Bölüm 36 - İflas.

5.5K 249 54
                                    

Hayır, dedim kendi kendime...
Yok daha neler !
"Defne ?" Önümde açılan kapıyla kendime geldim ve irkilip geri çekilirken tam düşüyordum ki, belimde hissettiğim eller sayesinde kendimi yerde bulmadım.
"Pardon..." dedim gözlerimi kaçırırken. Gözlerini bana dikip bakması, ve üstelik de ellerinin şu an belimde olması hiçbir şeyi kolaylaştırmıyordu doğrusu.
"Dikkat et." dedi ve açıklama yapmadan hızla şirketten çıkıp, -tahminimce- asansöre ilerledi.
Ah kızım, ah Defne ya, daha ilk haftadan napıyosun sen ?!
Kızarmış yanaklar ve bir çift çatık kaşlarımla odaya girdim ve koltuklardan birine oturup programı temize çektikten sonra Ömer Beyin masasına koydum. Bana bıraktığını tahmin ettiğim dosyaları alıp odadan çıkarken Ömer Bey odaya giriş yaptı. Ne çabuk döndü la bu ?
"Ömer Bey, bende size programı getirmiştim." dedim ve birkaç adım geriye çekilip masaya çevirdim bakışlarımı. Beni umursamadan sandalyesine oturdu ve elimdeki dosyalara baktı.
"Koray ve Yasemine imzalat, sonrasında Deryaya teslim edersin."
"Tamam..." dedim ve hızla çıktım odadan. Bu neydi şimdi böyle ya ? Buz şelalesi mübarek...
Eve gitmek üzere toparlandım birkaç saat içinde ve son kez Ömer Beyin odasına uğradım.
"Ömer Bey bir isteğiniz yoksa ben çıkıyorum ?"
"Çıkabilirsin."
"Teşekkürler, iyi akşamlar."
Ay insan bari nezaketen sanada der, gözlerime birkaç saniye bakıp yapmacık gülümsedi ve tekrar bakışlarını dosyasına çevirdi. Iıyyyyh, buz şelaleleri falan halt yemiş bunun yanında !
"Ben geldiiiim..." dedim ayakkabılarımı girişte fırlatırken.
"Hoşgeldin kızım, hemen hazırlan gel yemeğini koyuyorum."
"Koy anneanne valla ölücem açlıktan." dedim ve hızla yukarı çıkıp odama girdim.
Ev hâlime giriş yapmış bulunurken odaya pat diye birinin girmesiyle elimdeki askıyı yere düşürdüm.
Nihan...
"Kızım yavaş biraz ödüm koptu !"
"Ay ne yavaşı Defneee, anlat hemen neler oldu ölücem meraktan."
"Ya işte klasik iş günüydü nolacak..."
"Heeee bende yedim !" dedi Nihan elimdeki askıyı alıp dolabın içine fırlatırken. Kollarımdan tutup beni yatağa oturttu ve o korktuğum bakışlarını üzerime dikti.
"Ya Nihan..." Gözleri iyice belirginleşince pes ettim ve gıybet moduna girdim hemen.
"Üniversitede biri vardı hatırlıyor musun, gerçi hatırlayamazsın çünkü hiç göremedik..."
"Defo dalga mı geçiyon kızım anlatsana şunu doğru düzgün !"
"Ya tamam bak dur, en başa alıyorum. Ömer Bey bugün öğleden önce bana birşey söylecekti ama yarıda kesti."
"Ne söyleyecekti ?!"
"Ay ne biliyim kızım yarım kesti diyorum ya ! Defne biz seninle daha önce hiç- dedi sonra lafı evirdi çevirdi beni de gönderdi odadan. İşte neyse ben bunun odasına girecekken telefon konuşmasını duydum. Telefonda üniversite hocalarından biriyle konuşuyordu, hocasının ismi de Kemal'miş..."
"Rehber hocamızın ismi !"
"Heh aynen işte aynı bağlantıyı bende kurdum şükür ama gerisi gelmedi tabi."
"Oha kızıııım, senin bu üniversitedeki çocuk bu mu acaba ?"
"Ya hiç bilmiyorum ama değil gibi... Benim o çocuk bu kadar sert değildi sanki."
"Defneeee, hadi kızım yemeğe !"
"Geliyorum anneanne." diye seslendim ve Nihanla kolkola aşağı yemeğe indik. Anneannem Esrayla komşuya gideceğini söyleyip, ikimizi de öptü ve gitti. Ne tesadüf ki, abim de daha gelememişti.
"Defne bence sor." Boğazımdaki çorbanın etkisiyle öksürürken Nihan suyu uzattı.
"Ne diyim Nihan pardon, bütün bir üniversite yılı boyunca mektuplaştığım çocuk musunuz acaba ?"
"Ya neden olmasın ki, alt tarafı bi soru."
"Öyle değil işte canım benim, adam fena dalga geçer gibime geliyor, hayatta soramam."
"E o zaman nasıl öğreneceksin ?"
"Neyi ?"
"Yarım bıraktığı cümleyi."
"Bilmiyorum..."
"E onu sor o zaman ?"
"Mantıklı aslında." dedim ciddileşirken. Bunu sorabilirdim, öbür sorudan kat ve kat daha mantıklıydı.
"Bak yarın gider gitmez soruyorsun, bi cevap vermek zorunda yani öyle cümle yarım bırakmalar falan yakışıyo mu hiç ?" Nihanın dediklerine gülerken bir yandan da düşünmeye ve yemeğimi yemeye devam ettim.
"Ben geldiiim."
"Hoşgeldin." dedik Nihanla ve ben sofrada olunca Nihan karşılamaya kalktı ve sarıla sarıla içeri girdiler. Iyhhhhh, yeni evlilerrrr...
"Geç otur hemen sana da tabak koyalım."
"Tamamdır hemen elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." dedi ve lavaboya yöneldi abicim. Gider gitmez Nihana döndüm ve gözlerimi büyüte büyüte konuştum.
"Sakın abime birşey söyleme bak keserim ha !"
"Yok kız, tövbe."
"Hadi bakalım inşallah..." dedim ve abimin gelmesiyle birlikte konuyu dağıttık.
Dakikalardır yatakta dönüp duruyordum, aklımdan çıkmıyordu bir türlü bugün olanlar. Düşünmekten beynim patlayacaktı ama yok yani, gözümü bir saniye kapatamıyordum. Kafamdaki sorularla boğuşurken uyuyakalmıştım şükür ki...
Kulaklarımı tırmayalan alarm sesimi duyar duymaz sinirle gözlerimi açtım ve adeta ekranı kırarcasına alarmı kapattım. Kalkmak istemiyoruuuuum, nayıııııır...
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan kendimi şirkette, masamın başında günlük programa göre hazırlık yaparken buldum. Dosyalar içinde kaybolmuşken, oflayarak kafamı kaldırdım. Ömer Bey çoktan gelmiş, ben ona bakana kadar bana bakıyordu. Gözgöze geldiğimiz saniye ciddiyetine büründü ve hemen bakışlarını çekti üzerimden. Bende tabiki bunu fırsat bilip izledim Ömer Beyi. Ya adam öyle böyle değil, gerçekten baya yakışıklıydı, ey yüce Rabbim sen neler yaratıyorsun...
Elimi çeneme yaslamış, yüzümde saçmasalak bir gülümsemeyle yakalanmama kadar çok güzel ilerliyordu herşey. Çalan telefon, ve bana baktığını fark etmediğim Ömer Bey bozdu tüm dikkatimi.
"Odama."
Uzun bir gün başlıyoooor...
"Günaydın Ömer Bey." dedim tatlı bir gülümsemeyle ve elimdeki dosyayı önüne koydum. Kısa bir süre gözlerini gözlerimle buluşturduktan sonra tepki vermeden dosyayı açtı.
"Ne bu ?"
"Nazlıcan verdi, İtalya'dan gelen dosyalarmış, öyle dedi yani." Birkaç dakika dosyayı büyük bir ciddiyetle inceledikten sonra sinirle dosyayı önüne fırlattı.
"Sinanı ve Yasemini çağır hemen." Ayyyy adam sinir küpüne döndü resmen, Allah Bismillah, Tövbe Bismillah, Bismillah...
"Bonjour Ömer Bey, günaydııın." dedi Sinan Bey çağırmam üzerine neşeyle odaya girerken. Sonrasında beni de fark etti ve göz kırpıp 'sanada günaydın' dedi ve güldü.
"Günaydın..." dedim buruk bir ses tonuyla, Ömer Bey öyle sinirliydi ki, ne hareket yapmam gerektiğini bilmiyordum.
"Günaydınlaaaar." diyerek içeri girdi Yasemin Hanım. İkisi de daha Ömer Beyin sinirini fark etmemişlerdi, o yüzden ben sandalyesini dışarı doğru çevirmiş olan Ömer Beyi sessizce onlara işaret ettim ve sinirli olduğunu beden diliyle aktarmaya çalıştım.
"Ömer abi noldu ?" dedi Sinan Bey bana bakıp hareketlerimi anladıktan sonra. Ömer Bey sert bir dönüş yaptı ve sinirle ayağa kalkıp kravatını gevşetti.
"Batıyoruz Sinan, batıyoruz !" Yasemin Hanımla uyduğumuz şey karşısında 'hiiiii' tepkisi verirken, Sinan Bey donakaldı.
"Ö-Ömer ne diyos-un sen ?"
"Duydun işte Sinan, İtalyadaki tüm şirketler bizimle bağlantıyı kesiyor !"
"Nasıl ya ?" Yasemin Hanımın sorusu üzerine Ömer Bey başını öne eğdi ve sinirle saçlarını karıştırdı.
"Yeni açılan bir ayakkabı şirketine destek çıkacakmış hepsi, resmen sürü psikolojisi, biri gitti mi öbürü de peşinden gidiyor !"
"Ya olur mu öyle saçmalık sezon ortasında ne bu böyle ya dalga mı geçiyorlarmış ?!" Ömer Bey yetmezmiş gibi Sinan Bey de sinirden ölecek hâle gelince iyice panik oldum, napacaktım ki ben ?
"Dalga falan değil Sinan, batıyoruz abi." Ömer Bey bu sözlerinin üzerine derin bir nefes aldı ve az öncekinin tersine sakinlikle konuştu.
"En büyük 3 müşterimiz gidiyor, bunun ne anlama geldiğini de gayet iyi biliyoruz hepimiz." İçeride ölüm sessizliği oluşurken anlamamışcasına baktım hepsine, en sonunda Yasemin Hanım titrek bir ses tonuyla cevapladı meraklı bakışlarımı.
"İflas."


Darararaam, Damla durmuyordu, yardırıyordu, ekşın üstüne ekşın yağdırıyorduuu :))
Çok sorulan bir soruyu tekrar cevaplamak istiyorum,
Tekrar duyuruyorum : YENİ BÖLÜMLER SALI VE CUMA GÜNLERİ.
Bebişleeer, evet sezona güzel bir giriş yaptık ama ben arayı baya açmışım belli ki, yorumlar, beğeniler ve okunma gerçekten az geldi... Üzüldüm tabiki ama bu benden kaynaklı daha çok, yeni sezonun başlaması tam 2 ay sürdü. Ama ben inanıyorum ya, en kısa zamanda toparlanırııız :)
Okuyan herkese kocamaaaan teşekkürler, sizleri seviyorum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin