B: güzelim sakın ağlama
Dediğinde buğra başımı yukarı kaldırıp akmak için direnen gözyaşlarımın akmasını engelledim.
G: buğra
B: üç gün sadece üç gün
Dedi. Tamam üç gün olabilirdi ama ne bileyim okulda onsuz üç gün kötüydü be. Ben onunla oturmaya alışmıştım. Uykum geldiğinde kapşonlusunu başımın altına koymasına derste defterime saçma salak şeyler yazmasına alışmıştım. Beynim bir kez daha "alt tarafı üç gün okulda olmayacak ne var bunda" diye bana bir hatırlatma yaptı. Üç gün.
G: tamam
Dedim. Buğra omzundaki çantasını düzeltip tekrardan bana baktı. Hep böyle kalsak ya. Hiç ayrılmasak.
G: uraz'ı dövmek istiyorum
B: sakın sakın o ite bulaşma güneş onu görmezden gel muhatap olma tamam mı?
G: ama -
B: aması falan yok ben
Dedi ve sustu. Bu demek oluyordu ki sen karışma ben onun ebesini illaki belliycem.
G: buna da tamam
Dedim ve kendimi gülmeye zorladım. Ki bu çok zordu. Buğra bana sarılıp saçlarımı öptü. Geri çekildiğinde kaan'a baktı.
B: kardeşim güneş sana emanet uraz iti bir bok yapmaya kalkarsa bi haber uçur yasak falan dinlemem o çocuğu sikmeye gelirim.
K: ayıpsın kardeşim güneş benim kardeşim kardeşime de mi bakamayacağım.
Deyince buğra başını sallayıp bana baktı. O da gitmek istemiyordu.
B: ulan kendi ellerimle seni çakalların arasında bırakıyorum anasını satayım. Neyse ki gözüm arkada kalmayacak.
Deyince kaan'ı ve diğer bizimkileri kast ettiğini anladım.
B: neyse millet görüşürüz
Dedi ve arabasına doğru ilerledi. İlk önce çantasını arka koltuğa attı. Sonra ise arabanın etrafında dolanıp ön koltuğa bindi. Arabayı çalıştırıp bahçeden çıkarken kornaya bir kez bastı. Ben ise arkasından el sallamakla yetindim. Derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Sınıfa çıktığım da direk sırama oturdum. Yanım boştu. Ağlamak yok. Aptal uraz yüzünden şu düştüğümüz hallere bak. Sabah ilk dersten sonra müdür buğra'yı yanına çağırmıştı. Disiplin kurulu toplanıp buğra'nın üç gün okuldan uzaklaştırılmasına karar vermişti. Uraz ise bu olanları uzaktan izlemişti. Orangutan boku. Daha ilk dakikadan buğra'yı özlemiştim bile. Tamam okul dışında yine görüşebilirdik. Ama okul da olmak bir başka normal de buluşmak bir başka. Hem okuldan geliyoruz zaten akşam oluyor o saatten sonra buluşsak ne yazar? Uraz malı sınıfa girince ona kötü kötü bakışlarımı yolladım. Çocuğun kafasını koparıp köpeklerin önüne atmak ve vücudunun diğer yarısını da kıyma yapıp yine ve yine köpeklere atmak istiyorum. Çok mu şey istiyorum?
...
Son derste bitince bir of çektim. Sonunda bitmişti okul. Çantamı toplayıp ayağa kalktım. Buğra ne yapıyordu acaba? Çok merak ediyordum. Bir iki kere mesaj atmıştım ama cevap yoktu. Acaba bişey mi olmuştu ki? Neyse kötü düşünmek yok.
K: hadi gidelim prenses
Deyince kaan gülümsedim. Bugün hiçbiri beni yalnız bırakmamıştı. Onlar olmasa ben ne yapardım? İyi ki varlar iyi ki yanımdalar. Okuldan çıkarken ayaz başını kaşıyıp hepimize baktı. Ne diyecekti acaba?
A: benim ufak bir işim var gençler ben kaçar o yüzden
Deyip bir iki adım atmıştı ki kaan ayaz'ın kapşonlusundan tutup geri çekti.
K: nereye kaçıyorsun kardeşim?
A: orası da bana kalsın
K: iyi lan defol git
Deyince kaan ayaz mal mal sırıttı. Sonrasında ise hızlıca arkasını dönüp yürümeye başladı.
K: bu bir boklar karıştırıyor ya hadi hayırlısı
D: sevgilisi mi var acep?
G: bu duruma bakılırsa olabilir
K: geçenler de biri aradı ya bunu biz kantindeyken o mu ki acaba
D: güzel ponçik bünyem şu an ne düşüneceğini şaşırdı valla. Ben diyorum ki dondurma yiyelim hava da sıcak hı ela aşkım sen ne diyorsun?
E: bana uyar deniz aşkım
D: senin o deniz aşkım diyen dillerini yerim ben agubugucugu
Deyip anormal hareketler yapmaya başlayınca deniz gözlerimi devirdim. Aşk işte.
D: dondurma yemeye gidiyoruz o zaman
K: tamam gidelim hadi
G: siz gidin ya benim ufak bir işim var
K: buğranın yanına gideceğini anlamadık biz tamam tamam
G: kaan
K: ne kaan ne ulan bir sevgili bulayım ben görceksiniz siz
G: trip mi atıyorsun sen şimdi bana hıh?
K: yok canım kaan kim ki trip atsın
Dedi. Ve etrafa melül melül bakmaya devam etti. Önüne geçip yanaklarını sıktım.
G: yaaa trip atma bana bak ağlarım şimdi
K: neyse tamam ağlama sen git buğra'nın yanına hadi
G: gidicem şimdi ama en yakın zamanda seninle birlikte dondurma yiyeceğim
Dedim. Kaan ise tamam tarzında başını sallayınca yanaklarını sıkmayı bıraktım.
G: neyse artık gidiyorum ben hadi bay kaçtım görüşürüz sonraaa
Diyerekten hızlıca yürümeye başladım. Buğra'yı aradığımda telefonunu her zamanki gibi açmadı. Noluyordu ya? Önümden geçen taksiyi durdurup bindim. Hemen buğra'nın evinin adresini verdim. Bakalım ne yapıyordu buğra bey?
...
Taksiye verdiğim 50 liracık ile şoklardaydım. O parayı babişkomdan zorla koparmıştım param yok diye. Gerçi yüz elli liram vardı normalde ama olsun. Fazla para göz çıkarmaz. Çantamdan buğra'nın evinin anahtarını çıkarıp kapıyı açtım. Evdeydi buğra. Çünkü arabası buradaydı. İçeri geçip kapıyı sessizce kapattım. Salonda değildi. Yukarı çıkıp odasına girdim. Uyuyordu. Çok tatlıydı. Okul kıyafetleri ile uyuyordu birde. Rahatsız olmuyor muydu böyle? Gerçi ben olsam bende rahatsız olmazdım. Geri geri çekilip buğra'nın üstüne atladım.
B: noluyor lan?
Şu an buğra'nın sırtındaydım. Yüz üstü yatıyordu çünkü. Buğra kafasını çevirebildiği kadar çevirip bana baktı.
B: güneş
G: sevgilim
Dedim ve kocaman sırıttım. Tabi sonra olanlar oldu. Buğra beni bir an altına aldı. Nasıl bu duruma gelmiştik biz?
B: seni özledim
G: yalan atma hiçte özlemedin benim orda içim içimi yerken sen burda gelmiş kıçını devirmiş yatıyosun ya
Diye cırladım. Haklıydım ben bi kere. Ben beyefendi ye mesaj atayım onu arayayım ama o ne yapsın uyusun. Olur mu böyle şey ya?
B: ne var yani içim geçmişse kızım
G: valla burdan bakınca yaz uykusuna yatmış gibiydin
B: yaz uykusu?
G: ne diyeyim kış uykusu mu yaza geldik nerdeyse o yüzden öyle dedim. Off neyse ya sıcakladım ben zaten çekil hadi
B: çekileyim öyle mi?
G: öyle canım öyle
İçimden mahalle karısı çıkmıştı iyi mi?
B: tamam çekileyim ben.
Ve tabikide buğra çekileyim deyip çekilmedi. Yanağımı öptü. Burnumu öptü alnımı öptü. Çenemi öptü. Son olarakta dudaklarımı öptü.
G: bitti mi?
B: bitti
Deyip sırıttı. Ve yan tarafa kendini attı. Yataktan kalkıp buğra'ya baktım.
G: aşağı iniyorum ben yemek yapayım sen de üstünü değiştir gel
Deyip hızlıca odadan çıktım. Mutfağa indiğimde makarnaların bulunduğu çekmeceyi açıp çubuk makarnayı çıkardım. Yemekten kastım makarnaydı. Kalkıpta imam bayıldı yapacak değilim çünkü yapamıyorum. Tek bildiğim makarna yapmak ve yumurta kırmak. Bu da birşey ama sonuçta hiç birşey de yapamayabilirdim. Kendimi avutma çabaları mod:on. Makarna ile uğraşırken cebimden telefonumu çıkarıp annemi aradım. Üçüncü çalışta telefon açıldı. "Güneş kız nerdesin sen?" Deyince annem dudağımı ısırdım. "Anne aşkım ben beni bir iki saatlik idare eder misin? Hıh nolurr?" Dedim. "Bilmem ki? Nerdesin sen buğra oğlumla mısın? " " evet anne aşkım buğraylayım." "Çok geç kalma bari sadece iki saat" "tamam annelerin en besti en güzeli annelerin en en en tatlısı" "tamam hadi kapat kapat" "tamam aşkım görüşürüz" deyip telefonu kapattım.
B: kime aşkım diyorsun sen?
G: yekta'ya
B: yekta kim lan ?
G: kuzenim
B: siktirtme kuzenini bana
G: uff anneme diyorum aşkım diye kime diycem başka.
B: yekta kim o zaman ?
G: ne bileyim yekta kim ya allah allah
B: ulan iki dakika da beynimi alt üst ettin anasını satayım
G: senin başını aklından almam benim suçum değil yani
Deyip sırıttım.
B: senin suçun yekta mekta diyosun kan beynime sıçrıyor iki dakika içinde beynimde çocuğa ne tür işkenceler yapsam diye psikopat düşünceler kuruyorum.
G: neyse boşver onu bunu da ketçap mayonez var mı?
B: ben çok güzel bir sos hazırlayacağım şimdi boşver ketçabı mayonezi sen
G: iyi hazırla bakalım mutfak senindir dedim ve geri çekilip bar taburelerinden beyaz olanına oturdum. Mutfak amerikan mutfak olduğu için uzun masa tarzında birşey vardı. Ve bizde buna uygun olarak siyah ve beyaz renklerde bar tabureleri almıştık. Çok tatlılardı.
...
Külahımın sonunu da ağzıma atıp çiğnemeye başladım.
B: bugün okulda birşey olmadığına eminsin değil mi?
İçimden her ne kadar ben emin değilim güneş'im demek gelsede böyle birşey demedim.
G: bu soruyu yirmi kere sordun ve ben her seferinde birşey olmadığına eminim diye cevap verdim. Şimdi yirmi birinci defa soruyorsun ve ben yine eminim birşey olmadığına diyorum.
B: napayım kızım o uraz iti olduğu sürece bu böyle devam edecek
G: şey ben artık ineyim arabadan. Görüşürüz yine.
Yanağımı öpünce bende buğra'nın yanağını öptüm.
B: görüşürüz güzelim
Deyince buğra arabadan inip hızlı adımlarla binaya girdim. Bugün de böyle geçmişti işte.
...
Şu an somurtmaktan çok ama çok sıkılmıştım. Bir kez daha ofladım.
B: sevgiliye oflanmaz.
Dedi bay çok bilmiş. Ona yandan yandan baktım.
G: son yarım saattir sana nereye gidiyoruz diye soruyorum sense sürpriz sürpriz deyip duruyorsun hayır yani ne sürprizi ki bu söylesen nolcak ben yine bilmiyormuş gibi yaparım yada olmadı bir ipucu ver ama yok nerde
Milletin sevgilisi sürpriz yaparken ip ucu veriyor ama sen vermiyorsun neden ip ucu vermiyorsun anlatsana biraz? Çok mu zor bir iki kelime etmek. Nolur yani canım sevgilim biricik sevgilim herşeyim şuraya gidiyoruz desen hem böylelikle bende rahatlarım sende rahatlarsın oh mis yani
B: nefes al nefes
G: alıyorum ben nefes
B: ne çok konuştun be hem hangi sevgili sürpriz yaparken sevgilisine ip ucu veriyor lan?
G: bilmiyorum ama illaki ip ucu veren vardır
B: neyse ne. Hem geldik zaten tabi sen konuşmaktan arabanın durduğunu anlamadın ama neyse yapacak birşey yok.
Deyince buğra gözlerimi devirip etrafa baktım. Kimin eviydi burası? Nereye gelmiştik biz böyle?
G: burası neresi ne yapıcaz biz burda
B: seni annemle tanıştıracağım güzelim
Deyince buğra neye uğradığımı şaşırdım. Şaka mıydı bu? Şimdi ben ciddi ciddi annesiyle mi tanışacaktım.Merhabaaa millet ben geldim. Evet biliyorum yeni bölüm geç geldi ama bir yanda okul bir yanda staj bir yandan da dersane olunca ancak bu kadar oluyor. Yoksa çabuk bölüm atarım ben. Herneyse. Bölüm nasıldı sizce? Bir dahaki bölümde neler olacak ya da? Yorumlarınızı her zamanki gibi bekliyor olacağım. Bur dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...