21

1.3K 74 7
                                    

İki gündür evinden çıkmamıştı Sera. Kahvaltı ve yemeklere de inmiyordu. Odasına gelen yiyecekleri bile geri çeviriyor sadece yatıyordu. Pijamalarının üstüne sabahlığını giyip kitabını eline aldı. Ayakkabılarını giymeden sadece çoraplarıyla aşağıya doğru ilerledi. ''Sera.''

Annesi ona baktığında ne kadar kötü olduğunu bir kez daha gördü. ''İyi misin? Bir yerin falan mı ağrıyor?'' Usulca kafasını salladı. ''İstediğin bir şey var mı canım? Bak günlerdir bir şey yemedin, yapayım mı ben sana bir şeyler?'' Aklına ilk gelen şeyi söyledi. ''Pankek. Pankek istiyorum.''

Eylem gülümsedi. Aradan geçen kaç günden sonra ilk defa konuşuyorlardı. ''Ben yaparım hemen.'' Yine kafasını salladı. ''Bahçedeyim.''

Çimenlerin üstüne oturduktan sonra her yaptığı kitabını okumaya devam etti. Hali içler acısıydı. Bir hafta olacaktı neredeyse haber yayılalı. Çoktan unutulmuştur diye düşünse de onun acısı başkaydı. Eylem kızının isteği üzerine kendisi yapıyordu. Kapı çalınca dikkati dağılmıştı. Görevlilerden biri kapıya gittiğinde mutfaktan çıkmadı. Sonuçta onun elinden yemek istiyordu. ''Eylem Hanım.''

''Kim?'' O sormadan sorduğunda kıza döndü. ''Kuzey Bey geldiler.'' Şaşkınlığını gizlemediğinde elindekileri bıraktı. ''Siz devam edin. Getirirsiniz salona. Süt koyun bir de, sever o.'' Mutfaktan ayrıldığında girişteki koridorda Kuzey'i görmeyi beklemiyordu. ''Kuzey.'' Ona döndüğünde gülümsedi. ''Oğlum hoş geldin.''

''Hoş buldum. Nasılsınız?'' Nezaketle başını salladı. ''İyiyim sen nasılsın?''

''İyiyim.'' Uzatmadığında Eylem anlamıştı. ''Onu görmeye mi geldin?'' Yüzü ile bile belli oluyordu. ''İki gündür odasından çıkmadı, şimdi bahçede ama konuşur mu sanmıyorum. Hiçbirimizle konuşmuyor.'' Kadının haline de üzüldü. Haber onu da ilgilendiriyordu sonuçta. Ama onun takıldığı farklı noktaydı. ''Hiç çıkmadı mı evden?''

''Evden çıkmasa yine iyi be oğlum. Odasından dışarı adım atmadı. Yemiyor, içmiyor. Gördüğüm kadarıyla telefonlarını da açmıyor. Tuana arıyor her gün o da sağolsun. Endişe ediyorum artık ama kendine de yaklaştırmıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.'' Mahçupça başını salladı. ''Ablası?''

''O da burdaydı ama onunla da konuşmadı. Bilmiyorum bundan sonra ne olacağını. Herkes özür için arıyor ama benim için gram önemli değil. Ben onu düşünüyorum.''

''Ben konuşsam?'' Eylem sorgulamadan onu onayladı. ''Bahçede oturuyor. Sen git yanına.'' Onun yanından ayrıldığında kadına tekrar döndü. ''Siz onun başına gelecek en iyi annesiniz. Sizde üzülüyorsunuz görüyorum. Daha fazla yıpratmayın kendinizi.'' Daha da bir şey söylemeden bahçenin kapısına yöneldi.

*****

Bir sonraki sayfayı çevirdiğimde bahçe kapısının açıldığını duydum. Akşam olmak üzereydi neredeyse. Babam gelirdi. Ondan önce yukarı çıkardım. Sadece hava almak istemiştim. Kimseye bakacak gücüm yoktu. İlk zaman atlatırım sanmıştım ama şimdi çok kırıktım. Eskisi gibi değildim. Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde soluduğum kokudan annemin olmadığını anlamam mümkündü. Oydu. Kafamda onun içinde vereceğim kararlar dönüyordu elbette. Yan tarafıma bıraktığım ayracı sayfanın arasına koyduğumda kitabımı kapattım. ''Bu halin ne?''

''Hoş geldin.'' Dedim kısılmış sesimle. Konuştukça batıyordu boğazım. Ona dönemiyordum. Korkuyordum. ''Noldu? Yanımdayken iyiydin. Ne değişti?'' Kafamı iki yana salladım. ''Atlatamıyorum.''

''Atlatırız.'' Hala bana destek olmaya çalışıyordu. ''Odandan çıkmıyormuşsun. Bu kadar canının yandığını bilemedim.'' Tepki veremedim. ''Birinin görmesini istemedim. Ne yaptıysam kendime zaten.''

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin