41

283 34 41
                                    

Hala uyuyamadığım bir geceydi. O uyuyor muydu bilmiyordum, ama gitmesini hiç istemiyordum. Bu geceden sonra ondan ayrılmaya korkuyordum. Gerçek değilse? Ben yine hayallere kapıldıysam?

Göğsünden kalktığımda başımı yastığa koydum. Onu izledim. Ona dokundum. Yüzünün her bir milimini ezberledim. Bir kez olsun bana sarılmayı bırakmayan adamdı o. Nasıl yalan olurdu?

Gözlerini açar gibi olduğunda ona bakmaktan çekinmedim. Nihayet yönünü bana döndüğünde gülümsedi. "Niye uyanıksın?"

Bir elimi yanağına koyduğumda avcumu öptü. "Seni izlemekten vakit bulamadım uyumaya."

"Öyle mi?" Kafamı salladım.

"Benden sakladığın şeyi hala saklıyor musun?" diye sordum. Girdap'ı öğrenmiştim. Ama diğeri, diğeri kimdi?

Derin bir nefes verdiğinde yönünü tavana çevirdi. Ben ise ona bakmayı sürdürdüm. "Ne duymak istiyorsun?"

Yerimde kıpırdanıp ellerimi göğsünde birleştirdim. "Benden bir şeyler saklıyor musun?"

"Evet." İlk defa dürüstlüğü canımı yakıyordu. O olmasını istemiyordum. Canım yanıyordu. Canımında canı yanıyor muydu?

Konuyu değiştirmek istedim. Uykuya dalmadan üstündeki sweati çıkardığında tişörtüyle uyumuştu. "Kolların üşüyecek."

Örtüyü ikimizin üstüne çektim. "Dedi bacağında bir karış şortla uyuyan kızım!"

Güldüğümde olabildiğinde sessiz olmaya çalıştım. "Aşkım bir karış değil."

Pijama takımlarım uzun da olsa kısa da olsa altı şortluydu.

Bu anlarımızın son olmaması için içimden sayısız dua ediyordum.

"Onu sürekli söyle bana." Kafamı kaldırdığımda yüzünü seçmeye çalıştım. "Neyi?" Anlıyordum aslında.

"Aşkım dediğini." Gülümseyerek elimi yanağına koydum. Kalkacağını anladığımda gece lambasını yaktım. "Nereye?"

"Gitmem gerekiyor."

Gece gece nereye gitmen gerekiyor?

"Biraz daha kal, lütfen." Bana değişik baktığında bunu yapması için onu bekledim. "Bilmediğim bir şey mi var?"

"Hayır, sadece kendimi iyi hissetmiyorum." diye yalan söyledim. Ellerini yüzüme koyduğunda hasta mıyım diye baktı. "Neyin var?"

"Bilmiyorum." dedim geri yatarken. Hızlı düşünmeliydim. O giderse kendi içimde bir savaş verecektim çünkü. "Sanırım ameliyatlı yerim ağrıyor, karnım ağrısa anlardım ama ağrıyor orası."

Dirseğini yastığının üstüne koyduğunda saati parlıyordu. Tekrar yanıma uzandığında bir diğer elini karnıma götürdü. "Doktorunla konuşayım mı?"

Kafamı iki yana salladım. "Gerek yok o kadar."

Elini saçlarıma koyup dudağımı öptüğünde karşılık vermedim. Kısaydı zaten. "Gitmeliyim, Ecmel."

Eğer gidersen seni kaybedeceğim, anlamıyor musun?

"Peki, git." dedim karnımdaki elini çektiğimde. Ona arkamı dönerek gideceği kapıya baktım. Yatakta boşluk olduğunda önüme geçip eğildi. "Üstümdekini senin için bıraktım."

"Git." diye fısıldadım adeta. Beni dinlemeyip elini saçlarıma götürdüğünde gözlerimi kapattım. Birkaç kez yanağımı öptüğünde tepki vermedim. Benden uzaklaştığında kapıya baktım.

Yatakta doğrulduğumda başımı ellerimin arasına aldım. Ne yapacaktım şimdi?

Yataktan kalkarak masaya geri oturdum. Kargoyu tekrar elime aldığımda o sinirle kimin gönderdiğine bakmamıştım.

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin