Bölüm 56 - Artık İstemiyorum.

5.1K 218 57
                                    

"Sinana ulaşabildiniz mi ?!"
Ömerin odasındaki 15 dakikalık krizinin ardından söylediği ilk cümle bu olmuştu. Panikten elim ayağıma girerken şirketin içine bakındım, Ömer odasının kapısında elinde bardağı sıka sıka etrafa bakıyordu.
"Burdayım."
Kimse ses çıkaramıyordu, herkes Ömerin sinirli hâlinden deli gibi korkarken aranan şahıs geldi.
"Odama." dedi Ömer bardağı yere fırlatıp odasına geçerken. Sinan Bey ağır bir ciddiyetle odaya girdi ardından ve kapıyı kapattı yavaşça.
"Allahım bittik biz battı şirket..."
"Ya Zeynep şöyle konuşmayın yeter ama ya ! Ne batması ne şeyi ! İnsanları iyice germesenize !"
"Defne haklı, sakinliği korumamız lazım arkadaşlar."
"Ha şunu bileydiniz !" dedim Kıvanç kızları sakinleştirmeye çalışırken. Bir o yana bir bu yana gidip gelirken tırnaklarımı kemirmeye başladım gerginlikten.
Ya birbirlerine girerse içeride ?!
Of kesin bişey çıkacak !
"Defile hazırlıkları kaldığı yerden devam, tempoya geri dönün." Herkes anlamamış bir şekilde Sinan Beye bakarken Ömerin odasına girdim kimseyi umursamadan. Masaya kafasını koymuş, dış dünyayla bağlantısını kesmişti.
Kapının önündeki cam kırıklarını ayağımla dışarı attım atabildiğim kadar ve kapıyı kapatıp Ömerin yanına gittim.
"Ömer ?" dedim hafif titreyen sesimle. Birkaç saniye cevapsız kaldıktan sonra kafasını kaldırdı ve derin bir nefes aldı.
"İpin ucundan döndük Defne." dedi ve ani bir hamleyle kalkıp sarıldı bana.
Başta şaşırsam da sonrasında hemen kendime gelip sıkıca sarıldım ona.
"Tamam sakin ol canım benim." dedim sırtımı sıvazlarken. Kokumu içine çektiğinden adım gibi emindim şuanda.

"Hallettiniz demi problemi ? Üretim devam ediyo yani ?" diye sordum bir süre sonra Ömerden ayrılıp bu sefer ellerini tutarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hallettiniz demi problemi ? Üretim devam ediyo yani ?" diye sordum bir süre sonra Ömerden ayrılıp bu sefer ellerini tutarken. Yüzünden belliydi ne kadar korktuğu,üzüldüğü...
"Devam, devam ama hâlâ kalıbı çıkmayan ayakkabılar varmış, Sadri Usta telaşlanmıyım diye söylememiş bana ama yetişmeyecek gibi dedi."
"Nasıl yani eksik ayakkabıyla mı çıkıcaz defileye ?"
"Hayır öyle birşey olmaz tabi ama eskilerden kullanırız muhtemelen."
"Ya iyi de daha 5 günümüz var yetişirdi belki ?" dedim son bir umut gözlerine bakarken. Ellerini elimden çekmeden önce son kez sıkıca tuttu ve ardından masaya oturdu yavaşça. Anlaşılan durum o kadar da iyi değildi...
"Üretimin yetişmesi zaten sıkıntı, zaten kalıbı çıkmayan 3 ayakkabı var, üçünü de yarına kadar yetiştiremezler yani imkanı yok."
"Kötü olmuş o ya..." dedim saçlarımı geriye atarken. Odada birkaç dakikalık sessizlik hüküm sürerken aklıma gelen fikirle fırladım birden.
"Yetiştiremezler ama yetiştiririz !"
"Ne ?" dedi Ömer çatık kaşlarıyla bana dönerken.
"Yani diyorum ki elbirliğiyle yardım edersek yarına kadar kalıpları çıkarırız !"
"İyi de şirkette de birsürü iş var kim nasıl yardım etsin ?"
"Ee şey..." dedim ve hemen düşünmeye koyuldum. Çalıştır kafayı Defo !
"Biz ikimiz gideriz, Sinan Beyle Yasemin Hanım da gelirler, Okanla Seyda da buralara bakarlar ? Hem Sude Hanım da burada zaten, Necmi Bey falan da gelir olmazsa."
"Olur mu ki ?" dedi Ömer hafif ikna olmuş bir tavırla gözlerime bakarken. Kocaman gülümsedim ve elinden tutup oturduğu yerden kaldırdım onu.
"Hadi kalk gidiyoruz !" dedim ve birlikte çıktık odadan, tabiki odadan çıkmadan elini bırakmıştım.
"Derya Sinan Beyle Yasemin Hanımı acil çağırsana. Ömer Bey sizde bekleyin burda ben çantamı alıp geliyorum."

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin