7 - Temizlik

926 77 19
                                    

Deniz

"Ben bizi kovacağını düşünmüştüm!"

"Luke ile ikimiz hocanın daha ne kadar devam edeceğine dair iddiaya girmiştik. O anda dersi bitirdi!"

"Yani hanginiz kazandı?"

Ece meraklı gözlerle bana bakarken elimi yumruk yapıp havaya kaldırdım. "Tabii ki ben!"

İkimiz de kahkahalarımıza son vermeye çalışırken Ece, "Ashton'ın tespiti de, hocanın gürültüden dolayı sinirlendikçe daha hızlı İngilizce konuştuğuydu." dediğinde yeniden gülmeye başlamıştık.

"Daha önce bunu fark etmedik bile..." dedim gerçekten bilmemiz gereken bir şeymiş gibi.

"Daha önce kadının damarına hiç basmadık da ondan."

Bugünün son dersi gerçekten biraz çılgın bir şekilde sonlanmıştı. Hocamız, ağır ağır konuşan bir hanımefendiyken sınıfa giren 'yabancı maddeler' yüzünden otoritesini sağlamaya devam edememiş ve asilliğinden dolayı da sınıfa uyarıda bulunmamıştı.

Açıkçası Ece'nin dediği gibi, gürültünün kaynağı oldukça açıktı ama o bizi kovmak yerine konusunu bir noktada bırakmış ve dersi sonlandırmıştı. Yani, sınıfın geri kalanının da bundan çok rahatsız olduğunu sanmıyordum zaten.

Bu sırada Ece telefonumuzdaki hafızanın yüzde yetmiş beşinden fazla yer kaplayan fotoğraf arşivini temizlemekle meşgul olduğundan, ben de arkada çalacak şarkıları ayarlıyordum.

"Hayır! O fotoğraf kalmalı. Ne olur, ne olur..."

Geçen senelerden Luke'un, turlarındaki konserlerden birinde, ışığın mükemmel yansımasıyla mükemmelliğe ulaşmış olan yakın çekim fotoğrafı ekranda dururken yine bakakalmıştım.

Geçen senelerden Luke'un, turlarındaki konserlerden birinde, ışığın mükemmel yansımasıyla mükemmelliğe ulaşmış olan yakın çekim fotoğrafı ekranda dururken yine bakakalmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Az önce Calum ve Michael 'ın videoları için de öyle demiştin."

Ona kötü bakışlar atmaya çalışsam da masumca dudaklarımı büzdüm.

Tüm bunları onlar tarafından telefonlarımızın kurcalanacağını düşündüğümüz için yapmıyorduk ama onlara hem ciddi bir yardım edip hem arkadaşları olma şansımız varken gerçekte sosyal birer sapık olduğumuzu bilmelerine gerek yoktu.

"Tamam..." dedim yenilgiyi kabul ettiğimde, "Nasıl olsa internet sonsuz bir hafızaya sahip, girip girip bakabilirim."

Bana kıkırdadığında ikimizin de birbirimize hak verdiğini biliyordum.

Aslına bakarsanız bu fotoğraf, video saklama olayı sonradan gerçekleşmeye başlamıştı. Yani onları ilk dinlemeye başladığımızda şarkılarının sözleri, tınıları kendimizi iyi hissetmemiz için yeterliydi. Her birinin farklı bir yeri bulunan albümleri, canlı performansları müziğe doymamızı sağlıyordu.

Sonrasında röportajları ile onları tanımaya başlamak ise nedense onları kendimize daha yakın hissetmemizi sağlamıştı. Sanki içimizde eksik olan o renkli saçlı, dudağı piercingli ya da çılgın davul ritimleri atan parça onlarmış gibi, oraya yerleşmişlerdi.

"Bu çok çılgınca..." diye mırıldandığımda Ece uğraştığı şeyleri bırakıp bana dönmüştü. "Onların bu kadar yakınımızda olması."

Sessizliği ile beni onayladığını düşündüğümde ona hafifçe gülümsedim. Çünkü en başında bizi bir araya getiren etken bile onlardı, bunu o da biliyordu.

"Sadece bir günde bunu sindirmeyi beklemiyorum ama..." dedi gözünün bir yere daldığını gördüğümde, "bu akıl sağlığımın sınırlarını oldukça zorlayacak sanırım."

"En kötü Michael 'dan psikolojik yardım isteriz ya, olmaz mı?"

İkimiz de yeniden kıkırdamaya başladığımızda kendimizi esnerken bulmuştuk ve yarının yoğun bir gün olacağını tahmin ettiğimizden artık uyumamız gerektiğini biliyorduk.


Sonraki bölümde görüşürüz :*

5 Seconds Of CollegeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin