Özledim En Çokta Seni

5.8K 383 15
                                    

   Bu bölüm bana yb ne zaman diye mesaj  atan tatliş okuyucum belieber1924'e gelsin:D                                                      Anneme tatlı tatlı gülümsedim. Ama bu tabi ki de bir işe yaramadı. Annem ayağındaki terliği çıkarıp elinde tutmaya basladı. Ve içeri geç komutu verdi. İçeriye geçtiğimde babamın olmadığını fark etmem ile içimden derin bir ohhh çektim. Babam olunca işler daha bi zorlaşabilirdi.
Annem karşıma oturup o çok değerli terliğini de yanına koymayı unutmamıştı. Bu demek oluyordu ki anneme annemin istediği cevapları vermezsem bir güzel terlik yiyecektim hemde en okkalısından.
Annem "nerdesin kız bu saate kadar?" Dediğinde buğra'nın evindeydim diyemedim. Diyemezdim çünkü ölmek istemiyordum. " nerde olucam anne aşkım ayazlardaydım. Deniz ve kaan'da vardı. Oturup konuşurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız vallahi." Allah'ım vallahi dedim sen affet yarabbim. Annem tek kaşını kaldırıp bana bakmaya başlayınca " gerçekten bir de acıktık yemek yedik zaman geçmiş öyle hem başka nerde olabilirim ki annecim sende" dedim gülümseyerek. İç sesim "buğralarda" deyince iyice bi sırıttım. Buğra demişken bugün onu yanağından öptüğüm aklıma geldi. Gerçekten verdiği o tepki biraz şaşırtıcıydı. Ama çok tatlişti. Koluma gelen bir adet terlik ile ufak bir çığlık atıp kolumu ovuşturdum. Böyle terlik mi atılırdı ya? Terlik terlik değil f-16 sanki anasını satayım. "Niye vuruyorsuna anne ya" dediğimde annnem hemen konuşmaya başladı. " iki saattir sana sesleniyorum duymuyorsun. Bu aralar pek bi leylasın. Yoksa aşık falan mısın?" Bu konuya nerden gelmiştik biz? Hayır yani nasıl geliyordu bu sorular bu kadının aklına?  Çok mu düşünüyordu? Ben buğra'ya aşığım diyemezdim ki. Ben ne diyecektim şimdi?  Bu halının desenleri de pek bir güzelmiş koltuklarla da baya uyumlu yalnız. Ben bu konuya nerden geldim? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? "Bak yine daldı  gitti. Kime diyorum ohohoo" deyince annem daldığım alemlerden çıkıp " yok anne ne aşkı aşık falan değilim ben" dedim. Annemde " neyse git elini falan yıka babanda birazdan gelir zaten" dediğinde başımı tamam anlamında sallayıp yukarı banyoya çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp yüzümü havluyla kuruladıktan sonra kıçımdaki telefonumdan mesaj sesi yayıldı. Havluyu bırakıp banyodan çıktım. Odama girip yatağıma oturdum ve telefonumu aldım. Mesajı açtığımda mesajın buğra dan olduğunu gördüm.
Gönderen: yakışıklı çocuk
" siz gidince ev pek bir sessiz oldu"
Sırıtarak mesaj yazmaya başladım.
Gönderilen: yakışıklı çocuk
" bizi bu kadar mı çabuk özledin"
Diye yazıp gönderdim. Acaba ne diyecekti? Umarım kötü birşey demez diye içimden geçirirken mesaj geldi. Açıp baktığımda ise kocaman sırıttım.
Gönderen : yakışıklı çocuk
" özledim en çokta seni"
Ama ben bunu beklemiyordum. Bu biraz fazla gelmişti bana. Yazacak birşey bulamayınca telefonu cebime koyup aşağı indim. Mutfağa gireceğim zaman kapı çalmıştı bende mutfağa girmeden bir dönüş yapıp kapıyı açmıştım. Gelen babaların en kingiydi en bestiydi.
G: hoşgeldin babişkooo
Dedigimde babamda "hoşbulduk kızım" diyerekten içeri geçti. Bende kapıyı kapatıp babamın peşinden mutfağa girdim. Sofraya baktığımda ise içimden " yuh anasını " dedim. Ben tokum ve bu yemekler var. Yemeklerden kastım mercimek çorbası fırında soslu tavuk peynirli su böreği tatlı olarak da fırında sütlaç ha birde ayran.  Ama ben çok aç olduğumda ne olur barbunya, kapuska. Bu nedir ya? Tuvalette ekmek mi yedim ki böyle bir şanssızlık var üzerimde. Bu düşünceleri beynimden kovarak sofraya oturdum. Ve peynirli börekten bir ısırık aldım. Sonuçta tok olmam peynirli su böreği yemeyeceğim anlamına gelmiyordu. Ayranımdan da bir yudum alıp gülümsedim. Bugün ayran komasına girmezsem iyidir.
...
Sabah bu iğrenç alarm ile uyandım. Allah'ım artık bende canım sıkıdığında birkaç günlüğüne londra'ya tatile gittiğim zamanlara gelmek istiyorum. Sabahları bu iğrenç alarmla uyanmak istemiyorum. Ben direk mezun olsam ya. Ama o zaman buğra'yı göremem ki. O yüzden en iyisi okula gitmek. Bu cümleyi kuracağım hiç aklıma gelmezdi ama aşk nelere kadir işte. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Banyoya girip yüzümü yıkayıp odama döndüm.  Üniformamı gardrobumdan çıkarıp giydim. Okulumuzdaki kızlar ister okul pantolonu istersede okulun eteğini giyebiliyorlardı. Benim de nolur nolmaz diye bir pantolonum bir de eteğim vardı. Ben genelde pantolondan yana da olsam arada sırada etek de giyiyordum. Elimi saçlarıma götürdüğümde saçlarımın yağlanmış olduğunu fark ettim. Okula böyle gidemezdim. Odamdan çıkıp banyoya girdim. Okul badimi ve pantolonumu ıslatmadan saçlarımı yıkadım. Saçlarımı yıkadıktan sonra havlu ile kuruttum. Saçlarımı kokladığımda şampuan kokusu burnuma dolunca gülümsedim. Saçlarımın şampuan kokmasını seviyordum. Saçlarımı tarayıp salık bir örgü yaptım. Okula gitmeden önce açacaktım ve saçlarım hafif dalgalı olacaktı. Okula gitmeme de bir saat olduğuna göre saçlarım kururdu yani umarım. Banyodan çıkıp tekrar odama döndüm. Bugün ne kadar dönüş yapmıştım yahu.  Yatağımı da oflayarak toplamaya başladım. Hayır yani ne gereği vardı ki yatak toplamaya. Sonuçta akşam olunca yine uyuyacaktık ve topladığımız yatak bozulmuş olacaktı. Annemin aşağıdan bana seslenmesiyle topladığımı yatağı bırakıp aşağı indim. Mutfağa girdigimde çok güzel bir kahvaltı masasının beni beklediğini gördüm. OMG.
...
Çantamın arkasından çekilmem ile durdum. Arkama baktığımda bir adet sırıtan Buğrayı gördüm.
B: günaydın.
G: günaydın.
B: nasılsın dünden bugüne?
G: iyiyim sen?
Çok tatlıydı bu çocuk.
B: bende iyiyim.
Birlikte okula girerken karşıdan pişkin pişkin sakız çiğneyerek gelen özgeyi görmemle bütün moralim bozuldu.
Ö: naber buğraaa
Buğra da biraz durduktan sonra cevap verdi.
B: iyi.
Aha buğra özge' ye nasıl olduğunu sormamış aksine soğuk ve kısa bir cevap vermişti. Bu çok hoşuma gitti. Ama özge durur mu buğra'ya sarıldı. Gözlerim doluyordu. Ağlamak yok ağlamak yok. Sakinim sakinim. Buğra ise özgeye sarılmamıştı bile. Bu iyi birşey olsada özgeyi itmemesi kötüydü. Hızlı bir şekilde sınıfa çıktım. Sırama oturmadan önce montumu askılıklara asmayı da unutmamıştım. Bizimkiler ortalıklarda yoktu. Acaba nerdelerdi? Sınıfa giren üç silahşörler ile gülümsedim.
K: günaydın güzellik.
D: günaydın karşim.
A: günaydın prenses.
Sırıtarak konuştum.
G: hepinize günaydın kanka aşklarım.
Bizimkiler yerlerine geçerken ki kaan yanımda oturuyor. Buğra sınıfa girince ona yandan yandan baktım. O ise direkt bana bakarak yeribe geçti. Özge de sırıtarak yerine- bu da buğranın yanı oluyor- geçti.
...
Dördüncü dersinde bitiş zili çalarken sıramdan kalkıp tuvalete gitmek için sınıftan çıkacakken buğra bana seslendi. Fakat ben onu birkaç derste yaptığım gibi yapıp takmayarak dışarı çıktım. Olanlar şuydu buğra ne zaman yanıma gelse özge de buğra'nın peşinden gelmişti. Bende özge ile muhatap olmak istemediğimden yanlarından uzaklaşıp durmuştum. Bu konuda haklıydım. Sonuçta özge'nin ne bok olduğu belliydi. Kolumdan çekilmem ile durmak zorunda kaldım.
B: noluyo
G: birşey olduğu yok.
B: neden böyle davranıyorsun o zaman ?
G: nasıl davranıyormuşum?
B: güneş
Diye tısladı.
G: özgeyle konuşmak istemiyorum oldu mu?
B: bana niye böyle davranıyorsun o zaman? G: çünkü özge sürekli senin yanında. Malum ayrılmaz ikilisiniz siz.
B: ne dediğinin farkında mısın?
G: çokta iyi farkındayım buğra bey.
B: ben bi kere o siktiğimin kızına benden uzak durmasını söyledim bu sana yaptığımız olaylardan sonra ama o benden uzak durmuyor anlıyor musun?
G: belki de böyle diyorsun ama içinden de onun yanında kalmasını istiyorsun.
Dediğimde buğra sinirle saçlarını çekiştirdi. B: ne dediğini bilmiyorsun sen. Ben onun yanımda kalmasını isteseydim ona böyle davranmazdım. Ben-
G: herneyse ya neden sana karışıyorum ki sonuçta ben senin neyinim ki
B: hayır karışma hakkın var çünkü sen benim...
 

Bölüm sonu asdsdsddd. Şimdi bu burada kesilir mi be yazar diyorsunuz belki ama burada kesmesem de hiç ekşın kalmaz yahu. Dediğim gibi yakınlaşmalar başlıyor. Herneyse çok konuşmaya gerek yok. Umarım bu bölümü beğenerek okumuşsunuzdur. Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

FAME'E AŞIK OLDUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin