B: ulan günün nasıl geçtiğini anlamıyorum senin yanında
G: şey
Dedim ve diyecek bişey bulamayınca gözlerimi buğra'dan kaçırdım.
B: birileri yine utandı.
Deyince buğra başımı buğraya çevirdim. Buğra ise birden dudaklarıma yapışınca karşılık vermeye başladım. Geri çekildiğimde buğra güldü.
B: yedi yirmi dört seni öpesim var ulan
Dediğinde arabada kalmamın iyi olmayacağını anladım.
G: şey ocakta yemek vardı ben ona bakayım en iyisi görüşürüz
Dedim ve arabadan hızlıca inip binaya girdim.
...
AYAZ'DAN DEVAM
A: deniz Allah aşkına bir dur lan
Dediğimde deniz odanın ortasında volta atmayı bırakmış ve sanki ona "ben uzaylıyım" demişim gibi bakıyordu bana. Alt tarafı dur demiştim.
D: bir fikir bulamadık daha ayrıca sen seni çağırmamdan tam iki saat otuz yedi dakika yirmi iki saniye geç geldin. Nerdeydin sen hı nerdeydin?
Tabi bunu derken ellerini mahalle koca karırları gibi beline koymuştu. Ben ise gözlerimi kaçırmak ile yetiniyordum.
A: işim vardı
D: ne işi?
A: tuvaletteydim oldu mu
D: iki saat otuz yedi dakiki yirmi-
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya başladım.
A: sıçıyordum anasını satayım uzun sıçıyorum ben oldu mu?
Dedim. Deniz ise gözlerini kocaman açmıştı.
D: vay be bende kendimi tuvalette en uzun kalan insan sanardım benden uzun kalanlarda varmış.
Deyince gözlerimi devirdim.
A: ne kadar kalıyorsun lan tuvalette
D: Tamı tamına bir buçuk saat
A: oha bağırsaklarını da mı sıçıyorsun amına koyayım
D: neyse ne ya biz nerden geldik bu konuya bizim asıl konumuz
A: elaya çıkma teklifi etmen
D:heh aynen öyle
A: bence çıkma teklifi etme
D: bence de direk kaçırıp nikahı basayım demi?
Deyince deniz ona "ciddi misin" bakışlarımı attım. O da bana "gayette ciddiyim" bakışlarını attı.
A: o anlamda demedim lan ben yani kız sana birbirimizi tanıyalım biraz zaman verelim demiş yani herşey için çok erken daha
D: etmiyim mi teklif yani
A: et et ama şimdi değil be kardeşim biraz bekle zamanı gelince de yapıştır teklifi
D: haklısın
Dedi deniz ve volta atmayı bırakıp yere oturdu.
A: üzüldün mü lan?
D: yok abicim ne üzülmesin
Elleri ile yüzünü sıvazlayıp bana baktı. A: hadi lan ordan
D: ya ben sadece benden sıkılırsa beni bırakırsa başkasına aşık olursa diye korkuyorum.
Dediğinde deniz Elayı bir kez daha çok sevdiğini anladım.
A: kim senden sıkılıcak lan sana aşık olmayan kız özürlüdür maldır gerizekalıdır.
D: harbiden mi?
A: harbiden
Deyip güldüm.
D: o zaman bi pes atak mı
A: atalım kardeşim atalım.
...
GÜNEŞ'TEN DEVAM
Buğrayı özlemiştim. Evet daha ayrılalı birkaç saat oluyordu ama özlemiştim onu işte. Whatsappa girip buğra'ya baktım. Son görülmesi bir dakika önceydi. Kimle konuşmuştu ki bu şimdi?
"Son görülmen neden bir dakika önce"
Diye mesaj attım. Buğra çevrimiçi oldu ve yazmaya başladı.
"Senin son görülmene bakmak için girmiştim"
Diye mesaj gelince güldüm. Şapşal sevgilim benim.
"Özledim"
"Neyi"
"Seni"
"Geliyorum oraya"
Yazınca yatağımda oturur hâle geldim.
"Saçmalama. Gelmiyceksin demi?"
"Bunu özledim yazmadan önce düşünecektin"
Yazdı ve sonra çevrimdışı oldu. Ya ya bu olamaz. Gelmez demi buraya gecenin bir vaktinde. İç sesim "Buğra bu napacağı belli olmaz" deyince iç sesime hak vererekten buğrayı aradım. Açmıyordu işte.
