9 - Selfie

808 71 31
                                    

Deniz

Kalkmam gereken saatten daha geç uyandığımda gözlerimi zorla açıp yatakta doğruldum. Okula gitmem gerekiyordu, en azından derste uyuklamaya devam edebilirdim.

Gözüm başucumdaki gece lambasına sabitlenmiş nota takıldığında ona uzandım.

Bana göz kırpan Luke karikatürüyle karşılaştığımda kendimi yeniden yastığa doğru bırakmıştım.

'Sildiğim fotoğraflar yerine bununla idare edersin artık.'

Ece'nin çizim yeteneğini çoğunlukla ders kitaplarının sayfalarına dağılmış şekilde görür ve oldukça severdim. Bu sabah derse gitmeden önce de bana bir şeyler çizmiş olması ona göremediği bir kalp balonu göndermeme sebep olmuştu.

Luke'un kafasından çıkan bir baloncukta ise Günaydın, derste görüşürüz yazıyordu.

Bir çizime bile heyecanlanabiliyor olmam gerçekten mükemmeldi. Gülümsemem yüzüme yayılırken, bunun yataktan kalkmam için gerekli işaret olduğunu biliyordum. Notu kaybetmeyeceğim bir yere kaldırarak ayaklarımı banyoya sürüdüm. Muhtemelen derse geç kalacaktım...

Koşarak amfiye girdiğimde amfide dikkatimi önce en arkada oturmuş sevgili yeni sınıf arkadaşlarım çekmişti. Ece'nin onların önünde tek başına oturduğunu gördüm, muhtemelen zaten altı kişilik sıraya dört kişi yayılarak oturdukları için onları sıkıştırmak istememişti.

Merdivenleri bir solukla çıktığımda zaferle haykırdım, "Yetiştim!"

"Heey!"

Derse yetişme tebriklerimi kabul ettiğimde herkese günaydın dileyerek çocuklara nasıl olduklarını sordum. Michael, Calum'un şişmiş gözlerinin nasıl olduklarını anlattığını söylediğinde ise kıkırdayıp önüme dönmüştüm.

Ece'ye doğru eğilerek, "Sanırım başucumdaki not olmasaydı gelmekte biraz zorlanacaktım." dediğimde o da kıkırdayıp gerçekten beğenip beğenmediğimi sormuştu.

"Deli misin? Bayıldım!"

O anda sınıfın gürültüsünün durulması ile hocanın kapıdan girip masasına yerleşmesi bir olmuştu.

Ece'nin hala arkada benimle oturduğunu fark ettiğimde buradan ders dinlemeyi çok sevmediğini anımsadım. "Hey." dedim onu yeniden kendime döndürerek. "Arkada oturmak konusunda fikrini mi değiştirdin?"

Aslında kastetmek istediğim şey gerçekten konuyu çocuklara bağlamak değildi ama bu kadar yakınımızda olmaları her şeyin sonundan çıkmalarına sebep oluyormuş gibiydi. O yüzden Ece de bana sırıtsa da, "Yok- ikinci ders geçerim, hoca daha konuya başlamayacak zaten." dediğinde onu ses çıkartarak onayladım ve önüme döndüm.

Tahmin ettiğimiz gibi ders içeriği ve sınavlar hakkındaki açıklamaları dinlerken oldukça sıkılmıştık.

"Telefonlarına olan ilginin, hala dersi dinlemekle yarışması konusuna gelecek olursak..."

Dersin hocasını yaklaşık dört senedir tanıyordum, hatta bizzat konuştuğum nadir hocalardan biriydi ve derslerinde bütün ilginin üzerinde olması konusunda oldukça takıntılıydı.

Tam o anda sınıfta yankılanan fotoğraf çekme sesi ile herkes kafasını arkaya döndürmüştü. Ece'yle birbirimize baktığımızda sesin bizden gelmediğine emin olduğumuzdan, arkaya doğru dönmüştük ve gördüğümüz manzaraya gülmemek için kendimizi zor tutmak zorunda kalmıştık.

Bir adet Michael, yüzündeki 'selfie' pozu ile telefonu havaya kaldırmış kendini çekiyordu.

Bir adet Michael, yüzündeki 'selfie' pozu ile telefonu havaya kaldırmış kendini çekiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5 Seconds Of CollegeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin