Ben günümüz sorunsuz biterdi demiştim değil mi? Yook ama nerdeee. Bizimkiler Burger King'te bir çocuğa dalmışlardı. Oysaki daha o çok sevdiğim çilekli milkshakemi içememiştim. Somurtarak eve geldim. Bizimkilerde evlerine gitmişlerdi. Eve gelmem ile evin boş olduğunu görmem bir oldu. Annem nereye gitmişti ki? İçerideki masanın üzerindeki kağıdı görünce okumaya başladım.
"hatice teyzenlerdeyim altın günü için. Dolapta yaprak sarması var yersin"
Notu okumam ile gözlerimde bir ışık belirdi. Bir söz vardır bilmem bilir misiniz? "tok olsan bile işin ucunda yaprak sarması varsa yumul" iyi işte bilmiyorsanız öğrenmiş oldunuz. Söz bana ait. Depar atarak mutfağa girip buzdolabını açtım. İki tane dondurma kutusunu görmem ile kendi kendime konuşmaya başladım. Bir numaralı kutuda büyük hissediyorum o yüzden iki numaralı kutuyu açmak istiyorum. Dondurma kutusunu alıp açınca içinden köy peyniri çıktığını görünce tab3 reklamındaki çocuk gibi aaaa dedim. Biliydim böyle olacağını. Neyse dostum diğer kutuyu açarım bende diyerekten diğer dondurma kutusunu açtım. İçindeki yaprak sarmasını görünce midemdeki ejderiyalar koşuşturmaya başladı. Dolaptan limonu da alıp yaprak sarmasının üstüne sıktım. Ohh eki ekşi mis anam bacım mis. Elimi sarmalara daldırıp yerken kapı çaldı. Elimdeki dondurma ile gidip kapıyı açtım. Kargo mu? Dondurma kutusunu kapının yanındaki portmantoya koyup parmağımı yaladım.
G: evet buyrun
Kargo bey ise başını yerden hiç kaldırmayarak konuşmaya başladı.
"size bir teslimatımız var"
Bu ne lan? Teslimat falan yoksa yoksa içinde uyuşturucu mu var anaaağğmm. Adam elindeki kutuyu bana uzattı ve kırmızı gülleri de elime tutuşturdu.
"buraya imza atmanız gerek."
(BUĞRA'DAN DEVAM)
Bulduğum affettirme planı için gayet mutluydum. Güneş'in evine kargo kılığında gelmiştim. Ona bu elimdekileri verince bence çok mutlu olacaktı. Yani umarım öyle olurdu. Göz ucu ile güneş'e baktım. O ise kutuya bakıyordu. Bu kıza nolmuştu böyle? Yüzünde makyaj vardı. Elleri ojeliydi. Saçlarını sanırsam biraz kestirmişti. Gerçekten çok güzel olmuştu. Ona hayranlıkla bakarken o da kutudan gözleri çekip bana baktı. Ve buğra dedi şaşırmış yüz ifadesi eşliğinde.
(GÜNEŞ'TEN DEVAM)
İmzayı attıktan sonra kutuyu incelemeye başladım. İçini açınca bissürü milka çikolata olduğunu görünce gülümsedim. Sonra kargocu beye baktım. Ve bu kargocu beyin buğra olduğunu görünce şaşırmıştım. Sadece buğra diyebilmiştim. Ama sonra konuşmaya başladım.
G: sen senin ne işin var burada?
B: ben kendimi affettirmeye geldim.
G: seni affedebileceğimi sandın öyle mi?
Dedim ve bana getirdiği çikolata dolu kutu ile kafasına vurmaya başladım. O ise kaçmaya çalışıyordu.
G: ya sen ne cüretle evime gelirsin ya
Sonra çikolatalara acıyıp kutuyu bıraktım. Ve gülleri alıp kafasına vurmaya başladım. Buğra koşmaya başlayınca bende peşinde koştum. Bir yandan da çiçekler ile vuruyordum. Onu mahallenin sonuna kadar kovaladım ve peşinden aldığı parampirçik olmuş çiçeği fırlattım. Sonra ise koşarak eve geldim. Allah'tan kapı kapanmamıştı. Kapı kapansaydı dışarıda kalırdım. Annemin gelmesini öylece mal gibi beklerdim. Şimdi diyceksiniz ki annenin yanına gidersin nolcak ki. Yok canım ya ben almayayım. On beş tane yaşlı yaşlı teyzelerin yanına gidip onların yanık külotlu çorap kokusunu çekmeye hiç niyetim yok. Bir elime içi yaprak sarma dolu dondurma kutusunu alırken diğer elime buğra öküzünün bana getirmiş olduğu çikolata dolu kutuyu alıp içeri geçtim. İçi çikolata olan kutunun kapağını açıp sırıtmaya başladım. Şapşal diye mırıldandım. Kutu yıldız şeklindeydi ve mor renkti. İçinde de dediğim gibi milkanın her çeşit çikolatası vardı. Sarma yemekten sıkılınca kutuyu alıp buzdolabına koydum. Çikolata dolu kutumu ise odama çıkıp komidine koydum. Canım her çikolata çektiğinde yerdim işte. Bilgisayarımı açıp supernatural izlemeye başladım. Benim neden dean gibi bir abim yoktu ki. Öyle abim olsa onu dışarı çıkartmam ben evde beslerim. Gider bizim cami imamına sorardım abi ile evlenmek caizmi diye. İşte Allah biliyorda yaptırmıyor ya. İki üç dört bölüm izledikten sonra aşağıdan kilit sesleri gelince "anneee sen mi geldin?" o da "he benim kız" deyince koşarak aşağı indim. Ve anneme "nasıl olmuşum?" dedim. Tabi annem önce bir dondu kaldı sonra ellerini açıp Allah'ım bu benim kızım mı dedi ve sonunda ise iltifatlar eşliğinde finish yani. Ehehehe götüm kalktı yani şuan. Annenm yemek için mutfağa geçerken ben ise içeride televizyon izlemeye başladım. Kapı çalınca ben bakarım diyerekten ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda yine bir kargo bey duruyordu. Yine mi buğra ya yine mi diye mırıldandım. Kargocu bey ise elindeki beyaz ile siyah öküzü bana verdi. Üstünde ise bir not vardı.
"öküzlük yaptım ve bunlar için pişmanım. Beni affeder misin?"
Öküz ile kargo kılığına girmiş buğra'ya vurmaya başladım. Kargo bey ise dur abla ne yapıyorsun deyince vurmayı kestim ve konuştum.
G: ama sen buğra değilsin ki.
Çok sevgili okuyucularım yeni bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenerek okursunuz. Yorum ve votelerinizi bekliyor olacağım. Ve birde şehitlerimiz için bol bol dua okursanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...