Sabah kalktığımda gözüm direk saate kaydı. Sabah dokuzdu. Ben dokuzda uyanmıştım ben ya ben inanabiliyor musunuz? Yataktan kalkıp odadan çıktım. Babamın seslerini duyabiliyordum. Annemle kahvaltı hazırlıyorlardır kesin. Ya sen babasın baba niye kahvaltıya yardım edersin ki? Otur spor programı falan izle. Yok ama nerdeee illa Pazar kahvaltılarını annemle hazırlayacaklar. Bir dakika ya bugün Pazar ise kahvaltıda krep vardı. Merdivenlerden kreeepp diye bağırarak indim. Annem ile babam işlerini bırakıp bana bakmaya başladılar. Sonra ise annem " olmamış bu kız olmamış" bakışlarını attı. Babam "git yüzünü yıka da gel prenses" deyince oflayarak yukarıya çıktım. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Sonra da banyodan çıkıp aşağı indim. Masaya oturup krep yemeye başladım. Arasına labne peynir sürüp dürüm haline getirdim. Çünkü böyle daha güzel oluyordu. Annem ise çayları doldurup oturdu. Babamda bir yandan kahvaltısını yapıyordu bir yandan da gazetesini okuyordu. Kahvaltımı bitirdikten sonra ayağa kalktım ve odama gidecekken annem arkamdan " bugün temizlik yapıcam yardım et bana kızım" deyince kendimi sürekli Ferhat ile evlenmeye çalışan fakat nikahlarını sürekli basan pembe yüzünden üzülen sultan gibi hissettim. Ne demek temizlik yapıcam. Ya ben okuldayken yapsana anne bunu sırf bana işkence olsun diye böyle yapıyor kadın. Ya banane ya diye mızmızlanınca annem " anneye karşı gelinmez" dedi. Odama çıkıp yatağıma oturdum. Telefonumu elime alıp wifi'ye bağlandım. Facebook'a girip gezinmeye başladım. Mesajım olduğunu görünce mesaj kutusunu açtım. Tanımadığım bir çocuktu. Adı ediz kutluydu. Keşke Ediz Çağıran olsaydı. Çimen yeşili gözleri ile bana baksaydı. Açaydım gollarımı gitme diyeydim. "selam" yazmıştı. Ben ise onun mesajına cevap vermemiştim. Çocuk tekrar yazmaya başladı. "tanışabilir miyiz?" bende " hayır tanışamayız." Yazıp gönderdim. Çocuk ise "neden?" yazdı. Bende "eben neden eben" yazıp gönderdim. Çocuk yine yazmaya başladı. "ebemi çok severim ben" yazmıştı. Çattık ya diye söylendim kendi kendime. Bütün anormaller mi beni bulur arkadaş ya. Çocuğa "iyi şimdi siktir git" yazıp gönderdim ve facebook'tan çıktım. Annem " güneş hadi kızım gel bana yardım et" diye bağırınca oflaya oflaya aşağı indim. Aşağı inmem ile annemin bezi elime tutuşturması bir oldu. Ve camları sil diye emir verdi bana. Ben camları silerken annem duvarları siliyordu. Ya anlarım yerler falan silinir de duvar silmek nedir ya. Yakında beni de evin eşyası olarak görecekte silecek diye çık korkuyorum çık.
...
Koltuktan başlarından tutun vitrinin içine kadar silmiştik. Saatin 1'e geldiğini görünce elimdeki çok kıymetli saygı değer sarı bezi masanın üstüne fırlattım. Annem ise "noluyo" bakışlarını atıyordu. Şuan kendisi avizeleri siliyordu da. Anneme kaanlara fizik sınavı için çalışacağımızı söyleyerekten hazırlanmak için odama çıktım. Siyah dar kot pantolonumu giyip üstüne de kırmızılı siyahlı gömleğimi giydim. Dün aldığım makyaj malzemelerine doğru yöneldim. Eyeliner sürüp aynadan kendime baktım. Güzel olmuştum yav. Aşağı depar atarak indikten sonra evden çıkıp kaanlar'ın evine doğru yürümeye başladım.
...
Kaanlardan çıkıp evimin yolunu tutmuştum bile. Fizik çalışmaya çalışmıştık işte her ne kadar biraz olaylı geçse de. İlk başta kitaplar ile bakışmıştık. Sorular bize bakıyordu biz sorulara aramızda bir elektrik oluşmuştu. Youtube'den fizik ile ilgili konuların anlatımını izlemiştik ama yine sonuç sıfırdı. Sonra tekrar soru çözmeye çalışırken kaan bize kola ikram etmişti. Sonra deniz'in ayaz'ı sinirlendirmesi üzerine ayaz denizin kafasını kola bardağına sokmaya çalışmıştı. Deniz çırpınırken kaan onlara gülmüştü. Sonra da deniz kaan'a kendisini ayaz'ın elinden kurtarmadığı için karı gibi trip atmaya başlamıştı. Kaan'a hayatım birtanem gibi laflar söyleyince kaan'da şarterler atmıştı ve deniz'i evin içinde kovalamıştı. Deniz benim arkama sığındığı için arada bende kim vurduya gitmiştim. Ayaz'da olaya girince hepimiz boğuşmuştuk. Ev dağılınca evi tekrar eski haline getirip sınav çalışamadığımızı bildiğimiz için dağılmıştık. Yarın ki sınavda ne yapacağımı inanın hiç bilmiyordum. Neyse ya yarına Allah Kerim. Birinden kopya falan çekeriz artık yapıcak bir şey yok. Yanımda bir araba durunca kafamı arabaya doğru çevirdim. Buğra'nın arabasıydı bu. Bir sen eksiktin diye mırıldandım. Sabah ki facebook sapığımızdan sonra birde buğra çıktı başıma. Allah'ım neden hiçbirşey istediğim gibi gitmiyor ki? Acaba milletten kopya çektiğim için mi yoksa bizim mahallenin dedikoducu Ayşen teyze'nin kahvelerine tükürdüğüm için mi ya da babamdan param olmasına rağmen "babişko param yok ki" diyerekten babamdan 50 tl yürüttüğüm için mi ya da justin bieber'ın cıbıldak resimlerine baktığım için mi istediklerim olmuyordu. Yok yok kesin zamanında Gta'da çok insan öldürdüğüm için isteklerim olmuyor yoksa bunun mantıklı hiçbir açıklaması olamaz canım. Buğra arabadan inip yanıma geldi. Ve artist artist konuşmaya başladı. Tipsiz şey. İç sesim " çarpılcaksın kız neresi tipsiz bu çocuğun" deyince iç sesime cevap vermeyerekten sustum. Bu sefer haklı iç sesim.
B: naber ?
G: sen gebermedikçe iyi olmayacağım.
B: demek iyisin bende çok iyiyim.
Dedi. Pişkin pişkin gülüyordu birde. Kürekle vurmak lazım bunun ağzına.
G: mal mısın?
B: demek beni seviyorsun.
Diye bağırdı. Millet bize bakıyordu. Amacı neydi bu çocuğun? Elimle ağzını kapattım.
G: sussana rezil oluyoruz.
O ise elimi ağzından çekerek bağırmaya başladı.
B: demek geceleri beni düşünüyorsun.
G: ya sen bir defolup gitsene rezil ediyorsun beni.
B: hadi gidelim.
G: hayır sen nereye gidiyorsan git ben evime gidiyorum.
Bir iki adım atmıştım ki havalanmam ile çığlığı basmam bir oldu. Buğra beni omzuna almıştı. Yani şuan baş aşağı şekilde buğra'nın poposu ile kesişiyordum. Maşallah poposu da pek bi güzel diye içimden geçirdim. Üff ne diyorum ben ya.
G: imdat yardım edin kız kaçırıyorlar.
Etraftaki herkes bize bakıyordu. Tek kelime ile REZİLLİK.
B: siz buna aldırmayın bu kız benim sevgilim sevgilim.
G: ne sevgilisi be.
Diye cırladım. Buğra ise tekrar konuşmaya başladı.
B: işte böyle şakacıdır da sevgilim.
Diyerekten popoma şaplak attı. Benim popoma şaplak attı!!! Ulan ellemiş oluyor o zaman bu beni. Tekrar çığıracağım zaman buğra kapısını açtığı arabasına beni tıktı ve kendisi de koşarak arabaya bindi. Kapıyı açacağım zaman "tık" seslerini duymam ile gözlerim doldu. Sinirden ağlayabilirdim şuan.
G: seni pis sapık popomu elledin be aptal.
Buğra ise beni tınlamıyordu. Sinirden ölüyorum şuan. Buğra'nın elini çekip ısırdım. Oh canıma değsin.
B: napıyorsun lan manyak ?
G: sende popoma şaplak atmasaydın göt herif.
B: bana mı dedin sen onu?
G: yok ebene dedim.
B: bak ebe falan olmuyor ama.
G: bal gibi de oluyor.
B: dua et kızsın.
G: kız olmasam napıcaksın ?
B: o çok sevgili tırnaklarını söker sana yediririm oldu mu ?
Dediğinde tırsmadım desem koca bir yalan olur yani.
G: nereye götürüyorsun beni ?
B: seni kaçırıyorum.
Çoookkk sevgili okuyucu aşklarım ben geldim elimdeki yb ile geldim tabiki. Buğra sizce güneş'i nereye götürecek ve ne yapıcak? merak ediyorsanız bir dahaki bölümde öğreneceksiniz. Her zaman dediğim gibi yorum yaparsanız ve votelerseniz şahane olur. Çok konuşmaya gerek yok. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...