Korku

5.4K 379 5
                                    

Bu bölüm tatliş okuyucum @Iremtrkn'ye gelsin :D Sabah alarm çalmadan uyandım. Evet evet bildiginiz alarm çalmadan uyandım. Gerçi alarmın çalmasına beş dakika vardı ama olsun. Dün olanlar aklıma gelirken sırıtmaya başladım. Buğra bana sarılmıştı. Sonra ise yaptığı ona tersmiş gibi geri çekilmiş ve yalancıktan öksürüp oturmuştu. Tabi bizimkiler o anın maç heyecanından bunu fark etmemişlerdi ya da fark edip bişey söylememişlerdi. Orasını bilemiyorum. Sonra maç boyunca buğra öylece oturmuştu. Bir gol daha gelince ayağa kalkıp bağırmışlardı. Tam bana sarılmak için kolunu atmıştı ki deniz önüme geçip buğra'ya sarılmıştı. Tabi bunun benimle alakası yoktu. Denizin o anki gol sevincinden kaynaklanıyordu. O anda kahkaha atmamak için yanağımın içini fena halde ısırmıştım. Gün sonunda ise fenerim maçı almıştı. Maç bitince herkes evine dağılırken buğra beni evime bırakmıştı. Alarm çalmaya başlayınca gözlerimi devirip alarmı kapattım. Gerizekalı alarm. Ondan önce ben uyanmıştım. Hıh. Yüzümü sıvazlayıp yorganımı ayaklarımla itip ayağa kalktım. Odamdan çıkıp banyoya girdim.
...
Sırıtarak sınıfa girdiğimde buğranında bana sırıtarak bakan yüzünü görünce sırıtmam iyice bir arttı. Tabi özge durur mu? Buğrayı dürtüklemeye başladı. Buğra onu hiç tınlamayıp bana bakmaya devam edince dudağımı ısırıp buğra'ya bakmaya devam ettim. Burası fazla mı sıcak olmuştu. Buğra sonunda özge'nin dürtüklemelerine dayanamayaraktan özge'ye döndü. Tabi o anda büyü bozuldu. Birde arkadan burak öküzü bana çarpınca oflayarak yerime geçtim. Şu aptal özge'den nefret ettiğimi söylemiş miydim? Hayır yani neden buğra'nın kolunu dürtüklüyor ki? Hayır yani sanane bizim bakışmamızdan. Neyse ya sakinim ben sakinim. Sınıfa bizimkiler girince gülümsedim.
G: günaydın kanka aşklarım.
Dediğimde buğra dönüp bana baktı. Ve kaşlarını da çatmıştı. Noldu ki şimdi? Bizimkilerde hep bir ağızdan " Günaydın" deyince iyice bi gilumsedim. Kaan bugün o rampasıni daha mı güzel yapmıştı ? Kaan'a elimle yaklaş işareti yaptım. Kaan'da hemen yaklaşınca ellerimi saçlarına daldırıp rampasını bozdum. Kaan ellerimi tutup geri çekilince kahkaha atmaya başladım. O anda hala bana kaşları çatık bir şekilde bakan buğra'yı görmem ile kahkaha atmayı bıraktım. Ve ona kafamı "noluyor" anlamında salladım. O da bana dudaklarını oynatarak "kahkaha atma" dedi. Ne alaka yani şimdi. Sesimin kötü olduğunu mu ima etmeye çalışıyordu. Ona dudaklarımı oynatarak "sanane" deyince buğra ilk başta ağzını açtı sonra diyecek birşey bulamayınca önüne döndü.
G: saçlarını ne güzel de bozdum ama.
Kaan sırıtarak konuşmaya başladı.
K: böyle daha güzel oldu lan. Sağol güneş kızlar daha da fazla bakacaklar.
Dediğinde sırıtmam anında yok oldu. Kötülük yapayım derken iyilik yapmıştım. Şimdi kaan da yakışıklı çocuk Allah için. O yüzden bakmaları normal. Derse hoca girince herkes sustu. Günaydın fasıllarında sonra ders işlemeye başladı. Beş dakika sonra kapı açıldı ve içeri ayaz'ın babası Savaş amca girdi. Savaş amca okulun sahibiydi fakat tam olarak müdürü değildi. Okulun müdürü başka biriydi. Ama savaş amca bazı günler müdürün yerine geçer okulunda herhangi bir sorun bir şikayet var mı onu öğrenir sıkıntı varsa da çözüm bulur ve öyle giderdi. Şimdi de dersleri kontrol etmeye gelmişti.

ÖZGE'NİN AĞZINDAN
Ayaz'ın babası derse girerken gülümsedim. Bugün güneş'e karşı oynayacağım oyunu son bir kere kafamdan geçirdim. Herşey hazırdı planım için. Bu yapacaklarımdan sonra buğra'nın değil hiçbir erkeğin yanına yaklaşamayacaktı. Buğra da bana kalacaktı. Benimle olacaktı. Mutlu son buydu. Buğra güneş'le olmamalıydı. Hem güneş ona göre bir kız da değildi. Onun için uygun olan biri varsa o da bendim başka kimse değil.
...
GÜNEŞ'TEN DEVAM
Muzlu sütümün son demlerine gelmiştim.
B: güneş
G: hı
B: o süt bitti ama yine de sen bilirsin.
Sütümün bittiğinin farkında bile değildim. Kutular o kadar küçüktü ki farkında oolmak elde değildi.
K: kutuyu sömürdün kızım
A: aynen kanka.
D: şimdi o pipeti yavaşça ağzından bırakıyorsun.
G: ya uf sanane be sa-
Buğra bana "cidden o cümleyi tamamlayacak mısın" bakışları atınca cümlemi tamamlamadım. Oflayarak kutuyu sömürmeyi bıraktım.
G: oldu mu?
Deyince hepsi "oldu " dedi. Buğra da dedi. Buğra ya buğra. Ona "bunu senden hiç beklemezdim" bakışlarımı attım. Tabi o bu bakışları anlamamıştı. Ayağa kalktım. Bizimkiler bana "napıyorsun kızım" bakışları atınca konuşmaya başladım.
G: tuvalete gidiyorum. Gelicek misiniz?
Dediğimde buğra sırıtarak konuşmaya başladı.
B: gelmemizi istiyor musun?
G: ya bi siktir git
Dediğimde buğra kahkaha atmaya başladı. Komik birşey dememiştim oysa ki. Gozlerimi devirdim. Kantinden çıkıp tuvalete doğru yürüdüm. Tuvalete girdigimde makyaj yapan özge'yi görmem ile bende ki de ne şans ama diye içimden geçirdim. Onu tınlamayarak tuvalete girdim. İşimi halledip çıkınca özge'nin hâlâ makyaj yaptığını görmem ile yine ve yine içimden oha dedim. Kız makyaj değil boya badana yapıyordu anasını satayım. Ellerimi yıkarken aynaya da bakıyordum.
Ö: bugün kendine dikkat et canım.
Ellerimi yıkamayı bırakıp özge'ye döndüm.
G: ne demek istiyorsun açık açık konuş.
Ö: birşey demek istediğim yok.
Özge gitmeye başladığında kolundan tuttum.
G: sana açık açık konuş dedim.
Ö: kolumu bırak.
Diye ciyakladı sürtük. Ulan disiplin cezası olmasa şu kızım kafasını duvara sürterdim ama neyse.
G: bende sana bi soru soruyorum ama sen cevap vermiyorsun o zaman sende sorularıma cevap ver.
Özge dudağını ısırdı sonra da konuşmaya başladı.
Ö: bir şey demek istemiyorum gerçekten.
Yüzüne baktığımda yüzünde o yalancı yüz ifadesini görmediğim için kolunu bıraktım. Bırakmam ile özge kolunu ovuşturdu ve hızlıca tuvaletten çıktı. Acaba ne yapacaktı ki bugün? Kesin bir planı vardı. İç sesim "bence boş konuşuyor bir bok yapacağı yok" deyince iç sesime hak verdim. Ve bende tuvaletten çıktım. İçeri zili çalmıştı. Yanıma birisi gelince gelwn kişi kim diye baktım. Buğraydı.
G: bizimkiler nerde?
B: sınıfa gittiler.
G: peki ya sen neden gitmedin.
B: gördüğün gibi kendime su aldım şimdi sınıfa gidiyordum seni gördüm yanına geldim.
G: peki.
Biz yürürken yanımıza nöbetçi öğrenci gelip müdür seni çağırıyor deyince buğra'nın yanından ayrılıp nöbetçi öğrencinin peşine takıldım. Savaş amca niye beni çağırıyordu ki?.

BUĞRA'NIN AĞZINDAN
Güneş yanımdan ayrılınca bende biraz daha hızlanıp sınıfa girdim. Yanım boştu. Özge neredeydi ki? Bunu hiç umursamayarak derse konsantre olmaya çalıştım. Arkama birşey atılınca arkamı döndüm.
A: benim lan ben.
B: noldu lan?
K: güneş nerede?
D: nerde kaldı bu kız.
B: güneşi baban yanına çağırmış ayaz.
A: ne saçmalıyorsun oğlum sen?
B: birşey saçmaladığım yok abicim nöbetçi öğrenci geldi öyle söyledi.
A: iyi de babam okulda değil ki hatta babam okuldan çıkalı yarım saat oldu.
Dediğinde aklımda şimşekler çakmaya başladı. Tahmin ettiğim şey olamazdı değil mi?
K: lan yoksa
B: özge kesin birşey yapıcak.
A: hadi güneşi bulalım.
D: kötü birşey olmaz inşallah.
Dördümüz birden ayağa kalkınca hoca bize " hayırdır" bakışları attı. Şu an onu umursayacak zamanım yoktu. Hepimiz birden derten çıkınca konuşmaya başladım.
B: müdürün odasına bi bakalım.
Müdürün odasına doğru koşmaya başlayınca umarım kötü birşey olmaz diye düşündüm. Eğer olur da güneş'e birşey olursa ve bunun sorumlusu da özge'yse özge'nin benden çekeceği var demekti. Şu an gerçekten korkuyordum ilk defa birine birşey olmasından korkuyordum.

Benim çok tatliş okuyucularım yeni bölüm ile karşınızdayım. Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce müdürün odasın da ne tür bir görüntü ile karşılaşacaklar? Buğra'nın tepkisi ne olacak? Eğer merak ediyorsanız okumaya devam edin çünkü bir dahaki bölüm çok daha güzel olacak emin olabilirsiniz. Ve ayrıca votelemeyi unutmayın lütfen. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın...

FAME'E AŞIK OLDUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin