Bölüm 19 - DNA Testi İstiyorum.

9.1K 393 117
                                    

"D-Defne ?" Titremem durmuş, hiçbir şey hissetmez hâle gelmiştim. Şaşkın gözlerle bana bakarken bakışlarını hafif indirdi ve Meleğe baktı. Neye şaşıracağını şaşırırken gözleri iyice büyüdü ve en son açıklama beklercesine bana döndü.
"Girebilir miyiz ?" Yutkundan sonra kapıyı sonuna kadar açtı ve geçmemizi bekledi. İçeri doğru yavaş adımlarla ilerlerken evin biraz değiştiğini farkettim, ama yıllar öncesinde bu evin her santimini ezbere bildiğim için çok da zorlanmadım. Oturup Meleği de kucağıma otutturduktan sonra gülümsedim kızıma, bir sorun yok dercesine.
"Melek, bahsettiğim Ömer bu kızım." dedim ve gülümseyerek Ömere döndüm. Koltukta yan tarafımıza oturmuş, şokun etkisinden kurtulmaya çalışırken fısıldadı.
"Melek..."
"Memnun oydum Ömey." Ömerin gözleri kocaman açılırken yüzüne bir tebessüm yayıldı ve elini uzattı.
"Bende memnun oldum, Melek." Melek Ömerin uzattığı eli hayatında bir ilki gerçekleştirip bana sormadan sıkarken utançla kafasını çevirdi ve bana baktı. Kalbimin sesini bütün İstanbul duyuyormuş gibi hissederken çantamdan telefonu çıkarıp Meleğe verdim ve kucağımdan indirdim.
"Çok yakından bakmak yok,ayrıca kulaklıksız birşey izlemek veya dinlemek de yok."
"Tamam anneçim." dedikten sonra yanağımı öptü ve bizden biraz daha ilerideki tekli koltuğa geçip oturdu ve kendi dünyasına daldığına emin olduktan sonra Ömere döndüm. Birkaç saniyeliğine de olsa bize hayran hayran baktığını görmüştüm, tabiki ben dönünce ciddiyetine bürünmüştü yine.
"Defne, niye geldin ?"
"Ömer sana anlatmam gereken şeyler var."
"Yoo, bence yok." Benim aksime gayet sakin bir tavırla konuşurken buraya gelmeden önce kendime verdiğim sözü hatırlattım, 'ne olursa olsun pes etmek veya geri dönmek yok, bugün herşey çözülecek'.
"Melek senin kızın." Kelimeler birdenbire ağzımdan dökülürken heyecandan başıma ağrı girmişti resmen. Afallamış bir şekilde suratıma bakarken bir şok daha geçirdi ve bakışlarını Meleğe çevirdi.
"Ne- Defne ne diyorsun sen ?"
"Duydun işte Ömer, Melek bizim kızımız." Gözleri faltaşı gibi açılırken dudaklarını ısırdı ve sinirle bana döndü.
"Ve sen bana bunu şimdi söylüyorsun ?!"
"Ömer yalvarırım dinle."
"Defne neyini dinleyim, dalga mı geçiyorsun sen benimle ?! Ulan ben 5 yıldır kendi öz kızımdan habersiz mi yaşıyorum şimdi ?!" Sesi gitgide yükselirken ayağa kalktı ve elini yüzüne götürüp sakinleşmeye çalıştı.
"Bir kerecik dinle beni..." Onun aksine benim sesim hayli alçak çıkarken dolu gözlerle bende ayaklandım ve dışarı bakan Ömere döndüm. Dudaklarını ısırmaktan kanatırken gözlerinden ateş fırlıyordu adeta.
"Yo hayır, şaka tüm bunlar demi ? Şaka, şaka, şaka..." Artık delirme noktasına gelirken elimi sıktım ve kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimden yaşlar istemsizce süzülürken nefes alışverişlerimi de düzene sokmaya çalışıyordum.
"Yaptın mı bunu gerçekten ? Defne gerçekten bunu bana, bize yaptın mı ?"
"Bilmediğin şeyler var Ömer." Ben ağlamaya devam ederken histerik bir kahkaha attı.
"Benim bilmediğim ne çok şey varmış meğer ya ! Demek ben 5 yıldır uyuyodum ha ?" Ömerin bu hâli beni korkuturken elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.
"Dinleyeceksin beni." Melek korkuyla bize bakarken Ömeri kolundan tuttum ve mutfağa sürükledim. Hâlâ sinirden kaskatı olmuş bir vaziyette bana bakıyordu.
"Anca toparlanabildim Ömer, yemin ederim sana gelmeyi herşeyi söylemeyi o kadar çok isted-"
"Kes, kes !" Adeta karşımda kükrerken korkuyla derin bir nefes aldım ve birkaç damla gözyaşının daha yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.
"Sana inanmıyorum." Sakinleşmeye başlarken kurduğu cümleyle kaşlarımı çattım.
"Anlamadım ?"
"DNA testi istiyorum." Çatık olan kaşlarım birden gevşerken bu sefer de duyduklarımın etkisiyle ağzım açık kaldı.
"Dalga mı geçiyosun Ömer ?!" Sinirden kıpkırmızı olurken tüm ciddiyetiyle suratıma baktı.
"Gayet ciddiyim. Eğer dediğin gibi Melek benim kızımsa, o zaman olacaklardan kork Defne." Garip bir şekilde korku tüm vucüdumu ele geçirirken titremeye başlayan ellerime saçlarımı geriye attım ve derin nefesler almaya çalıştım. Zorlukla yürümeye çalışırken Ömerin biz gelmeden önce kullandığı masaya tutunmaya çalıştım ve nefes almam gittikçe zorlaşırken masada ne var ne yoksa yere yığıldı, ve bende üzerlerine.

ÖMERİN ANLATIMINDAN ;

Sinirden gözüm dönmüş bir şekilde dışarıya bakarken duyduğum seslerle koşarak içeri ilerledim ve kanlar içinde yerde öylece yatan Defneye baktım.
Allahım, ben ne yapmıştım !
"Defne, Defne aç gözlerini." Cam kırıkları arasından dikkatle ilerleyip Defneyi ordan kaldırırken koşarak yanımıza gelen Meleğe baktım. Çığlık atıp ağlamaya başlarken Defneyi dikkatle koltuğa yatırdım ve Meleğe sarıldım.
"Melek tamam, tamam sakin ol kızım yalvarırım."
"Bişey yap !" Melek korkuyla bağırırken durmuş olan beynimi zorladım ve düşünmeye başladım. Nabzını kontrol etmemiştim ! Korkuyla fakat buna rağmen hızlı adımlarla Defnenin yanına ilerledim ve elimi boynuna götürdüm.
Nolur ufacık bir belirti...
"Yaşıyor !" dedim derin bir iç çekerek ve boynunu öptüm. Bırakmamıştı beni işte. Az da olsa içim rahatlamış bir vaziyette ayağa fırladım ve Meleğe döndüm.
"Melek annenin çantasını ve telefonunu alıp peşimden gel." Deli gibi ağlayıp bir yandan dediklerimi yaparken girişteki anahtarlarımı alıp kapıları açtım ve en son olarak da arabayı açtıktan sonra Defneyi kucakladım ve arkaya yatırdım. Melek peşimden geldikten sonra onu da annesinin yanına otutturdum ve Defnenin başını Meleğin dizine yasladım. Hızla arabayı çalıştırıp gazlamaya başlarken Melekten telefonu açıp bana vermesini söyledim. Melek dediklerimi hızla yaparken bir yandan annesinin başını okşuyordu. Hem arabayı kullanıp hemde rehberden son aranan kişinin, yani Sudenin numarasını tuşlamaya çalışıyordum. Yaklaşık 8-9 saniye sonra Sude telefonu neşe-korku karışımıyla açarken var gücümle bağırdım.
"Defo naptın, konuştunuz mu, çok mu vahim-"
"Sude, Ömer ben, Defne çok kötü durumda benim evin yakınlarındaki hastaneye götürüyorum onu, herkese haber ver, gelin çabuk !" Cevap vermeden telefonu kapattıktan sonra daha da hızlandım ve sonunda hastaneye vardığımızda arabadan hızla inip boğazlarım yırtılana kadar bağırdım.
"Yardım edin, yardım ediiin !" Hemşireler dışarı fırlarken arabaya koştum ve Defneyi kucaklayıp sedyeye yatırdım. Meleği de kucağıma aldıktan sonra sedyenin peşinden koştum ve boynuma sarılan Meleğin kokusunu içime çektim.
Benim yüzümden... Herşey benim yüzümdendi. Aklımdan bir saniye bile o ihtimal geçmezken nasıl dillendirmiştim ben bunu ?
"Anneçim noluy uyaan..." Melek ağlamaya devam ederken sımsıkı sarıldım ona ve ameliyathaneye giren Defneyle hemşirelerin ardından öylece baktım.
"Tamam, tamam annene birşey olmayacak güzelim ağlama artık."
Ameliyathane kapısının önünde kafasını boynuma gömmüş Melekle birlikte çökmüş bir vaziyette yaklaşık yarım saattir bekliyorduk. Sonunda ağlamaktan yorgun düşüp uyuyakalan Meleğin saçlarını okşarken bunun onu sakinleştirdiğini farkettim, bu huyunu Defneden almıştı.
"Kızım..." diye fısıldadım kimsenin duymamasını istercesine ve kokusunu içime çektim.
"Affet beni Meleğim..." Gözümden bir iki damla yaş süzülürken içimdeki suçluluk duygusunu bastıramaz duruma gelmiştim. Defneye birşey olacak olursa nasıl yaşardım ben ? Abisine, Nihana, Sudeye, Meleğe, en önemlisi kendime nasıl açıklardım ben bunu ? Kucağımda yavaş yavaş kıpırdanmaya başlayan Meleğe baktım. Doğruldu ve bana baktı uykulu gözlerle.
"Annemin dediyi gibi, şen benim babam mışın ?"


Canlar biliyorum kısa oldu biraz ama asıl ekşın bundan sonrasında, o yüzden bunu önfragman gibi düşünün lütfeeen ;)
Sizden minik bir ricam var, yazdığım AlSel hikayesinde gerçekten desteklerinize ihtiyacım var, bir kerecik bile olsa okusanız beni çok mutlu edersiniz canlarım.
Ve tekrar etmek istediğim bir konu da var. Yb ne zaman sorularını inanın gördükçe daralıyorum artık çünkü açıklamasını da yaptım geçen bölümlerde, bende insanım arkadaşlar benim de bir hayatım var ve hâliyle ne zaman ne olacağını kestiremiyorum ama inanın ki bulduğum her fırsatta yazıyorum. Lütfen artık yb ne zaman gibi sorular sormayın, çünkü inanın bende bilmiyorum...
Okuyan herkese kocamaaan teşekkürler, sizleri seviyoruuum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin