Ashton
Elime baget almayalı çok uzun zaman olmuştu ve bunu gerçekten çok özlemiştim. Tanıdık ritimleri takip ederek davullara vurduğum sırada Noel sabahındaki küçük bir çocuk gibi heyecanlıydım. Müzik yapmak beni her zaman çok heyecanlandırmıştı.
Çocuklar akustik gitarlarını Türkiye'ye gelirken getirmişlerdi ve benim de cajonum* yanımdaydı ama uzun zamandır bu şekilde bir prova yapmamıştık. Şimdi Michael ve Luke ellerindeki elektro gitarlarla çılgın sololar atarak parmaklarının pasını atıyorlardı.
Üstelik ben de davullarımı özlemiştim.
"Yemek için kızlarla buluşuruz, değil mi? Dün söz vermiştik." dedi Luke, gitardan başını kaldırarak.
Michael, "Benim önce duşa girmem lazım, salam gibi kokuyorum." derken kol altını kokluyordu ki benim de ondan geri kalır yanım yoktu. Saçlarımın uçlarından damla damla ter akıyordu.
"Saat daha erken." dedi Calum, bir yandan da dikildiği yerde She's Kinda Hot'ın girişini çalarak. "Onları buraya çağırsana."
"Tamam." diye onu onayladı Luke kocaman sırıtarak. Deniz ve onun adına çok seviniyordum çünkü işler bir süre için karışmış da olsa, Luke şimdi çok mutlu görünüyordu.
Onu hiçbirimiz bu konuda sıkıştırmak istememişsek de, önceki ilişkisi konusunda üçümüzün de büyük şüphelerimiz vardı ve sonradan bunda haklı olduğumuz da kanıtlanmıştı. Luke'un, eski ilişkisini çok ciddiye almadığını bilmeme rağmen o kızın onu çok etkilediğini görebiliyordum.
Üstelik bu olumlu bir değişiklik de değildi.
Şimdi ise o huysuz, tuhaf Luke gitmişti ve bunun için hepimiz gerçekten minnettardık. Birlikte olduğumuz insanların bizi ne kadar değiştirdiğinin somut bir kanıtı gibiydi bu.
Su içmek için davulun başından kalktığımda Luke da kızları almak için dışarıya çıkmıştı. Michael ve Calum uyumlu bir şekilde Amnesia çalarken ben de sözleri mırıldanmaya başladım.
Dışarıdan Luke ve Deniz'in kıkırtılarını duyduğum sırada kapı açılmıştı. Luke ona bir şeyler anlatırken Deniz'in bizim üzerimizde gidip gelen gözleri heyecanla parlıyordu. Müziğimizi seviyor olmaları beni çok mutlu ediyordu.
Ece'nin kapıya ilerlediğini görüp onu karşılamak için hareketlenmiştim ki aniden topukları üzerinde geri dönüp geldiği yere yürümeye başlayınca şaşırmıştım. Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdığımda ise bir geriye dönüş daha yaparak bana çarpmıştı.
"Ay!"
"İyi misin?" diye kıkırdadım onu omuzlarından tutarak. Çarpışmanın şokundan kurtularak gülmeye başladığında kafasını salladı. "Evet."
"Nereye gidiyorsun?"
"Hiçbir yere. Yani gidiyordum. Ama sonra bir şey düşürdüğümü fark ettim, geri dönüyordum."
Kaşlarımı çatıp arkamı dönerek gözlerimle koridoru taradım ama yerde hiçbir şey yok gibiydi.
"Ne düşürdün?"
Ece sorum karşısında dramatik bir şekilde elini göğsüne yerleştirdi.
"Kalbimi."
Onların biz gelmeden önce hayranımız olduklarını unutmak çok kolaydı ve bu yüzden de Ece'nin yanlarında çalıyor oluşumuzdan bu kadar heyecanlanabileceğini hiç düşünmemiştim.
"Bak. Gördün mü?" diye sordu, eliyle arkama doğru bir yeri işaret ederek. Sırıtarak ona ayak uydurup gösterdiği tarafa döndüm ama tabi ki hala sadece dalga geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of College
FanfictionBu hikayedeki Calum kötü çocuk olmaktan uzak, Luke piçliğin kenarından bile geçmiyor. Ashton mı? Kıkırtılarıyla neşe saçıyor ve küfrederken pizza yemek Michael'ın tek özelliği değil. Biz sadece 5 Seconds of Summer'ın tüm bunlardan çok daha fazlası...