peki canım. İyi eğlenceler.'' Kapattığımızda üstümü değiştirip hazırlandım. Ceket almayarak sweatimin kapüşonunu kafama geçirdim. Dışarı çıktığımda arabamı kapıda gördüm. Getirmişlerdi. Korumalardan biri anahtarımı getirdiğinde teşekkür ederek arabama ilerledim. Gidebileceğim başka bir ev daha vardı.

Şirkette olmazdı bildiğim kadarıyla. Bahçenin kapısı açıldığında girmeden korumalardan birine sormak için camımı indirdim. ''Araf evde mi acaba?'' Sakince başını salladı. ''Evet efendim.''

Arabadan indiğimde tekrardan sweatimi kapattım. Eve ilerlediğimde bir anahtarım olmadığını farkettim. Geriye de dönemezdim ve zili çalmak istemiyordum. Bahçeye ilerlediğimde biraz ıslanmıştım ama mutfak tarafındaki bir yerin aralık olduğunu görmemle gülümsedim. Muhtemelen kızacaktı bana.

Nihayetinde eve girdiğimde ses yoktu. Zaten yeterince erkendi. Onun yapamadığı şeyi yaparak mutfak tarafını kapatıp kilitledim. Sessiz adımlarımla yukarı çıktığımda sadece onun odasına ilerledim. Odaya girdiğimde karanlıktı. Perdeler bile çekiliydi hala. Ne yapacağımı bilemeyerekten yanına gittim. Ona dönük bir şekilde uzandığımda dirseklerime dayanarak onu izledim. Bu kadar harekete uyanmaması imkansızdı. Gözlerini araladığında beni farketti. Beklemiyordu. Bakışları ıslanmış olan perçemlere kaydı. ''Neden ıslaksın?''

Uyanır uyanmaz bunu demesi de ayrı ironiydi. ''Banyonda bir kız vardı. Onunla tartıştık.'' Gözleri açıldığında gülmemek için kendimi zor tuttum. ''Ne kızı? Kız falan yok yemin ederim.''

''Şaka yaptım.'' Kafasını yastığa tekrar gömdüğünde ona yaklaştım. ''Günaydın demeyecek misin?'' O kadar yol gelmiştim. Belimden tutup kendine yasladığında anlam veremedim. ''Uyanmak istemiyorum.'' Sesi boğuk ve uykuluydu. Bana sarıldığında ne olduğumu da anlayamadım. ''Niye burdasın?''

''Gidecek bir yer bulamadım.''

Yastıkta doğrulduğunda yüzlerimiz hizalandı. ''Sen de buraya mı geldin?'' Başımla onayladım.

''Hoş geldin.'' Dedi anlam veremediğim bir ses tonuyla. Beklemiyordum. ''Bir de seni merak ettim. Dün yorgundun.''

''Hm.'' Mırıltısı hoşuma gitmişti. ''Özledin mi?'' Bu soruya ne denirdi? Usulca kafamı salladım. Yalan değildi. Burada olmamın sebebi başka ne olabilirdi ki? İlk defa bu kadar uzun konuşmuştuk sanırım. ''Kızım.'' Saçlarımı sevdiğinde gülümsedim. ''Sen özlemedin mi?'' Yanağıma yaklaştığında nefesini hissettim. ''Hıhı.''

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin