Buğra'nın konuşmasının üstünden tam dört ders geçmişti. Ve ben onun yüzünden derse konsantre olamıyordum. İç sesim " sanki normalde çokta ders dinliyorsun" deyince diyecek bir şey bulamadım. Ama haklıydı ne yapabilirim. Her neyse buğra meselesine gelirsek çocukla her teneffüs göz göze geliyorduk ve buğra gözlerime "pişmanım işte anla artık beni affet" dercesine bakıyordu. O bakış nasıl oluyor diyorsanız tarif etmesi gerçekten çok zor. Deniz yanıma gelince adeta bir ajan havasıyla konuşmaya başladı.
D: hallettim kanka.
G: güzel.
Sırıtmak istedim ama sırıtamadım buğra'nın bakışlarını görünce. Yeter be çocuk bakma bana öyle.
A: kanka ağır olmadı mı o yaptığınız şey.
G: yooo gayet normal.
İçtiğim muzlu sütün sonlarına gelince pipeti iyice çekmeye başladım. Hani kutudan haşurt huşurt diye sesler çıkar ya öyle oldu işte.
K: bitti o güneş hani kutuyu sömürme artık.
G: ya uff ya. Yetmiyor ulan bu sütler bana.
D: alayım mı kanka?
Gülümsedim. Çok tatlısın deniz.
G: alıcan mı kanka gerçekten ?
Deniz sırıtarak konuşmaya başladı.
D: alıcam kanka
G: alsanaaaa
Deyince kaan ve ayaz " ne konuştunuz be" bakışları attılar. Deniz ise sırıtmasını hiç bozmadan kalktı ve kantindeki dokuzları eze eze itekleye itekleye en ön sıraya geçti. Ve sütü aldı. My hero bu çocuk ya. Dokuzlar denize kızgın bakışlar atsa da deniz onları tınlamayaraktan seke seke yanıma geldi.
D: buyur kanka
G: sağol kardeşim
K: ulan alt tarafı bir süt aldı.
A: ayen lan.
G: kantin sırasına giren kişi kutsaldır oğlum seçilmiştir lan o.
...
BUĞRA'DAN DEVAM
Güneş kantindeki ikinci paket muzlu sütünü içerken basket takımından soner yanıma geldi ve basket antremanı olduğunu söyledi. Bende güneş'i izlemeyi bırakıp soner ile birlikte kantinden çıktım.
B: sen burdasın ve ilker yok ilker nerde lan ?
İlker soner'in ikiziydi. Ve ikiside hiç ayrılmazlardı. Soner nereye gitse ilker oraya gelirdi ilker nereye gitse soner orda olurdu. Ama bu iyi bişeydi. Benim ikizim olsa nasıl olurdu acaba. İkimizde aynı olsak yine ben daha tatlı olurdum bu kesin.
S: aşağıda sahada bizi bekliyor. Tüm takım orda yani.
B: ve benim yani kaptanın bundan en son haberi oluyor neden acaba?
S: biz senin haberin var diye biliyorduk lan.
B: yoktu lan haberim neyse ne işte.
Bir takım kaptanı olarak bunu saygısızlık olarak kabul ediyorum. Hem bu antreman da nerden çıktı? Ben ne güzel kantinde oturuyordum. hiç mi kafa dinleyemeyeceğim ben? Basketbol sahasına girdiğimde herkes beni bekliyordu. Kıyafetimi değiştirsem zaman kaybı olur diye düşündüm ve oynamaya başladım. Yapacak bir şey yoktu.
...
Antreman bitmiş ve hepimiz çok yorulmuştuk. Elimdeki su şişesini kafama diktikten sonra şişeyi buruşturup çöp kovasına fırlattım. Soyunma odasındaki duş kabinlerinden birine girdim. Okul kıyafetlerimi de askıya astım. kısa bir duşun ardından boxerımı giyip kabinden çıktım. Islaktım. Çantamı açıp havlumu aramaya başladım. Gördüğüm manzara karşısında ağzımdan koca bir "hah" çıktı. Havlum parçalanmıştı. Ve benim kurulanacak hiçbir şeyim yoktu. Oflayıp yırtık havluyu çöpe attım. Bunu kesin güneş yapmıştı. Başka kimse buna cüret edemezdi. Ulan güneş diye söylendim. Bu iş çok uzamıştı artık. Bugün bu işi bitirecektim. Kurulanmadan gömleğimi ve pantolonumu üstüme geçirdim. Saçlarımdan sular damlıyordu. Bunu yok sayarak kabinden çıktım. Erkekler bana acayip bir şekilde bakarken kızların ağzının suyu akıyordu. Sırıtarak sınıfa çıktım. Güneş ve arkadaşları sıralarında oturuyordu. Güneş beni gördüğünde sırıttı ve bakışlarını başka yöne doğru çevirdi. Yanına gidip kulağına doğru eğildim.
Güneş'ten devam
Buğra sınıfa girince sırıttım ve bakışlarımı kaçırdım. Oh canıma değsin. Ama böyle de fazla dikkat çekiyordu çocuk be. Buğra yanıma gelip kulağıma doğru eğildi. İşte bunu hiç beklemiyordum. Saçındaki su damlaları omzuma veya boynuma damlıyordu. Burası çok mu sıcak oldu yoksa bana mı öyle geliyor? Noluyor bana Allah'ım.
B: hasta olursam senin yüzünden hep.
G: be- benim yüzümden niye oluyormuş ben bir şey yapmadım ki.
B: eminim öyledir. hasta olursam sen bakarsın bana.
Yüzümü ona doğru çevirdim. Aramızda birkaç santim vardı. Mesafelerin gözü kör olsun. Birde kekelemiştim ya ben hay dilimi eşşek arısı soksun .
G: nah bakarım sana.
Dediğimde sırıttı ve geri çekildi. Bu çocuk niye sürekli sırıtyor ki? Komik bişey de desem demesem de sırıtıyor. Yazık valla. Ama sırıtmak yakışıyor ona ya. Buğra sırasına geçip oturdu. Ben ise bizimkiler baktım. Hepsi şaşırmıştı.
K: ben bu çocuğu döverim ama.
A: niye yaklaşıyor ki bu sana bu kadar ?
D: hayır yani ne hakla ?
Al işte şoktan çıkmışlardı. Ve daha yeni tepki vermeye başlamışlardı.
...
Eve yorgun bir şekilde gelmiştim. Bu arada annem evde değildi. Bugün günlerden perşembeydi. Kesin pazara gitmiştir diye düşünerekten odama çıktım. En sevdiğim pijamalarımı giyip (multide var.) delice dans etmeye başladım. Canım sıkılıyordu napayım yani? Merdivenlerden hızlı bir şekilde inip televizyondaki şarkı kanallarını gezmeye başladım. Sevdiğim şarkılardan birini görünce o kanalda (multide var :D) durdum. Ve dans etmeye başladım. Kıçımı sallamaya başladım. Vuhuuu. Bu kadın niye bu kadar güzel ya? Ellerimle gel gel tarzı işaretler yapmaya başladım. Sonra ise zıplamaya başladım tabi etrafımda dönmeyi de unutamıyordum. Televizyonun sesini biraz daha açtım. Şarkıyı yarım yamalak İngilizcem ile söylemeye çalışıyordum. Birden kapı çalınca şarkıyı söyleyerek kapıyı açmaya gittim ve kapıyı açtım. Karşımdaki kişiyi gerçekten beklemiyordum.(bölümü burada kesebilirdim ama kesmiyorum asdf) Şaşkındım şuan. Onun burada olduğuna mı yanayım yoksa beni bu halde gördüğüne mi yanayım yoksa birazdan annemin geleceğine mi yanayım?
G: buğra
O da sırıtarak konuştu.
B: güneş
Dedi beni taklit edercesine. Aman çok komik (!)
G: niye buraya geldin?
B: beni affedip affetmediğini öğrenebilmek için
G: telefondan da söyleyebilirdin bunu
B: senin bende numaran yok ki
Dedi sırıtarak. Bokumu ye bokumu. Harbiden numaram onda yoktu gerçi onun da bende numarası yok ama olsun.
G: herneyse seni affetmedim.,
B: ama
G: öğrendiğine göre gidebilirsin.
Buğrayı itekleyeceğim sırada annemin merdivenlerden "güneşşş" diye bağırışını duyunca sert bir şekilde yutkundum. Şimdi ne bok yiycektim ben. Annem buğra'yı görürse ben biterdim. Bir ton sorguya çekerdi beni. Ve başka neler yapardı bilemiyorum. Hele annemin o okkalı terliklerinden yemek hiç istemiyorum. Buğra'ya bakarak konuştum.
G: ahanda şimdi sıçtık.
Evetttt yeni bölüm ile karşınızdayım gencolar. Umarım beğenmişsinizdir. Multideki kız güneş değil pijamaları o yani burada yanlış anlaşılma olmasın. Buğra'nın gelmesi nasıl oldu sizce? Annesi onları basıcak mı? Eğer merak ediyorsanız okumada kalın derim. Herneyse bir dahaki bölümde görüşmek üzere. ben her zaman votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...