Deniz
Calum'a şu sinir bozucu müziği kapaması için yalvardığım sırada Ashton da çoktan üzerini giyinmiş ve aramızdaki yerini almıştı. Eski yerine otururken hala kocaman sırıtıyordu. Öne eğilip şişeyi çevirdiğinde bir süre sadece camın zeminde dönerken çıkardığı sesleri duyar olmuştuk. Şişe yavaşlayıp durduğunda Ece'den yüksek yakarışlar çıkmıştı.
"Yine mi Luke bana soruyor!? Bu elden sonra yer değiştirelim, olmaz böyle."
"Ne seçiyorsun?" diye sordu Luke.
"Doğruluk." dedi Ece gözlerini devirerek ama bir yandan da bu konuda haklı olduğunu düşünüyordum.
"Bu kadar ders çalışmanın üzerine yaratıcılığım hiç kalmadı." dedi Luke kafasını kaşıyarak ve aynı sırada hepimize bakış atarak ipucu istiyordu. "Galiba en klasik sorudan gideceğim. Michael, Calum ve Ashton. Kimi öldürür, kiminle sevişir, kiminle evlenirdin?"
Ece düşünürken birasına sımsıkı tutunmuştu ve yüzünde bir sırıtış oluşmuştu.
"Deniz niye yok ya?" diye kıkırdadı en sonunda.
"Fazla kolay olurdu." dedi Ashton sırıtarak ama bana kalırsa böylesi de biraz fazla zordu.
"Tamam." dedi Ece en sonunda. "Tabii ki Calum'u öldürürdüm."
Önce ona gözlerini kısıp sonra da dil çıkarmasa bile, Ece'nin şu bira mevzusundan dolayı Calum'a hala kurulu olduğunu anlayabiliyordum ama bu kesinlikle ciddi bir şey değildi. Hatta aksine komikti ve yarına kadar geçeceğine emindim.
"Ve Michael'la sevişir, Ashton'la evlenirdim."
"Harika seçim." dedi Luke, Ece'ye sırıtıp elini kaldırarak ve Ece de ona ancak üçüncü denemesinde çakabildi. Michael'ınsa kaşlarını çatmış önünde bir yere dalmış olduğunu görebiliyordum.
"Hadi çevir."
"Böyle hep aynı kişiler aynı kişilere soruyor." diye dudak büzdü Ece ve zorla yerinden doğrulup emekleyerek Luke'la benim arama girdi.
Luke bir an için bir Ece'ye bir bana baktı ve ardından o da Ece'ye çaktırmadan onun arkasından dolanarak benim öbür yanıma geçti. Kıkırdayarak onun bu haline gülsem de aslında böyle iyice karışmıştık ve değişik kombinasyonlar oluşturabilecektik.
Ki ilk çevirmemizde de bu düşüncem doğrulanmıştı.
"Michael, Luke'a soruyor."
Herkesin açıkça gördüğü şeyi dillendirdiği için "Bilgilendirme için teşekkürler Raphie." diye takıldım Ece'ye. İki orta parmağını da yüzüne doğru kaldırıp bana dil çıkardığındaysa kıkırdadım.
"Doğruluk." dedi Luke, daha Michael ona soramadan. Michael piç piç sırıtarak bakışlarını yerde gezdirmeye başladı ve kısa bir süre sonra büyük bir hevesle Luke'a döndü.
"Deniz'i ilk gördüğünde aklına gelen ilk şey neydi?"
Luke mavi gözleri uzaklara dalarak düşünmeye başladı ve yüzü ifadesiz bir hale büründü. Sonunda konuştuğundaysa "Kocamanlardı." demişti.
Aramızda birkaç saniyelik bir sessizlik oluşmuşsa da, bunu Ece'nin kahkahası bölmüştü. Diğer hepimiz ona katıldığımızda yanaklarımın hafifçe kızardığını hissedebiliyordum.
"Kocamanlar mıydı? Cidden mi?" dedi Ece kahkahaları arasından. "Ne kadar kocamanlardı, Luke?"
Luke bir süre onların neye bu kadar güldüklerini anlamayıp boş boş baksa da sonradan bozulup kendini açıklamaya girişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of College
FanfictionBu hikayedeki Calum kötü çocuk olmaktan uzak, Luke piçliğin kenarından bile geçmiyor. Ashton mı? Kıkırtılarıyla neşe saçıyor ve küfrederken pizza yemek Michael'ın tek özelliği değil. Biz sadece 5 Seconds of Summer'ın tüm bunlardan çok daha fazlası...