28 - Asansör

666 56 38
                                    

Deniz

Hafta sonu yaşadıklarımdan sonra Ece'nin beni akşamları hiç yalnız bırakmaması, çocukların sürekli bizimle olması kesinlikle bana iyi gelmişti. Ama geceleri yattığımda üzerimdeki tedirginliği bir türlü atıp uyuyamıyordum, o yüzden yatakta debelenmektense derse gelmek iyi bir seçenek gibi görünüyordu. Tabii dersi ne kadar dinlediğim ise ayrı bir konu başlığıydı...

Çocukların derslerinin benimkinden sonra olduğunu bildiğimden, beklemek için Pier'e yürümeye karar vermiştim. Okulun sigara içilen bölümüne giden aşağı merdivenlerinden bağrışmalı sesler duyduğumda hissettiğim bir içgüdüyle kafamı çevirdim.

Gördüğüm şeyle yürümeyi bıraktığımda aşağıdakilerin çocuklar olduğuna emin olmak istercesine gözlerimi kıstım. Aralarında hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Adımlarımı istemsizce merdivenlere yönlendirdim.

Calum elindeki sigarayı tüttürürken, diğerleri Luke'a odaklı bir şeyler söylüyordu. Hepsinin karşısında bankta oturan Luke ise şimdi fark edebildiğim üzgün yüz ifadesi ile olumsuz anlamda kafasını sağa sola sallıyordu.

"Siktiğimin orospu çocuğu."

"Dalga geçmesini sikeyim onun!"

"Onu bir daha gördüğümde o kirli çoraplarını ağzına tıkacağım."

Bir an için geri dönmeyi düşündüysem de Calum beni gördüğünde bunun için geç kalmıştım. Hala söylenmekte olan Luke'un sözlerine karşılık sıkıntılı bir yüz ifadesi takındı.

"Hey." dedim diğerleri de beni gördüğünde. "Günaydın."

Ashton bana cevap verirken, Luke kafasını kaldırmamıştı.

Calum, Luke'u göstererek, "Onun için pek aydın bir gün değil." diye mırıldandığında onları geçip Luke'un yanına banka oturdum.

"Uhm- sen iyi misin?"

Luke yere diktiği bakışlarıyla kafasını olumsuz anlamda salladığında Ashton ile göz göze geldim. "Oda arkadaşı. Penguenini yakmış." diye fısıldadığında gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

O anda Luke başını kaldırıp bana döndüğünde, "O sikik çocuk şeyimi yakmış." dedi kendini kastığı bir ifade ile. Bakışlarımı normale döndürüp ona baktığımda cümlesini tamamlamamıştı., sanki neyi olduğunu söylese ona gülecekmişim gibi.

"Neyini...?"

Çocuğu gibi sevdiği şeyin yakıldığını itiraf etmesini istiyor olmam beni kötü yapmazdı, öyle değil mi?

"Penguenimi."

Küçük bir çocuğu andıran ses tonuyla mırıldandı. Bense o anda onun bu çocuksu hüznü karşısında yanaklarını sıkıp, YA BEN SANA KIYAMAM, diye bağırmak istiyordum.

Ama yapmadım.

Aferin bana.

İfademi izlediğini gördüğünde bu sefer dudaklarımdan bir kıkırtı dökülmesine izin vermeden ona burukça gülümsedim. "Bunun için üzgünüm. Ama.. o çocuğun sorunlu olduğunu sen de söylemiştin zaten."

"Evet ama-"

"Zaten iyice eskimiş, bok olmuştu Lucas." dedi Michael. İfadesi o kadar çok dalga geçmek için kendini zor tutuyormuş gibi görünüyordu ki bunu sadece iki dakika daha engelleyebilirmiş gibi hissetmiştim.

"Dostum en azından şimdilik bunu düşünmemeye çalış." dedi Calum. Son nefesi kalmış sigarayı, sanki içse ona iyi gelecekmiş gibi bir tavırla Luke'a uzattığında Luke ona öyle bir bakış attı ki Calum sigarayı yere atıp söndürdü.

5 Seconds Of CollegeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin