Doğuruyordum resmen. Bir kez daha çığlık attım.
"Buğra doğuruyorum."
Buğra merdivenlerden koşarak indi. Yüzü beyazlamıştı resmen.
"Kızım geliyor musun?"
"Buğra arabayı hazırlasan. Bende şuracıkta doğurmak zorunda kalmasam."
Diye bağırdım. Ay sıkıntı basmıştı valla. Kızım geliyor be. Buğra beni kucağına alınca kollarımı boynuna doladım. Terlemiştim. Sancım gittikçe artıyordu. Bir kez daha çığlık attım.
"Dayan güzelim dayan"
"Buğra canım çok yanıyor. Doğuramayacağım galiba"
"Sen çok güçlüsün güneş benim güçlü karım neler yapmış neler bunu mu yapamayacak?"
"Yapabilir miyim?"
Bu sırada buğra gaza basmıştı bile.
"Yaparsın güzelim inanıyorum sana"
"Buğra doktorumuza haber verdin mi?"
"Lan ben onu unuttum."
Buğra bir yola birde telefonuna bakıyordu. Doktorumuzu arıyordu şuan.
"Efendim Buğra bey"
"Sinem hanım güneş doğuruyor biz hasteneye geliyoruz"
"Tamam buğra bey ben hemen hazırlıklara başlıyorum siz panik yapmayın buraya sağ salim gelin yeter"
Buğra bişey demeyip telefonu kapattı.
"Güneş guzelim"
"Efendim"
"Nasılsın?'
"Nasıl olabilirim buğra sence doğuruyorum burda"
"Tamam bak Güneş nefes al güzelim derin derin nefes al olur mu?"
Buğra'nın dediği gibi derin derin nefes almaya başladım. Sabret kızım sabret. Baba bizi hastaneye götürüyor bak. Azıcık bekle.
Araba durunca etrafıma baktım. Gelmiştik bile. Buğra arabadan hızlıca indikten sonra kapımı açıp arabadan beni çıkardı. Ve anında beni kucağına aldı. Bu kilolu halimle beni nasıl taşıyordu anlayabilmiş değilim. Herneyse. Sancım artınca çığlık attım.
"Dayan güzelim dayan"
Buğra başıma öpücükler kondurup duruyordu. Sedyeye beni aldıklarında buğra elimi tuttu.
"Ben hep yanımdayım Güneş'im"
Bir kez daha çığlık attım.
Gözlerimi açıp etrafa baktım. Gözümden yaş geliyordu. Ağlıyor muydum ben? Elimi karnıma koydum. Bebek falan yoktu.
"Güneş noldu?"
"Buğra hamileyim"
"Ne ne diyorsun sen güneş? "
Oda aydınlanınca buğra'ya baktım. Işığı açmıştı.
"Hamileydim yani"
"Ağlıyorsun sen?"
Elini getirip göz yaşlarımı sildi.
"İyi misin?"
"Doğuruyordum ben biz evliydik bir kızımız olacaktı sende beni hastaneye yetiştiriyordun."
Dediğimde buğra gülümsedi. Çok içtendi bu gülümseme.
"İlerde bu da olacak güzelim. Bir kızımız olacak"
"Cidden kızının olmasını bu kadar istiyor musun?"
"Çok istiyorum hatta kızımın adını bile düşündüm?"
"Ne peki ?"
"Bunu zamanı gelince söyleyeceğim. "
"Ya erkek olursa çocuğun?"
"Bir kere çocuğun değil çocuğumuz çünkü o ikimizin bir parçası olacak ikincisi de oğlum olsa da sıkıntı olmaz onu da çok severim. Ama kızımın olmasını çok istiyorum. Onu herşeyden koruyacağım. Hayatına erkek sinek bile sokmayacağım. Ona masal anlatacağım. O güzel kokusunu içime çekeceğim. Pembe pembe kıyafetler aladağ. Odasını barbie bebeklerle dolduracağım."
Gözümden yaşlar akmaya devam etti. Bu adam niye bu kadar güzeldi?
"Niye ağlıyorsun güzelim?"
"Bilmiyorum sen çok güzel bir adamsın sana sahip olacak kadar ne iyilik işledim onu da bilmiyorum. Sen sen gerçekten mükemmel bir baba olacaksın."
"Sende dünyadaki en iyi anne olacaksın. Ama şimdi ağlama olur mu sen ağlayınca içim gidiyor benim"
Dudağımı ısırdım. Allah'ım sana şükürler olsun. Buğra gibi birini karşıma çıkardığın için sana binlerce kez şükürler olsun.
"Senin yüzünden hep gün içinde o kadar subliminal mesaj veriyorsun ki bu çocuk konusunda evlilik konusunda sonra da böyle oluyorum. Doğuruyodum resmen. "
Dediğimde Buğra güldü.
"Bir yerden başlamak lazım değil mi?"
"Ne için?"
"Evlilik için"
"Yuh buğra yuh"
"Kızım ne yuhu eninde sonunda evleneceğiz biz ben gelicem babandan seni isteyeceğim sen istesende istesende"
"O istemesende olmayacak mıydı?"
"Öyle bi şansın yok"
Deyince gözlerimi devirdim. Bad boy bir sevgilim var. Aman yarabbi.
"Ya benimsin ya kara toprağın diyorsun yani"
"Hayır ya benimsin ya benim"
"Ne kadar da sahiplenici bir sevgili"
Diye mırıldandım.
"Erkek adam sahiplenir"
Deyince ne diyeceğimi bilemedim. Hani bu hareketleri hoşuma gitmiyor değil yani.
"Şey biz ufaktan ufaktan kaldığımız yerden devam etsek mi uyumaya?"
"Olur"
Ben uzanınca buğra da uzanmıştı. Kollarımı Buğra'ya dolayıp başımı boynuna gömdüm. Burası mükemmel bir yerdi.
"Ömür boyu burda durabilirim Buğra "
"Bende seni ömür boyu orada ağırlayabilirim."
"Seni seviyorum çok seviyorum böyle alıp kavanoza koyasım geliyor seni kimseler görmesin duymasın bilmesin istiyorum. Sadece benimle ol istiyorum.
"Ben hep seninleyim Güneş"
"Biliyorum. İyi geceler benim biricik sevgilim"
"İyi geceler güzelim"
...
"Ciddi olamazsın"
Diye bininci kez söylendim.
"Gayet ciddi lan bu çocuk"
Diye bağırdı ayaz.
"Baya baya ciddi"
Diye de destek çıktı kaan bize. Yok canım bu bir rüya ve ben birazdan uyanacağım bence. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz.
"Ben ciddiyim abicim"
"Ya nasıl ciddi olursun deniz kardeşim niye kitabı yedin hemde fizik kitabını?"
"Bilgiler belki beynime daha çabuk girer diye yedim fizik kitabını"
"Yok artık"
Dedim. Allah'ım bu nasıl bir düşünce?
"Kaç sayfaydı lan kitap?"
Diye sordu ayaz.
"215"
"Vay aq nasıl yedin lan o kadar kağıdı?"
Diye sordu kaan.
"Parçalayarak"
"Deniz iyi misin annem?"
"Napayım güneş kankim ygs'ye burda kalmış kaç gün baktım konular yetişmeyecek bende kitabı yedim belki öyle daha iyi olur diye"
"Bişey demiyorum ben"
Dedim. Ne diyebilirdim ki?
"Şimdi sen kağıt mı sıçacaksın?"
Deyip anırmaya başladı Kaan.
"Öyle mi olacak?"
"Öyle olcak galiba kardeşim."
Diye mırıldandı Ayaz. Ayy gitti bu genç yaşta çocuk.
"Kâğıt zehirlenmesinden ölmezsin demi?"
Diye sordum.
"Zehirlenmem herhalde"
"İnşallah zahirlenmezsin kardeşim"
...
Buğra gülünce gözlerimi gülüşüne diktim. Çok güzel gülüyorsun be adam.
"Ya deniz tuvaletten çıkmadı bişey mi oldu acaba?"
Diye sordu Ela hepimize bakarak. Ela ve Buğra da gelmişti. Buğra ve Ela'ya tüm olayları anlatmıştık.
"Alt tarafı yarım saattir tuvalette Ela bişey olmamıştır"
Dedim. Sonuçta Deniz bu. Tuvalette en uzun kalma rekorları deneyen insan.
"Bilemiyorum Güneş hayır bari canı kitap çekiyor hepsini değil çeyreğini yeseydi hepsini yemek nedir ya"
Deyince Ela gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Canım Ela ya normal bir sevgilisi yok ki kızın.
"Deniz"
"Efendim kelebeğim."
"Yarım saattir napıyorsun sen tuvalette ya korktum sana bişey oldu diye."
Deniz gelip Elay'a sarılıp yanağından öptü.
"Ama bak bişey olmadı bana"
"İyi misin?"
"İyiyim kelebeğim"
Deniz Ela'yı bir kez daha yanağından öpünce dönüp buğra'ya baktım. Bana bakıyordu.
"Sen beni mi izliyorsun?"
"Manzaram çok güzel böyle "
Deyince Buğra güldüm. Belki bunu çok sık dile getiriyorum ama napayım çok seviyorum bu çocuğu ben.
"İyiki varsın"
"Sende iyiki varsın ve iyiki benimlesin"
Daha fazla dayanamayacağını anlayınca kendimi tutmadım ve Buğra'yı yanağından öptüm.
"Hay ben sizin romantikliğinize"
Diye mırıldanan Kaan'ı duymamazlıktan geldim.
"Çalış seninde olsun kardeşim "
Deyince Buğra güldüm.
"Olmuyor kardeşim olmuyor"
"Senin ki olmamak değil ki seninki kör olmak bildiğin"
Dedim bende. Belki bişeyler anlardı.
"Ne demek bu?"
Güzel soru Güneş ne demek bu açıkla şimdi.
"Gerisini de sen düşün kardeşim"
Buğra böyle dedikten sonra beni kollarının arasında çekmişti. Oh be kurtuldum. Kaan'a çaktırmadan baktığımda bişeyleri düşündüğünü anlamam uzun sürmedi. Ay artık anla. Adel' e git çıkma teklifi et. Sevgili olun. Mutlu olun be. Yeter valla. İçimdeki mahalle karısı susmak bilmiyordu işte. Yapacak bişey yok malesef.
"Kalkalım mı biz artık?"
Diye fısıldadı Buğra kulağıma.
"Oturuyorduk işte"
"Ama ben seninle tek kalmak istiyorum"
"Napacağız ki?"
"Kokunu içime hapsedeceğim hatun"
"Çok fazla tatlısın hadi gidelim"
Dediğimde buğra sırıttı. Tabi o sırıtınca bende sırıttım. Canım sevgilim ne güzel de sırıtıyor.
Buğra ayağa kalkınca benimde elimi tutup ayağa kalkmalı sağladı. Koltukta pek rahattı ama neyse.
"Nereye?"
Diye sordu ayaz. İdil'le ne durumdaydılar acaba? Bir gün Ayaz'ı tek başına sıkıştırsam iyi olurdu. Yarın bu işi halledebilirim mesela neden olmasın.
"Sevgilimle özlem gidereceğim"
Herkes "ooooo" deyince gözlerimi kocaman açtım. Ne fesat bir arkadaş grubum vardı benim böyle.
"Ya ne fesat arkadaşlarsınız siz"
Diye çığırdım. Tabi o anda herkes kulaklarını kapatmış olabilir. Neyse bu konumuz değil bizim. Konumuz FESAT ARKADAŞLAR!
"Hadi hadi gidin siz tamam biz bakmıyoruz"
"Deniz bak valla küserim"
Dedim. Haklıyım ben bi kere.
"Tamam bişey demedim güneş kankicim"
"Ha şöyle. Bir daha yapma yeğen"
"Haydi cümleten görüşürüz gençler"
Buğra böyle dedikten sonra ekimden tutup çekiştirmeye başladı. Evet bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız.
...
Odama girince derin bir oh çektim. Yorulmuştum ulan. Buğra gibi bir sevgiliniz varsa hayat gerçekten çok zor. Şaka bir yana çocuk çok hiperaktif. Sürekli bir hareket halinde yerinde duramıyor. Yatağıma kendimi attığımda komdinde duran parfüm gözüme çarptı. Buğra'nın bana aldığı parfümdü kendi kokusu olan parfüm hani. Sahi ben parfümün fiyatına niye bakmamıştım. Telefonumu cebimden çıkarıp interneti açtım. Parfümün ismini google' a yazıp baktım. Gördüğüm fiyat ile gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. 522 tl. Yuh. Bu ne? Parfüm sonuçta altın değil ya. Parfümlere kaç para yatırıyor bu çocuk acaba? Her ay bu kadar para parfüm için bilemedim pek. Ama çok güzel parfüm. Kokusu da kalıcı. Neyse. Beynim yandı resmen. Telefonu komidinin üstüne koyup gözlerimi kapattım. Birazcık uyusam fena olmazdı.Ve ben geldiiiiim. Bölümü nasıl buldunuz? Yorumlarınızı her zamanki gibi yine ve yine bekliyorummm. Votelemeyi de unutmayınız efenim. Sizi seviyorum💕Bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle kendinize çok çok çok iyi bakın💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
MizahO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...