Buğra elimi tutunca dönüp ona baktım.
B: hiç ayrılmak istemiyorum şuan.
G: ama eve gitmek zorundayım.
B: gitmesen olmaz mı ?
Dediğinde cıkladım. Buğra oflayıp konuşmaya başladı.
B: böyle işi sikeyim ben.
G: çok ayıp sevgilim.
Dedim.
B: az önce ne dedin sen ?
Dedi sırıtarak.
G: çok ayıp dedim.
B: sonra bir şey daha dedin.
G: sevgilim dedim.
O gülümseyince bende güldüm.
G: diyemez miyim yoksa ?
B dersin çokta güzel diyorsun en iyisi sen hep böyle de
G: ben en iyisi arabadan ineyim yoksa şimdi inmezsen bir daha hiç inemeyeceğim.
Buğra elimi bırakıp bana doğru yaklaştı. Saçlarıma koklayıp alnımdan öptü.
B: bence de sen arabadan in yoksa ben buna izin vermeyeceğim.
Deyince hemen arabadan indim. Tabi yarama dikkat etmiştim. Yavaş yavaş yürüyüp binaya girdim. Asönsöre binip beşinci katı tuşladım.
...
Tam uyuyacağım anda telefonum çalmaya başlayınca ekrana bakmadan telefonu açtım.
G: efendim.
B: uyuyor muydun ?
G: ooo bir sevgilin olduğu aklına gelebilmiş demek ki.
Dedim. Daha sevgili olalı bir gün oluyordu daha doğrusu saatler oluyordu ama buğra bana ne mesaj atmıştı ne de beni aramıştı.
B: biraz işim vardı o yüzden seni ihmal ettim.
G: ne işiymiş bu bakalım ?
Merak ediyordum sonuçta. Sormak en iyisiydi yani
B: şirketteydim.
G: şirket derken ?
B: hani bizim şirketimiz varya güzelim.
G: haa tamam.
Dediğimde buğra'nın gülüşü kulaklarıma doldu.
G: komik mi ?
B: evet komik. Neyse napıyordun sen uyuyor muydun?
G: hayır ama uyumak üzereydim.
B: tamam sen uyuyana kadar konuşalım sen uyuduğunda ben konuşmayı sonlandırırım.
G: tamam öyle yapalım. Eee anlat bakalım naptın şirkette çok kız var mı şirkette?
B: kıskanç sevgilim benim.
G: sorularıma cevap versen hani.
B: öncelikle asistanım bir kız hemde bizim yaşımızda.
G: şaka mı hiç komik değil.
Diye sinirle konuştum.
B: hayır şaka değil.
Ya ne demek şaka değil. Hem birde kız bizim yaşımızda olmaz öyle şey. Allah'ım sen benim biricik sevgilimi o kızdan koru.
G: buğra.
B: söyle güzelim.
G: ne işi var o kızın orda ya
Diye çığırdım.
B: stajyer herhalde bilmiyorum.
G: ha bide bilseydin.
B: seninle napıcam ben ?
G: daha ilk günden sıkıldım mı benden ?
B: asla asla senden sıkılmam bunu aklından çıkarma.
G: neyse gelelim biz şu kıza güzel mi bari?
B: bilmem.
G: ne demek bilmem ?
B: beni senden başkası ilgilendirmiyor.
G: buğra
B: güzelim
G: konuyu saptırma.
Diye tıslarcasına konuştum.
B: yaramadı mı işe?
Deyince cıkladım. Salak değildim. Böyle romantik şeyler deyip beni konudan saptırmaya çalışıyordu. Ama ben bunu yemezdim.
G: neyse benim sizin şirkete en yakın zamanda uğramam gerekiyor.
B: her zaman beklerim yalnız gelirken açık şeyler giyme gerçi kış mevsimindeyiz ama olsun yine de açık şeyler giyme gerekirse çarşaf giyerek gel yolda erkekler bakmasın sana eğer bakarlarsada yüzlerini aklında tut sonra gel bana şikayet et bende hepsini bulup döveyim.
G: yuh ama ya psikopat çıktın sende.
B: napıyım kızım erkekler sevgilime baksın bende izleyeyim mi?
Bu çocuk çok tatlıydı ve onu acayip derecede yiyesim geliyordu.
G: sakin ol ben dışarıya çıkmadım ve bana bakan erkekte yok okey?
B: tamam.
G: yoruldun mu?
B: evet dosyaları incelemek anamı ağlattı.
G: kıyamam diyemiycem çalış yani sonuçta çalışmazsan eğer annem beni sana vermez.
B: ha benimle evlenmek istiyorsun yani?
Ya ben az önce çok büyük bir pot kırmıştım demi. Allah beni kahretmesin.
G: sen istemiyor musun?
B: kocan olacaksa o kişi ancak ben olurum başka kişi olamaz çünkü öyle bir seçenek yok.
İyice uykum gelmişti. Ayrıca buğra'nın dedikleri çok tatlıydı. Gözlerim kapanmaya başlıyordu.
G: Eee başka ne yaptın?
B: işte bir toplantı vardı ona girdim. Dediğim gibi dosyaları inceledim. Sen ne yaptın?
BUĞRA'NIN AĞZINDAN
Güneş sorduğum soruya cevap vermeyince uyuduğunu anladım. Ve telefonu kapattım. Bugün güneş'i eve bıraktıktan sonra çok sevgili biricik (!)babam beni aramış şirkete gelmem gerektiğini söylemişti. Bende moralimin bozulmaması için kötü birşey olmaması için şirkete gitmiştim. Saçma sapan olan toplantılara girmiş götten götten dosyalar incelemiştim. Şimdi ise yorgunluktan gebermek üzereydim. Telefonumu komidinin üstüne koyup gözlerimi kapattım.GÜNEŞ'İN AĞZINDAN
Sabah uyandığımda saate baktım. 12'ydi. Okula gitmiyordum çünkü raporluydum ki bu halde okul gerçekten hiç çekilmezdi. Telefonuma baktığımda ise ne bir arama ne de bir mesaj vardı. Ulan sevgilim vardı ama bana mesaj atmıyordu. Gerçi sürekli atsa da saçma olurdu. Böyle daha iyiydi bence. Yatağımı toplayıp aşağı indim. Annem yoktu. Bugün günlerden perşembeydi demek ki pazara gitmişti. Kahvaltı sofrasını görünce gülümsedim. Canım annem beni nasıl düşünüyordu ya. Bu kadını çok seviyorum ben. Kapı çaldığında esneyerek kapıyı açtım. Sonra buğra'yı görünce kapıyı kapattım. Ya çocuk beni hayvan gibi esneyerek görmüştü ayrıca yüzümü de yıkamamıştım ve saçım başım da berbattı onu da geçtim sünger boblu pijamalarımlaydım. Off Allah'ım of . Buğra kapının arkasından "güneş aç kapıyı" desede onu takmayarak banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Saçımı da topuz yaptım. Ama pijamalarımı çıkarmaya vaktim yoktu. Kapıyı açıp buğra'ya gülümsedim.
B: kapıyı yüzüme kapatmana gerek yoktu. Senden igrenecek değilim.
Dedi ve yanağımdan öpüp içeri geçti.
G: ne bileyim ben daha ilk günden beni böyle görme diye şey ettim.
Buğra içeriye yani salona geçtiği için bende peşinden gittim.
G: takım elbise niye giydin ayrıca neden okulda değilsin sen ?
B: bugün okula gitmedim şirketteydim ve şimdi de öğle yemeği vaktinde seni görmeye geldim yemeğe gideriz hem.
G: ben daha kahvaltı yapmadım ki.
B: tembel sevgilim.
Dediğinde birazcık utandım. Onun ağzından sevgilim kelimesini duymak çok farklıydı.
B: ıhmm o zaman bende burada seninle kahvaltı yaparım.
G: tamam.
Buğra ile birlikte mutfağa girince buğra kahvaltı masasını görünce gözlerini devirdi.
B: senin bunları yemen yasak.
G: ama dün sandviç yedim.
B: o dündü bugün öyle birşey olmayacak hem nezahat teyze bu kahvaltıyı sana hazırlamamıştır sabahtan kalan kahvaltıdır bu.
G: ya buğra ya
Diye mızmızlandım.
B: biraz daha sabret güzelim sonra ne istersen yiyebilirsin.
Dedi sonrada saçlarımdan öptü. Mutfak dolabından hazır çorba alıp tencereye boşalttı tabi su koymayı da unutmamıştı. O çorba yaparken bende onu dikizliyordum. Sevgilim diye demiyorum ama kendisi çok yakışıklıdır. Çocuk yani arkadan önden her yerden yakışıklı.
B: beni dikizlemen bittiyse ki istediğin kadar bakabilirsin sonuçta bugüne bugün sevgilinim herneyse ben ne diyordum
Dedi sonra ise konuşmaya devam etti.
B: bana portakal suyu doldurur musun?
Dediğinde kapıya yaslanmayı bırakıp masada bulunan portakal suyunu bardağa koydum.
G: portakal suyun hazır ayrıca benim seni dikizlediğim falanda yok ne münasebet canım hem.
Sandalyeyi çekip oturdum.
B: eminim öyledir.
G: çok gıcıksın.
B: yakışıklı olduğumu herkes söyler.
Dedi ve başını çevirip bana baktı. Tabi dudakları alayla yukarı kıvrılmıştı. Hah pabucumun yakışıklısı.
G: önüne dönde çorbamı yap adam.
Buğra önünü dönüp çorbayı karıştırmaya kaldığı yerden devam edince içimden kötü kadın kahkahası attım. Yola getirirler adamı böyle. On beş yirmi dakika sonra buğra ocağı kapatıp çorbayı tabaklara koydu. Tabaklardan birini benim önüme birini de kendi önüne koydu. Dilimlenmiş ekmeklerden alıp tabağındaki çorbanın içine parçalayıp attı. Buğra'ya gözlerimi devirince kaşlarını çatıp bana baktı. Bu çocuğun kaşları birgün böyle kalacak yani.
B: çok açım napayım
Güldüm. Sanki buğra'yla biz evliyiz ben ona yemek hazırlamışım o da çok hızlı yediği için ona kızıyormuşum gibi olmuştu. Yani benim için böyleydi.
Bende çorbamı yemeye başladım.
...
Buğra ile yemek yemeği bitirmiştik. Ben mutfağı toplarken buğra da oturup beni izlemişti. Tabi laflarıylada beni deli etmişti orası ayrı bir mesele. Şimdi ise ayrılık vaktiydi. Zaten annem gelmeden gitse iyi olurdu. Şimdi sevgili olduğumuzu falan anlardı ki bu benim için iyi olmazdı. Bu olayı bizzat kendim anneme anlatacaktım en yakın zamanda.
B: gitmek istemiyorum lan ben işe.
G: ama gitmezsen olmaz ki.
Dedim ve otuz iki diş sırıttım.
B: ulan şu an seni çok fena öpmek istiyorum ama şimdi olmaz çünkü öpmeye başlarsam bırakamam.
Dediğinde yanaklarım azıcık kızarmış olabilirdi. Bu çocuk çok dengesizdi.
G: hadi git bence.
Başımı eğmiştim. Yanaklarımı görmesin diye. Buğra yanağımdan öpüp
B: tamam gidiyorum utangaç sevgilim daha da utanmasın diye.
Dedi. Bende başımı kaldırıp şakasına buğraya vuracakjen buğra havada olan elim ile napacağımı anlayıp kaçtı. Asönsöre binince ona dil çıkardım. O da güldü. Sonra asansörün kapıları kapanınca kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. Yüzümde aptal bir gülümseme vardı. Biz buğrayla gerçekten çok tatlıydık.Günler sonra yeni bölüm ile karşınızdayım. Buğra ile Güneş çifti sizcede çok tatlı değiller mi? Bundan sonraki bölümü yılbaşı bölümü yapıcam ki çok güzel şeyler olacak. Düşünün artık. Bölüm hakkındaki yorumlarınızı belirtirseniz çok süper olur. Hikayemi okuyan oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...