"Sakın gelme ya"
Diye mesaj attım. Umarım gelmezdi. Birkaç dakika sonra telefonum çalmaya başlayınca ekrana baktım. Buğra arıyordu. Hemen açtım.
"Gelmiyorsun değil mi canım sevgilim"
Dedim.
"Senin bu biricik sevgilin kapının önünde kapıyı açmanı bekliyor"
" şaka demi"
"Zile mi basayım yoksa kapıyı açmaya gelir misin"
"Tamam tamam dur geliyorum"
Telefonu kapatıp komidine koydum. Odamdan çıkıp yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Annem ve babam uyuyordu. Karanlıktan dolayı kafamı duvara çarpınca "ahh" diye inledim. Çok acıyordu kafam. Hep buğra yüzünden ki ama bunlar. Zor bela da olsa kapıyı açtım. Buğra içeri girip kapıyı kapatınca kaşlarımı çattım. Tabi etraf karanlık olduğundan o beni görmedi.
G: senin yüzünden kafamı duvara çarptım.
Buğra ise beni hiç tınlamadı. Yani cevap vermediğine göre. Etraf aydınlık olunca buğraya baktım. Telefonundan feneri açmıştı.
B: böyle yapıpta kafanı duvara çarpmayabilirdin sevgilim.
Dedi. O bana laf sokmuştu. Fakat ben "sevgilim" kelimesinde takılı kalmıştım. Çok güzel sevgilim diyordu namussuz. Ben yürümeye başlayınca buğra da peşimden gelmeye başladı. Zaten başka bir seçeneği de yoktu. Odama geldiğimizde kapımı kilitleyip lambayı açtım. Buğra da telefonundaki feneri kapatıp yatağıma uzandı. Buğraya baktığımda eşofmanları ile geldiğini görünce gözlerimi devirdim. Demek ki oda uyuyacaktı fakat ben öyle mesaj atınca o yatağını bırakıp yanıma geldi. Çok tatlı aslında.
G: hâla gitmen gerektiğini düşünüyorum.
B: bak yatağımı bırakıp geldim çok uykum var şimdi gitsem yolda kaza yapsam ve
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya başladım.
G: ya tamam tamam öyle deme
Dediğimde buğra gülünce bende güldüm.
B: yanıma gelmeyi düşünüyor musun?
Dediğinde yanına gidip uzandım. Tabi ondan önce ışığı kapattım. Yorganı da üstümüze aldım. Yatağım tek kişilik olduğu için birbirimize çok yakındık. Buğra kafamı göğsüne yapıştırmıştı. Kokusunu ona belli etmeden içime çektim. Kokusu tek kelimeyle mükemmeldi. Kafamı kaldırıp buğra'ya baktım. Gece lambam açık olduğu için yüzünü görebiliyordum.
G: buğra
B: söyle güzelim
G: çok seviyorum seni be adam
Dedim. Buğra ise hiçbirşey dememişti. Çocuk seni seviyorum dememeye yeminliydi sanki. Ondan cevap gelmeyeceğini anlayınca buğraya sarılıp gözlerimi kapattım. Uykuya dalarken son duyduğum şey "bende seni çok seviyorum güzelim" cümlesiydi.
...
Sabah uyandığımda yanımın boş olduğunu görünce buğranın gitmiş olduğunu anladım. Ne zaman gitmişti acaba. Telefonumu alıp buğrayı aradım. Üçüncü çalışta telefonu açmıştı.
"Güzelim"
" yoksun yanımda"
Dedim.
"Ulan böyle diyorsun ya yanına gelesim geliyor fakat gelemiyorum çünkü çok sevgili babam bütün dosyaları üstüme yıktı"
Dediğinde güldüm.
" gül gül bi sen kalmamıştın zaten sende gül"
"Tamam ya gülmüyorum"
"Öğlen yanıma gelsene yemek yeriz"
" tamam gelebilirsen gelirim"
"Görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz"
Dedim ve telefonu kapatıp yataktan kalktım. Yatağımı toplayıp banyoya girdim. Elimi yüzümü de yıkayıp aşağı indim. Bugün günlerden pazar olduğu için annem ve babam kahvaltı hazırlıyordu. Günaydın diyerekten masaya kuruldum. Yaşasın yemek yemek.
...
