Bölüm 76 - Hatırlamıyor !

2.2K 179 19
                                    

Ömer tam 1 haftadır uyuyordu. Geçen her gün, her dakika, her saniye umudumu gitgide eritiyordu. Hayır diyordum kendi kendime, hayır o uyanacak, ama bir tarafımı bu fikre bi türlü inandıramıyordum.
Sağlam veya değil, uyanmasını istiyordum ama istemek dışında elimden hiçbir şey gelmiyordu. Doktorlar yavaş yavaş uyanacağını imkansızlaştırmaya başlıyordu ve bu durum beni fazlasıyla delirtiyordu.
Yasemin ise çoktan uyanmıştı, fiziken iyiydi fakat psikolojik olarak çökmüş durumdaydı. Hiçbirimizle, Sinan dahil, konuşmadan uyandığının ertesi günü gitmişti. Annesi düzeleceğini ve en kısa zamanda yanımızda geleceğini söylemişti ama hâlâ bir haber yoktu. Onu suçlayamazdım tabiki, suçlamıyordum da. En mutlu günü kabusa dönmüştü, gerçekten bu durum sanırım en çok onun için böylesine zordu.
Kafamdaki düşünceleri bir kenara itip Nihanın elinde tuttuğu kahvelere çevirdim bakışlarımı.
"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek ve Nihan da yanıma oturdu.
"Serdarla Türkan Teyzenin sana selamı var, daha 3 gün önce gelmelerine çok özlediler seni."
"Bende özledim ama durumu görüyorsun işte..."
"Defne, sana birşey soracağım."
"Sor güzelim." dedim sakince Nihana dönerken.
"Eğer... Eğer Ömer uyanmazsa..."
"O ihtimali aklımdan bile geçirmek istemiyorum."
"Düşünmek zorundasın ama Defo, herşeye hazırlıklı olmak zorundayız, zorundasın."
"Barışı da alıp giderim, Amerikaya dönerim."
"Yine gideceksin yani ?"
"Kalamam burada Nihan. Ömerle anılarımın dolu olduğu bu şehirde Ömersiz kalamam." Ben bakışlarımı yere doğru çevirirken o derin bir nefes aldı ve başımı göğsüne doğru yasladı.
"Sen haklısın, bencede Ömer sizi bırakıp gitmeyecek. Sen umudunu kaybetme Defom." Gözlerim dolarken elini tuttum teşekkür edercesine.

Birkaç saatlik daha beklemenin ardından Barışın uyku saatini belirten alarmımın çalmasıyla birlikte bebeklerin bulunduğu kata indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birkaç saatlik daha beklemenin ardından Barışın uyku saatini belirten alarmımın çalmasıyla birlikte bebeklerin bulunduğu kata indim.
Beyfendi Ömerden sonra bana çok alıştığı için yanımdan ayıramıyordum kendisini, daha doğrusu hastaneden ayrılmıyordu. Neriman Yengeler 2 gün eve götürmeyi denemişlerdi ama Barış o kadar çok ağlamıştı ki, en sonunda dönmek zorunda kalmışlardı. Mecburen hastanedeki odalardan birinde kalıyordu Barış Bey, Neriman Yenge ve Koray da her daim başındaydı tabiki.
"Nerdeymiş benim yakışıklııım ?" dedim Barışımın odasına girerken. Girer girmez bakışlarını arabasından ayırdı ve gülerek bana döndü.
"Gel bakıyım seviyim seni bi eşek sıpası." dedim ve Barış bana el çırparken gülerek aldım onu yatağından.
Neriman Yengeye gidebileceğini söyleyip yaklaşık yarım saat kadar Barışla birlikte oynayıp eğlendikten sonra uyudu en sonunda. Odadaki telsizi çalıştırdıktan sonra katta bulunan bakıcımıza Barışa göz kulak olmasını haber verdikten sonra Ömerin odasının önüne çıktım tekrar.
Doktor gene herkesi toplamış konferans veriyordu. Hiç sevmiyordum şu gıcık adamı, resmen umutsuzluk timsaliydi.
Yanlarına gittim ve acaba bugün ne zırvalayacak diye dinlemeye başladım. Yine Ömer Bey uyanmayabilir, hazır olun diye saçmalayıp duruyordu. Sinirle saçlarımı geriye doğru attım ve ayağımı yere vura vura hırkamı almaya gittim.
"Gerçekten artık bu Ömer uyanmayacak zırvalıklarından sıkıldım ben çıkıyorum." diyerek hırkamı koltuktan aldığım gibi kimseyi umursamadan dışarı fırladım.

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin