Kapıda Araf'ı beklediğimden onu görür görmez merdivenlerden inip arabaya ilerlemiştim. ''Hoşgeldin!''
''Hoşbuldum.'' Beni incelediğinde beğenmiş bir hali vardı. ''Ne güzel olmuşsun sen.''
Gülümseyerek önüme döndüm. ''Provanın arasında bir boşluğum vardı. O ara gidip alışveriş yaptım mecbur.''
''Bana neden söylemedin?'' Omuz silktim. ''Gerek yok. Kendim hallettim iki dakikada.'' Kafamı salladım. ''Tüm ailen olacak mı peki?''
''Hayır. Halam hala bizdeyse o vardır, eve gitmedim ben de bayadır.''
''Peki.'' Ona doğru döndüm. ''Odanı görebilir miyim?'' Bana döndüğünde onu izlemem gülümsetmişti. ''Görebilirsin tabi.''
Direksiyondaki eline uzandığımda tuttum. Yerimde yükselip yanağını öptüm. ''Araba kullandığımın farkındasın değil mi?''
''Çokça.'' Elimi yanağına koydum. ''Aşkım.'' Dedim harfleri uzatarak. ''Giymişsin yine eteğini.'' Bacaklarıma baktığında güldüm. ''Yakışmış ama değil mi?''
İç çekti. ''Evet.''
''Yemekten sonra yanına gelebilirim, çok yakışmışsa.'' Güldüğünde elimi öptü. ''Sen her zaman gel, sevgilim.'' Eve geldiğimizde arabadan inmedik. ''Olmaz ama yine de söyleyeyim.'' Elimi tuttuğunda onu dinledim. ''Kim kötü bir şey diyecek olursa, onu dinleme.''
Düşüncesi beni öldürdüğünde elimi yanağına götürdüm. ''Senin ağzından çıkmayan hiçbir söze inanmam ben. Buna ailem de dahil, sen söylemedikçe ben kimseye inanmam.''
''Gerektiği yerde ben müdahale ederim zaten.'' Kafamı salladım. Arabadan indiğimizde elimi tutmuştu. Bu beni biraz utandırsa da ona ayak uydurmuştum. ''Elini bırakacağımı sakın düşünme.''
İçeriye geçtiğimizde Bade hemen Araf'a koşmuştu. ''Kuzey!''
Biz sadece üçümüzdük. Annem, babam, ben.
''Hoşgeldiniz çocuklar.'' Kübra teyze gülerek ayaklandığında hemencecik bana sarılmıştı. ''Hoşbulduk.'' Ardından Simge abla ile sarılmıştık. ''Hoşgeldin canım.''
''Hoşbuldum.'' Doğu abi ile selamlaştıktan sonra Gürkan amca bana sarılmıştı. ''Güzel gelinim gelmiş.'' Güldüğümde ellerimi sırtına yerleştirdim. Tıpkı bir babaydı benim için.
Nihayet Furkan Yıldırım ile tanışma faslına gelebilmiştik. İhtiyarıma benziyordu. ''Karşılaşabildik sonunda.''
''Merhaba efendim.'' Dedim içime kaçmış bir sesle. Araf'ın kime benzediğini şimdi daha iyi anlıyordum. Aynı dedesiydi. Uygar amcayla da hiçbir şey olmamış gibi selamlaştığımızda halası ve kuzeni olduğunu düşündüğüm iki kadın hiç bana bakmamışlardı bile. Eniştesi ile de selamlaşıp annemle babamın yanına oturdum. ''Canım nasıl geçti günün?''
''İyiyim anne. Yorgunum biraz tabi ama.'' Uzanıp elimi tuttuğunda içten bir şekilde gülümsedi. ''Sadık nerede? Geldiğimi duyunca kaçtı galiba.''
Babam güldüğünde onu yanıtladı. ''Gelecek birazdan o da. Böyle bir günü kaçırmayacağını söylemişti.''
Annemle birbirimize baktığımızda ikimizinde bundan haberi olmadığını farkettik. Kapı çaldığında gelen kişinin o olduğunu anladık. ''İyi insan da lafının üstüne.'' Furkan dede hepimizden önce kalkıp ilerlediğinde şaşırmıştım. ''Ciğerim, hoşgeldin!''
''Oo, kapılarda mı ağırlanıyoruz?'' Birbirlerine sarıldıklarında aslında ne kadar özlediklerini anlamamak elde değildi. Herkesle ayaküstü selamlaştığında benim yanıma gelmişti. ''Sayar'ım.'' Yanağımı sıktığında gülümsedim. ''Hoşgeldin büyükbaba.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girdap
Teen Fiction"Arkadaş arkadaş gezebiliriz niye ki?'' Maksadım onu kızdırmaktı. Buna sinir olduğunu biliyordum. ''Demek arkadaş.'' Kafamı salladım. ''Hıhı.'' Parmakları ona dolanmış ince kollarımda gezdi. ''Arkadaşlarına böyle mi yaparsın?'' Çok fırsatçı bir ada...