G: gece uyumadan önce beni ara olur mu ?
B: tamam.
Buğra'ya yaklaşıp yanağını öptüm.
G: seni seviyorum bunu unutma.
Diyerek arabadan indim. Sonra ise etrafta kimse var mı diye kontrol ettim. Malum bizim mahallede kendini FBI ajanı zanneden çok kadın vardı. Allah'tan etrafta kimse yoktu. Binadan içeri girip kendimi asonsöre attım. Beşinci katı tuşladım. Birkaç dakika içinde bizim kata gelmiştim. Kapıyı açıp eve girdim. Annem herzamanki gibi mutfaktaydı. Bu kadın çok nadiren mutfaktan çıkıyordu nedense. Mutfak onun yuvasıydı. Akşam yemeği vakti geldiği için yemek yapıyordu. Anneme gözüküp odama çıktım. Bugün buğra ile sahilde konuştuktan sonra buğra ile birlikte kahvaltı yapmıştık. Ve benim kahvaltı yapmama karışmamıştı bile. Kafası bugün fazlasıyla karışıktı. Kahvaltı yaptıktan sonra sakin bir yerde oturup biraz konuşmuştuk. Akşam olduğu içinde buğra beni eve bırakmıştı. Günümüz böyle geçmişti yani. Pijamalarımı giyip yatağıma uzandım. Telefonuma mesajlar gelmeye başlayınca telefonumu elime aldım. Mesaj bizim gruptandı.
Deniz: yarın bir yerlere gidelim mi?
Kaan: bana uyar :D
Ayaz: bana da uyar evde oturmaktan iyidir.
Ben: olur.
Yazdım. Sonra ise yeni bir grup kurdum. Gruba bizimkileri ve buğrayı aldım. Grubun adını ise Dört erkek bir kız koydum.
Ben: buğra yarın bir yerlere gidelim diyolar olur mu olur demi?
Deniz: aşk böcükleri xd xd
Kaan: deniz bir dur.
Deniz: ne var be.
Deniz grubun adını aşk böcükleri olarak değiştirdi.
Ayaz: bu ne amk ?
Deniz: çokta güzel oldu bir kere.
Ayaz grubun adını En İyiler olarak değiştirdi.
Buğra: tamam.
Ben: kime tamam dedin canımcım?
Buğra: sana tamam dedim de canımcım?
Ben: öylesine yazılmış bir laf.
Deniz grubun adını Öylesine Yazılmış Bir Laf olarak değiştirdi.
Kaan: deniz bir dur amk.
Deniz gruptan ayrıldı.
Ben: ya bir durun ya çocuk gitti işte.
Ayaz: biz mi dedik git ona.
Denizi tekrar gruba aldım.
Deniz: güneş seni seviyorum
Buğra: deniz ne yazıyon lan sen
Deniz: buğracım kardeş anlamında dedim ben onu yoksa Allah çarpsın ki kötü bir amacım yoktu. Bime giderken kafama taş düşsünkü kötü bir amacım yoktu.
Buğra: tamam lan.
Ben: bim demişken aklıma çikolata geldi.
Kaan: şu an itibari ile kendime çikolata almaya gidiyorum.
Ayaz: bende gidiyorum lan.
Deniz: bende jelibon almaya gidiyorum zaaaa xd
Sanırsam hepsi gerçekten gitmişti. Mesaj gelince mesaja baktım. Buğra mesaj atmıştı watshapptan.
"Sakın bir yere gitmeyi düşünme"
Yazmıştı.
"Çikolata istiyorum ben"
" yarın bir kutu çikolata alıcam ben sana şimdi boşver çikolatayı"
Yazmıştı. Ya ben şimdi istiyorum ama.
" tamam bay"
Yazıp watshapptan çıktım. Zaten bakkala gidecek halim yoktu.
...
Sabah uyandığımda ilk önce etrafa baktım. Bugün günlerden cumartesiydi. Ve ben pazartesi günü okula başlıyordum. Nalet olsun bu hayat nalet olsun bu sevgi dırımdırımdırım. Sonra dün gece olanlar aklıma gelince sırıttım. Gece yatmadan önce buğra beni aramıştı saatlerce konuşup öyle uyumuştuk ki yatmadan önce onun sesini duymak çok güzeldi.
Yatağımı topladım. Dolaptaki mor çiçekli eteğim gözüme çarpınca eteği elime aldım. Giymek bir türlü nasip olmamıştı. Siyah opak çorap ile eteğimi giydim. Üstünede siyah düz badimi giyip saçlarımı açık bıraktım. Aşağı indiğimde annemin telefomla konuştuğunu gördüm. "Evet evet bugün sıra bende hepinizi bekliyorum hadi görüşürüz tamam canım hı hı oldu hadi görüşürüz çok öpüyorum seni tamam canım tamam" diyerek telefonu kapattı. Ben ise gözlerimi devirdim. Bir hoşçakal veya bir görüşürüz yeterdi. Maşallah biz kontörümüz bitmesin diye kimseyi aramayalım kadın iki saat telefonuyla konuşsun oh ne ala memleket. "Günaydın anne aşkım" "günaydın kızım hayırdır sen bugün etek giymişsin noldu yataktan falan mı düştün" dedi ve gülmeye başladı. Ben ise anneme "yapmayacaktın bu espriyi be anne" bakışlarımı atmakla meşguldüm. Annemde bir müddet kendi kendine güldükten sonra durdu ve kahvaltı masasına oturdu. Evet artık kahvaltı yapabilecektim. Dün babam doktoru arayıp artık doğru düzgün bir şekilde yemek yiyip yemeyeceğimi sormuştu domtirda artık yiyebilir cevabını vermişti ki ben bu haberi duyduğumda sevincimden neredeyse duvarlara tırmanacaktım. Salamları ağzıma tıkmaya başladım. Çok özlemişim vicdansızı be. Sonra ise omletten bir parça aldım. Allahım ben öldüm de cennete mi geldim. Bu kahvaltı denen şey ne kadar güzelmiş. Değerini çok iyi anladım yani. Kahvaltıdaki herşeyi silip süpürünce ayağa kalktım. Telefon kaplığımın arkasına paramı koydum. " anne aşkım bana ayfon alsanız artık herkesin ayfonu var artık" dedim. " tamam kızım sen takdir al ben sana ayfon alıcam" deyince anneme sarıldım. Ama sonra aklıma birşey dank etti. "Takdir mi?" "Evet takdir hani öğrencilerin aldığı belge" dedi çok saygı değer anneciği. O zaman nah bana ayfon altı plas takdir almakta neymiş on birinci sınıfta. Tamam matematik notlarım yüksek olabilirdi ama diğer notlarım pek iç açıcı değildi. Kopya ile yarım yamalak birşey yapıyordum. Ama takdir almalıydım artık bu iş bana bir görev olmuştu. Ayfon altı plas çok istiyordum çünkü. Dışarı çıktım. Karlar erimeye başlıyordu galiba. Sokağın başında bekleyen buğra'nın arabasını görünce sırıtarak yürümeye başladım. Arabaya binince sırıtmam daha da bir arttı.
B: niye kapının önüne gelmemi istemedin ?
G: bugün cumartesi bu demek oluyor ki bütün komşular camda
B: yani
G: yani bu demek oluyor ki bissürü dedikodu çıkarırlar hakkımızda.
B: annen biliyor ki sevgili olduğumuzu
G: ama babam bilmiyor bak sen şu işe.
Dediğimde buğra gözlerini devirdi sonra ise kaşlarını çatıp bana bakmaya başladı.
B: ben halüsilasyon görüyorum demi yoksa sen etek falan giymedin.
G: şakacı sevgilim benim.
Dedim.
B: lan sen ciddi ciddi etek giymişsin. Lan sen beni öldürmek mi istiyorsun ya da beni katil falan mı etmek istiyorsun eğer öyleyse baştan söyle böyle şeyler yapma.
G: ne varya etek giymişsem.
B: yok yok sen bana şaka yapıyorsun demi hadi şimdi git üstünü değiştir de gel.
G: ne şakası be saçmalama.
B: güzelim git üstünü değiştir de gel.
G: hayır olmaz o kadar hazırlandım yani hem bizimkileri bekletmeye gerek yok.
B: başlarım böyle işe lan git çıkar şu eteği
G: ya uf ya bir günde odunluk yapma hayır yami odunluk yapmadan duramıyor musun noluyor yani.
B: güneş
Diye tısladı resmen. Yok arkadaş bu böyle olmayacak. En iyisi alttan almak.
G: benim canım sevgilim benim biricik sevgilim seni çok seviyorum ben nolur izin versen? Hem beni korursun sen.
Buğra az da olsa yumuşamış gibi duruyordu. Yaklaşıp yanağını öptüm. Sonra ise diğer yanağını öptüm.
B: tamam lan böyle yapıyorsun kızamıyorum da.
Deyince güldüm.
...
Buğra ile kafeye girdigimizde gözlerim ile etrafı taradım. Sonraysa ayağa kalkıp bize el sallayan denizi görünce gözlerimi devirdim. Salak bu çocuk. Buğra ise elimden çekiştirerek masaya doğru yürümeye başladı. Evet etraftaki herkese sevgili olduğumuz göstermişti. Sandalye çekip oturdum. Buğra da yanıma oturynca bizimkilere baktım.
K: eee gençler nasılsınız dünden bu yana?
G: iyiyiz biz ya.
Dedim ve sırıttım. Buğrada aynı şekilde sırıtıyordu. Garson kız gelip sipariş almaya başlayınca ben çikolatalı pasta ve kahve sipariş ettim. Buğra da kahve ile pasta sipariş ederken kaan ayvalık tostu ile ayran sipariş etti. Ayaz da çay ile meyveli pasta sipariş ederken deniz hâla düşünüyordu. Garson kız "evet deniz sen ne istiyorsun?" Deyince deniz de dahil hepimizin ağzı açıldı.
D: müneccim misin adımı nerden biliyorsun?
Dedi. Kız ise gülüp "sizin okuldanım ben" dedi.
G: peki bizi nerden tanıyorsun ? Aynı sınıfta değiliz.
Dedim. Canım merak ediyordum sonuçta sormamda sakınca yoktu bence. " okulda sizi tanımayan yok ki" dedi. Vay be baya meşhur olmuşuz da benim haberim yok.
D: buldum buldum ben frambuazlı pasta ile elmalı soda istiyorum.
Dedi. Kız siparişleri getirmeye gidince deniz tekrar konuşmaya başladı.
D: ben galiba aşık oldum.Yeni bölüm ile karşınızdayım okuruşlarım. Evet bizim denizimiz de aşık oldu artık. Bu konu hakkında ki düşüncelerinizi belirtirseniz çok güzel olur. Hikaye hakkında ki merak ettiklerinizi bana mesaj olarakta atabilirsiniz. Bu arada bölümlere gelen yorumlar için çok teşekkür ediyorum. Yorumlarınızı okurken güneşin buğraya sırıttığı gibi sırıtıyorum yani. Herneyse konumuz bu değil. Umarım bölümü beğenerek okumuşsunuzdur. Bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...