Taksiden inip şirkete girdim. Şirkete girdigimde herkesin harıl harıl çalıştığını görünce içimden "çalışın çalışın çalışmak iyidir" dedim. Asönsöre ilerleyip asönsörün gelmesini bekledim. Asönsör geldiğinde asonsöre binip 49. katı tuşladım. Asönsör birkaç dakika içinde 49. Kata geldiğinde asönsörden çıktım. Sekreter kız beni görünce kıza "adam ol yoksa seni öldürürüm: bakışlarımı atarak buğranın odasına girdim. Buğra dosyalar ile cebelleşiyordu beni fark etmemişti bile.
B: ne var tuba?
Dediğinde "tuba kim be" dememek için kendimi zor tuttum.
G: buğra bey
Dediğimde buğra başını dosyalardan kaldırıp bana baktı.
B: güneş
G: evet benim
B: gelmezsin sanmıştım.
G: ama geldim.
Buğra yanıma gelip bana sarıldı.
B: geldiğin çok iyi oldu.
G: buğra
B: hı
G: tuba kim ya
Diye cırlayınca buğra çekilip kaşlarını çattı.
B: tuba mı?
G: evet tuba odana girdigimde adını söylediğin tuba
B: tuba sekreterim olan kızın adı
G: ha adını da biliyorsun yani
B: sekreterim sonuçta bilmem normal
G: bilmesen nolcak sanki
B: kızı sekreter kız diye mi çağırayım yani
G: olabilir mantıklı
B: şu an kıskançlıktan mantıksız şeye mantıklı dedin
G: kıskançlık mı yok canım ne kıskanması alt tarafı o tuba denen kızın kafasını alıp duvara sürtüp kıvılcım çıkartmak gözlerini de oyup köpeklerin önüne atmak istiyorum.
B: psikopat mısın kızım sen?
G: senin yüzünden hep bunlar bu kadar yakışıklı olmasaydın kızların dikkatini çekmezdin kızların dikkatini çekmediğin içinde ben bu kadar psikopat olmazdım.
B: yakışıklı olduğumu sonunda kabul ettin.
G: ne ben öyle bişey demedim
Evet demiştim ama inkar etmek gerekiyordu.
B: eminim öyledir.
G: ya buğra ya
Diye cırladım.
B: neyse ne biz yemeğe gidelim bence hem sen de sakinleşirsin böylelikle
G: tamam gidelim.
Dedim. Buğra elimi tutup odanın kapısını açtı. Dışarı çıktığımızda sekreter kıza "çatla biçız" bakışlarımı attım. Buğrayı kıskanıyordum napayım. Belki kız hiç kötü birşey düşünmüyordu ama yine de kıskanıyordum ben. Hem o da burada çalışmasaymış ben ne yapayım yani.
...
B: tatlı olarak ne yersin?
G: ıhmm supangle istiyorum.
Buğra garsonu çağırıp benim için supangle isterken kendisi için de triliçe istemişti. Garson gittiğinde buğra'ya bakıp güldüm.
B: çok fazla gülme millet bakıcak.
G: baksın
B: senin bu gülüşün bana özel olsun başkalarına değil onların senin gülüşünü görüp seni sevmelerine gerek yok
G: ya çok tatlısın ama sen.
Dedim. Buğra'nın dudağı yukarı doğru kıvrılmıştı bile. Tatlılarımız gelirken buğranın yüzündeki gülümseme gitmişti. Garson masamıza tatlılarımızı bırakıp gitti.
B: hay sikeyim ya
Deyince kaşlarımı çattım. Buğra ise arkamdaki bir noktaya bakıyordu. Bende arkamı dönünce bizim yaşlarımızda olan çocuğun bize doğru geldiğini gördüm. Kimdi ki bu çocuk? Çocuk masamızın önünde durup gıcık bir şekilde güldü. Ve "seni görmeyeli ne kadar zaman oldu Soydan"
Dedi. Bu çocuk buğranın soyadını nerden biliyordu. Ve daha da önemlisi buğra çocuğa niye kaşları çatık bir şekilde bakıyordu?Ben geldiiim. Evet sizce bu çocuk kim? Buğra ile ne bağlantısı var? Daha da önemlisi sizce bu çocuk neler yapacak? Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak belirtirseniz çok güzel çok süper olur. Ayrıca ☆ 'ın içini doldurumayı unutmayın. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAME'E AŞIK OLDUM
HumorO sırasında Özge ile konuşurken ben onu izlerdim. O kantinde çayını içerken ben yine onu izlerdim. O basket oynarken ben yine onu izlerdim. O yazı yazarken ben onu izler ve ne kadar muhteşem kalem tutuyor diye düşünürdüm. Kısacası ben onu izlemey...