FAME'E AŞIK OLDUM

Tarihçi Mahmut

Gelen kişi bizim tarihçi Mhmut'tu. Gerçi Mahmut ve göbeği desem daha iyi olur. Adamın göbeği önde kendisi de arkada geliyor resmen. Töbest töbest. Kaan'a dönüp 'ahanda şimdi sıçtık' bakışımı atıp Mahmut'u izlemeye devam ettim. Şimdi diyeceksiniz ki neden sıçtınız? Hemen açıklayayım Tarih sınavında kopyanın dibine vurduk. Soruları Kaan'la cevapladık. Sıranın altından kitap açıpta yaptık. Eğer anladıysa kesin disiplinlik olucaz ya hadi hayırlısı. Mahmut'la göz göze gelince avuçlarımın içi terlemeye başladı. Hay lanet. Mahmutcuğum bakma bana öyle.

M: sınavda kopya çekildiğini düşünüyorum. Ve güneş sen kalk bakalım.

Neden ben Mahmutcuğum diye bağırmak istesem de maalesef ki öyle birşey yapmadım. Yani göt korkusu diye birşey var ve bu hiç iyi birşey değil. Kalktım.

G: evet hocam

Kaan bana 'sen sıçtın kızım' bakışını atıyordu. Bende ona 'ben sıçtıysam sende sıçtın mal' bakışlarını attım.

M: sana bir soru soracağım eğer bilirsen kopya çekmedin diye sayacağım. Çünkü kopya çektiğini düşünüyorum. 

G: aha aha hocam nerden çıkarıyonuz böyle şeyleri. Ben o sınava çalıştım yani ne kopyası

Saçmalamaya başlamıştım iyice. Buğra bana 'sen bu beyinle çok yaşamazsın' bakışını atınca sustum. Aney ben nerelere gidem aney.

M: birinci inönü savaşı kaç tarihinde olmuştur?

Ne biliyim hocam ya puf. Deniz bana dönüp 10 ocak 1921 diye ağzını oynatınca içimden yaşasın nidaları atmaya başladım. Söyleyemde sen gör Mahmutcuğum.

G: ee hocam 10 ocak 1921 de olmuştur.

Hoca mors olmuş bir şekilde

M: doğru oturabilirsin.

G: ben demiştim hocam çalıştım diye.

Hoca bana ters bir bakış atınca yavru köpek gibi yerime sindim. Hoca notları teker teker okudu. 80 almışım gençler dağılın. Bunu gidip anama söyleyemde kadın biraz sevinsin dimi. Ayaz 75 almış Deniz 90 almış inek işte nolcak. Kaan malına gelince 85 almış. Çocuk benden kopya çekiyo ama benden yüksek alıyor. Kaana 'benden yüksek aldın vay adi' bakışlarımı atınca o da bana 'eee yani' bakışlarını attı. Bende ona 'senin ağzına sıçıcam' bakışımı attım. O da bana 'yav he he' bakışlarını attım. Bu iş burada bitmez kaan bitemez. Zil çalınca hoca sınıfı terk etti. Anında derin nefes alıp verdim. 

G: mal kaan benden yüksek aldın yine hemde benden kopya çektiğin halde

K: of be güneş göz bu sonuçta her tarafa kayıyo bir senden çekmedim ki

G: o gözlerine de ki her tarafa kaymasınlar

Ellerimi göğsümde birleştirdim. Kaan ise yanağımı öpüp

K: tamam prenses bir daha yapmam

Dedi. İçimden beni öptün namusum gitti bence evlenmeliyiz hemde bu sene dedim ama sadece içimden sonuçta kaan daş bir çıçık yani arkadaşım olmasa soluğu nikah masasında alırım ama olmaz yani olmaz ki. İçimdeki fesat düşünceleri kovup sırıtmaya başladım

K: affettin mi?

G: bir elmalı maden suyu alırsan neden olmasın.

K: kabul

G: affedildin kaancık

K: güneş

G: üf tamam ya kaancık falan demiycem

K: hadi kantine gideh o zaman

G: lan iyi tamam

Ayağa kalktım. Kaan da kolunu omzuma attı. Buğranın sırasına baktığımda boştu. Umursamamaya çalışıp bakışlarımı buğranın sırasından çektim. Kantine indiğimizde Kaan elmalı maden suyumu almak için sıraya girmişti. Bende telefonumla uğraşıyordum. Birden biri bana çarpınca canım S4'üm yere düştü.

G: lan ben senin

Kimin bana çarptığına bakınca çenemi kapadım. Bana çarpan kişi buğraydı. Aman Tanrım didim. Telefonumu yerden alıp bana verdi

B: özür dilerim günel

Böyle dediğinde kalbime biri ok batırmış gibi hissettim. Ln biz onunla aynı sınıftayız daha adımı bilmiyor.

G: günel değil güneş ayrıca önemli değil

Elini omzuma koyup

B: ne önem var ki

Aaa yeter bu kadarı da fazla ağlayacaktım neredeyse. Gerizekalı buğra mal buğra embesil buğra. Birden biri öksürünce o tarafa baktım kaandı. 

K: gidelim mi güneş?

G: tamam

Buğranın elini tutup ittirdim.

G: çok önemi var buğra

Buğra lafını üstüne bastırarak söylemiştim. Galiba biraz şaşırmışa benziyordu. Kantinden çıktığımda kaan da peşimden geliyordu

K: neydin kızım  sen öyle

G: önemsiz bir şeydi

Göz yaşlarımı tutmak için büyük bir çana harcıyordum. Sınıfa geldiğimizde srama geçtim. Kaan da yanıma oturdu. Sodaları masaya koydu. Gözümden bir damla yaş aktı. Kaan da bana sarıldı.

K:güneş yapma böyle o senin kıymetini bilmiyo

G: daha adımı bile bilmiyor kaan ben

Lafımı tamamlayamamıştım ne diycektim ki

K: o piç kurusunu hemen şimdi gidip öldürebilirim güneş

G: saçmalama kaan

K: her zaman senin yanındayım bunu bil. Ben seni çok seviyorum güneş

G: sağol kaan bende seni çok seviyorum

Kaan geri çekildi. Göz yaşımı sildim. Kaan arkasından iki tane canga çıkardı

K: çikolata canavarı bak burda ne var

Deyip gülümsedi bende gülümsedim. Kaan böyleydi işte. Beni her zaman mutlu etmeyi başarıyordu. Canganın bir tanesini alıp açtım ve yemeğe başladım. Maden suyumu da içerken sınıftan içeri buğra ve arkasından da özge girdi. Gülüp gülüp duruyorlardı. Sinirlerim artmıştı. Bok vardı da bunu sevdim diye kendime sövüyordum. 

K: güneş

G: yok bişey kaan hem iyiyim ben

K: şeytan diyor ki git buğrayı öldüresiye kadar döv

Kaana cevap vermedim.

...

Sonunda eve gelebilmiştim. Ayaz deniz ve kaan cafeye gitmişlerdi. Bana da gel dediler ama ben kabul etmedim. Canım istemiyordu. Hemen üstümü değiştirdim. Kot şort üstünede de bir tişört giydim. Yemeğimi de yedikten sonra saate baktım 19.00'dı. Yatağımda tavanı seyrederken telefonumun mesaj sesi ile bakışlarımı komidinimde duran telefonuma çevirdim. Üşengeçliik damarım tuttuğu için elimi komidine uzatıp ta telefonumu almak istemedim ama sonra önemli birşey olabilir diye zor belada olsa telefonumu aldım. Gelen mesaj.....

Yeni bölümü geçte olsa yayınladım işte:D umarım beğenirsiniz. Buğra hakkındaki düşüncelerinizi merak ettiğim gerçeği var. Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Multide ki okulun fame'i Buğra. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere...