*Bizi buraya kadar bıkmadan, sıkılmadan okumaya devam eden sizleri çok seviyoruz. Oylarınızla ve yorumlarınızla bize destek olduğunuz, maceramızda en az bizim kadar eğlendiğinizi hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederiz.
Size upuzun bir final bölümü yazdık. 5 Seconds of College'ın son bölümünün tadını çıkararak okumanızı istiyoruz, umarız hazırsınızdır...
R&D
Ashton
Bana teslim edilecek belgeleri beklerken karşımda gülümseyen Reyhan Hanım'a aynı şekilde sırıttım. Son belgelere imza atması için belgelerin getirilmesini bekliyorduk ve bir an için şu durum oldukça tanıdık gelmişti.
Kapının tıklatılmasıyla Reyhan Hanım'ın izni dudaklarından döküldü. Hafifçe kapıya döndüğümde önce kafa olarak içeri giren ve sonra sırıtarak yürümeye başlayan Deniz, ikimizi de selamladı.
Elindeki belgeleri Reyhan Hanım'a uzatırken yanımdaki yerini aldı ve hafifçe bana çarparak ona dönmemi sağladı. Bakışları masayı ve ardından Reyhan Hanım'ı izleyerek bana döndüğünde sırıtışı büyüdü. O sırada benimle aynı şekilde düşündüğünü anladım.
"Baya deja-vu, değil mi?"
"Tıpkı ilk günkü gibi."
İkimiz de kıkırdamaya başladığımızda bana uzatılan belgeleri aldım. Deniz ona sorulan mezuniyetiyle ilgili sorulara cevap verirken bir yandan da umursamaz bir şekilde omuz silkti.
"Beni özleyeceğinizi biliyorum." dedi kıkırdayarak. "Ayrıca bu son grupla Erasmus Birliğinden emekliliğimi talep ediyorum."
İtiraz ederek kıkırdadım. "Seni o kadar uğraştırmış olamayız."
Deniz şakayla karışık bana gözlerini devirerek bir yandan benim söylediğimi Reyhan Hanım'a onaylayıp uğraştırdığımızı ifade ediyordu.
Tabii ki, uğraştırmıştık.
Açıkçası en başta bizimle ilgilenen başka biri olsaydı da burada yine zamanımızı iyi geçirebileceğimizi tahmin edebilirdim; okulun yurt dışı öğrencilerine ilgisi, yaptığı etkinlikler oldukça iyiydi. Ama Deniz ve onun sayesinde Ece'yle tanışmak sanki yazdığım bir şarkıda ilk denememde doğru ritmi bulmak gibi hissettirmişti. Bundan hepimizin de oldukça memnun olduğunu biliyordum.
Nihayet konuşmamız sona erdiğinde odadan çıkmış ve eve gitmek için dolmuşlara yürümeye başlamıştık.
Aramızı okula gidip meslekte en zorlu bölümlerinden birini okumak olarak değerlendirmek kesinlikle verdiğimiz en iyi fikir değildi ama bunu yaptığımız için asla pişman değildim. Gerçi Calum sınavlar olmasaydı her şeyin daha iyi olacağı konusunda baya iddialıydı ama zaten onun müzikal ve sporcu kişiliğinden sonra bu alanda da parlamasını beklemek haksızlık olurdu. Luke, ondan beklenmeyen ama tahmin edilebilir bir şekilde çalışma konusundaki istikrarını burada da gösterip dönemi başarıyla sonuçlandırmıştı. Michael ise bilgisayar oyunlarını bir kenara koyamayarak ve hatta yanına bir de Ece'yi koyarak zirveye ulaşmış, aynı anda da derslerle uğraşabilmişti.
Bense burada hem gezme fırsatı bulmuş, hem de kendime zaman ayırabilmiştim. Gerçi özlediklerim vardı, başta 'o' olmak üzere... Ama yine de böyle geçirebileceğim birkaç aya ihtiyacım olduğunu biliyordum. O yüzden şimdi kendimi daha iyi hissederken ona dönmek ilişkimize ve ikimize de iyi gelecekti.
Dolmuştan indiğimizde eve yürümeye başladık. Deniz'in seslenişiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Bu arada akşama kaçta, nerede buluşuyoruz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of College
FanfictionBu hikayedeki Calum kötü çocuk olmaktan uzak, Luke piçliğin kenarından bile geçmiyor. Ashton mı? Kıkırtılarıyla neşe saçıyor ve küfrederken pizza yemek Michael'ın tek özelliği değil. Biz sadece 5 Seconds of Summer'ın tüm bunlardan çok daha fazlası...