Bölüm 2 - Hallederim.

20.5K 706 86
                                    

"Yumurta, kahve, portakal suyu, tabak, çatal..." diye kendi kendime tepsideki herşeyi sayarken bir yandan da not defterine bakıyordum. Herşey eksiksizdi, Ömer Beyciğimiz dışında.
Sabah 7'de gelmiştim ve gelir gelmez de resmen pamuk dede lakabının onun için yaratıldığını düşündüğüm Şükrü Abi ile tanışmıştım, yani Ömer Beyin şöförüyle. Daha sonrasında ise direk mutfağa dalmış ve birkaç malzemenin yerini bulmamı daha kolaylaştıracak yerlere yerleştirdikten sonra her yeri ezberlemek istercesine bütün detayları defalarca incelemiştim. E yani bu kadar mükemmelliyetçi bir adamın yanında hata yapmak, ecelime susadım ben demekten farksızdı. Tepsiyi son kez kontrol edip bir yandan da kendi kendime şarkı mırıldanırken arkamı dönmemle gördüğüm silüet resmen aklımı başımdan alıp taaa uzay boşluğunun derinlerine götürdü.
"Günaydın, yeni asistan siz misiniz ?"
"Hı ?" dedim bir yandan kaslarına öylece bakarken.
"Asistan diyorum, siz misiniz ?"
"Ha evet Ömer Bey, Defne ben." dedim kendimi zar zor toparlayıp gülümserken.
"Üstümü değişip geliyorum, arabada bekleyebilirsin." dedikten sonra elinde çantasıyla tahminimce odasının bulunduğu üst kata yöneldi ve bense mutfakta öylece kalakaldım.
Tükürdüğünü yalamak buna denirdi işte, yok adamı boğazlarmışım, tokatlarmışım da...
Böyle bir varlığa el kaldıranın eli kırılsın be !
Ay yok artık, ne diyon sen Defne ?
Kafamı sallayıp gözlerimi kırpıştırdıktan sonra çantalarımın ikisini de aldım ve tepsiyi masaya dikkatlice koyduktan sonra evden çıkıp Şükrü Abinin yanına ilerledim.
"Yardım edilecek birşey var mı Şükrü Abi ?"
"Yok kızım yok, sağol." dedikten sonra elindeki bezi yerine koydu ve yanıma geldi.
"Ee nasıldı ilk tanışma ?"
"Adam resmen buz'un vücut bulmuş hâli. Ben böyle soğukluk görmedim."
"Ömer Bey öyledir biraz, ama dışarıdan öyledir. Bunca yıldır yanlız olunca bu hâle gelmiş."
"Yanlız derken ? Sevgilisi var diye biliyordum ben ama ?"
"O anlamda değil kızım, annesi, babası, hayatta güveneceği kimsesi yok. Bir tek kendine güvenir Ömer Bey."
"Annesiyle babası hayatta değiller mi ?" dedim gözlerim yavaş yavaş dolarken. Ne zaman anne baba konuları açılsa aynısı oluyordu, yıllardır değiştiremediğim tek yönüm buydu.
"Değil de, sen neye ağlıyorsun güzel kızım ?" dedi ve hızla arabanın içinden bir mendil alıp bana uzattı.
"Ya ben öyle biraz sulugözüm, yani aslında değilim..." dedim ve burnumu çektikten sonra akan birkaç damla gözyaşını mendil yardımıyla sildim.
"İşte anne baba konuları derinden şeediyo beni yani." dedim ve tekrar burnumu çekip saçlarımı arkaya attım.
"Gidelim Şükrü." dedi aniden beliren Ömer Bey ve bende kendime gelerek ön koltuğa oturdum. Yol boyunca süren sessizlik sinirlerimi bozarken gelen mesaj sesiyle çantamdan telefonumu buldum ve hızla mesajı açtım.

Gönderen : Nihan
Kızım öldün mü kaldın mı saatlerdir birşey demiyorsun yakında ben ölücem burda meraktan !

Mesajı okuduktan sonra hafiften bir sırıttım ve aynı hızla bir cevap yazdım.

Gönderilen : Nihan
Henüz ölmedim ama şahsen güvenemiyorum...

Tekrar sırıtarak telefonu titreşime aldığım sırada Ömer Beyin delici bakışlarına maruz kaldığımdan yüzümdeki gülümsemeyi hemen sildim ve telefonumu çantaya atıp boğazımı temizledim.
Yaklaşık 20 dakika sürdüğünü tahmin ettiğim yolculuktan sonra önden Ömer Bey, arkadan ben olmak üzere arabadan indik ve asansöre kadar aynı şekilde devam ettik. Ben büyülenmiş bir biçimde etrafı süzerken çoğu insanların bakışı, ki buna Ömer Bey de dahil, üzerimdeydi. Herkesten kaçmak istercesine kafamı eğdim ve birkaç dakika sonra doğru kata geldiğimizi anlayarak Ömer Beyin peşinden hızla ilerledim.
"Benim odam burası, hemen karşısındaki oda da senin odan, arkadaşlar sana şirketi gezdirdikten sonra en geç 10 dakika içinde odamda ol."
"Peki Ömer Bey." dedim ve yanıma gelen tanıdık simaya sarıldım.
"Fena gitmiyor sanki ?"
"Yaa sorma, bi dövmediği kaldı Sude."
"Alışırsın bebeğim, alışırsıııın." dedi ve sırıtıp birine seslendi.
"Derya, sen Defneye şirketi gezdir, sonra da Yasemin'i odama çağır, katalogla ilgili birkaç iş var. Kolay gelsin bitanem." dedi ve bana göz kırpıp hızla gözden kayboldu.
"Merhaba, Defne ben." dedim az önce Sude seslenirken adını öğrendiğim Derya'ya elimi uzatarak. Aynı sıcakkanlılıkla elimi sıktı ve kendini tanıttı.
"Derya bende, birkaç tasarım işinden sorumluyum ve aynı zamanda Yasemin hanımın da senin kadar olmasa da, yardımcısı diyelim." Daha gelmeden tanınmam beni şaşırtsa da belli etmeden aynı şekilde konuşmaya devam ettim.
"Memnun oldum." dedikten sonra koluma girdi ve tahmin ettiğimden daha da büyük olan şirketin belli başlı yerlerini gezdirdikten sonra Ömer Beyin odasının önüne geldik.
"Çok teşekkürler Derya."
"Rica ederiiiim." dedikten sonra kolumdan çıktı ve bende çantalarımı odama bırakıp not defterimi alıyordum ki, odamdan Ömer Beyin full hd göründüğünü farkettim. Resmen arada bir tanecik cam vardı ve adam o cama rağmen o kadar yakışıklıydı ki...
Ay ben gine napıyorum diye kendi kendime söylendim ve not defterimi alıp Ömer Beyin odasına geçtim. Kapıyı tıklatıp 'gel' talimatını duyduktan sonra karşısına geçtim ve not defterini açtım.
"Bugün için tasarımcılarla bir toplantı ayarla, Sude ve Sinanla olanı da daha geç bir saate al."
"Ama Ömer Bey Sude Hanım mutlaka o saatte olsun işimiz var dedi."
"Of bunların bu vıcık vıcık aşkları..." dedi ve kendine gelip elini dudağının kenarına götürdü. Bunu bugün ikinci yapışıydı, muhtemelen düşünceli olduğunda yapıyordu bunu.
"O zaman İz'le konuş mekan bakma işini yarın halledeceğimizi söyle, ikna etme işi de senindir."
"İkna etme derken ?"
"İz ikna edilmesi zor bir kadındır." dedi son kelimesine vurgu yapıp gözlerini gözlerime kenetlerken.
"İşlerinin ertelenmesinden de nefret eder."
"Hallederim." dedim özgüvenli bir ses tonuyla ama gözlerini devirmesiyle pek de başarılı olamadığımı anladım.
"Çıkabilirsin." Kafamı sallayıp yavaş adımlarla kapıdan çıktıktan sonra not defterine tekrar baktım ve bugün mekan bakma işini bir yerlere sıkıştırabilir miyim diye denedim ama nafile. Sinan Bey ve Sudeyle yapılacak toplantı baya uzun sürecekti, Sudenin dediğine göre bu toplantı uzun süredir bekleniyormuş ve bir hayli de önemliymiş.
Derin bir nefes aldıktan sonra elimdekileri masama bıraktım ve odamdan çıktıktan sonra sabah Deryanın gösterdiği yerlere tekrar bir göz attım. İz Hanımın odası olduğu tahmin ettiğim yerin önünde durdum ve boğazımı temizleyip gözlerimi yumdum.
'Hallederim.'
Kapıyı tıklatıp 'gel' sesini duyduktan sonra içten bir gülümsemeyle kapıyı açtım. Karşımda resmen Best Model'lerden biri duruyordu, kadın bildiğim yürüyen taş gibi birşeydi.
"Merhaba İz hanım, Defne ben."
"Ha evet, Ömerin yeni asistanı." dedi ve tek kaşını kaldırıp elindeki kalemi dosyaların üzerine koydu.
"Evet." dedim ve dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra durumu açıklamaya başladım.
"Rahatsız ediyorum ama size bildirmem gereken bir konu vardı. Ömer Beyin bugün Sude Hanım ve Sinan Beyle önemli bir toplantısı var ve görünüşe göre baya uzun sürecek gibi..."
"Mekan işini erteledim diyorsun ?" Bu kadın güzel olduğu kadar akıllıydı da.
"Öyle oldu maalesef, ama yarın ilk iş..."
"Yarını falan yok, bugün hallolacak."
"Ama İz hanım..."
"Aması falan yok Defne. Daha ilk günden bu kadar şeye karışmandaki cesaret, gerçekten göz yaşartıcı." Sinirle dudağımı ısırdım ve Sudenin notlarından biri aklıma gelince kendimi sakinleştirdim. Asla İz'le ters düşme.
"Bu kadar şeye karışmak benim işim İz hanım. Zorunda olmasam yapmazdım. Ömer Beyler toplantıya başlamıştır bile, benim gitmem gerek. Yarın sabah 9'da Ömer Bey sizi evinizden alır, oradan direk mekan bakmaya geçersiniz." dedim ve bu sefer içten olmasa da bir gülümseme yolladım ve tam çıkıyordum ki duyduğum cümle beni duraksattı.
"Cesaret... En sevdiğim."
"E gerektiğinde kullanmak gerek tabi." dedim bir yandan kapı kolunu tutarak.
"Ömerin sabah gelmesine gerek yok, gece zaten onda kalırım. Sabah kahvaltı hazırlamaya da gelme. Ben hallederim." Hoşuma gitmeyen o gülümsemesi yüzüne yerleşirken aynı şekilde karşılık verdim.
"İz hanım, unuttuğunuz bir detay var ne yazık ki. Ben Ömer Beyin asistanıyım, onun talimatlarına uyarım."

Ayayayaa, sanki çekişmeli bir kavga geliyor, ne dersiniz :) Bölümler gittikçe heyecanlanacak, yeni olaylar peşimizi hiiiiç bırakmayacak, lütfen takipte kalın.
Okuyan herkese kocamaaaan teşekkürler, sizleri seviyorum :*
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin