Bölüm 62 - Senmişsin.

4.4K 272 55
                                    

ÖMERİN ANLATIMINDAN ;

1 HAFTA SONRA

"Hoşgeldiniz, gelin geçin." dedim kucağımda Barış ile Sinanla Yasemini içeri davet ederken.
"Amcasının yakışıklısına bak be resmen koca adam oldu !"
"Abartma kardeşim daha dün gördün daha." dedim Barışı Sinana verdikten sonra Yaseminle sarılırken.
"Sen nasıl oldun Ömer ?" dedi Yasemin bana gülümseyerek bakarken. Sanırım gelip gidenler içinde bu soruyu soran bi o vardı.
"İyiyim sanırım." dedim derin bir iç çekerek.
"Gelsene, seninle konuşalım biraz." dedi Yasemin ve Sinana Barışla ilgilenmesini söyledikten sonra birlikte bahçeye çıktık.
"Defneden haber var mı ?" diye bir soru yöneltti karşılıklı oturduktan sonra. Surat ifadem giddikçe ciddileşirken en sert hâlimle cevapladım.
"Hayır, haber almak istediğimi de sanmıyorum zaten."
"Ömer, anlattıklarından başka birşey olmadığına eminsin demi ?"
"Eminim tabiki Yasemin, işte o gün konuştuk 2 gün içinde işlemleri hallettikten sonra da Barışı kaptığım gibi geldim zaten. Ne yaptığı, nerede olduğu falan beni hiç ilgilendirmiyor." Son cümlemi yere bakarak söylemiştim, kimsenin gözlerine bakarak söyleyebilecek cesaretim yoktu henüz. Herşey çok tazeydi.
"Ben gerçekten anlamıyorum... Defne seni gerçekten çok seviyordu, böylece çekip gitmesi, ya gerçekten çok saçma."
"Sevmiyormuş demek ki." dedim bakışlarımı Yasemine çevirirken.
"Ya kusuruma bakma bu konuyu açmak istemezdim ama Defneye ulaşamayınca ister istemez merak ettim işte..."
"Neyse ne, istediğini yaptı gitti işte."
"Seven kadın geri döner Ömer, ben adım kadar eminim ki Defne de geri dönecek."
"İnan bana dönmesi veya dönmemesi bu saatten sonra umrumda değil. Sürekli çekip giden bir kadından ne beklersin ki ? Zerre güvenmiyorum ben ona."
"O iş o kadar basit değil işte."
"Amca, siz ne zaman geldiniz ?" dedim ayaklanırken. El işaretleriyle beni oturttu ve o da Yaseminin yanına, karşıma oturdu.
"Yengenin aklı sizde zaten biliyorsun, duramadı geldik işte."
"İyi yapmışsınız, hoşgeldiniz."
"Hoşgeldiniz." dedi Yasemin de gülümseyerek ve hemen ardından Sinan da gelip selamlaştı ve yanıma oturdu.
"Konu Defne dimi ?" dedi Sinan yanıma otururken. Gözlerimi devirdim ve yanağımın iç kısmını ısırdım.

"Daha geldiğim ilk gün adını birdaha duymak istemiyorum dedim, ne diye sürekli açıyorsunuz ki konuyu ?" dedim sinirle yengemde yanımıza otururken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Daha geldiğim ilk gün adını birdaha duymak istemiyorum dedim, ne diye sürekli açıyorsunuz ki konuyu ?" dedim sinirle yengemde yanımıza otururken.
"Barış nerede ?" diye sordum yengeme dönerek.
"Mine de geldi bizimle, uyutuyor içeride."
"Ömer bak bu böyle olmaz oğlum, Defnenin geçmişte yaşadıklarını biliyorsun, muhtemelen ondan bu yaptıkları."
"Amca ben çok mu kolay şeyler yaşadım sanki ? Gitmesi çözüm mü yani ?"
"Ömüşüm biz öyle demiyoruz ki, ama yani o kızcağız da orada tek başına. En azından bi arasaydık."
"İsteyen görüşsün arasın, istediğinizi yapın ama sakın beni karıştırmayın." dedim kesin bir dille.
"Şey, ben aradım zaten ama cevap vermiyor hiçbirine. Birsürü de mesaj attım ama geri dönmedi."
"Ben yokken sorunsuz ya işte ne güzel sorunsuz hayatına devam etsin." dedim Yaseminin sözleri üzerine.
"Peki Barış konusunda ne yapmayı düşünüyorsun ?"
"Kararım kesin Sinan, ben son nefesimi verene kadar Barış benimle artık. Birkaç gün içinde Sosyal Hizmetler görüşmeye gelecek zaten o zamana da birini nişanlım olarak falan bulurum olur biter."
"Evlenmedin mi diye sormazlar mı ?"
"Ne biliyim Sinan onu da o zaman görürüz işte."
"Viiiiiih, Ömüüüüşşşş !"
"Eyvah..." dedi Yaseminle Sinan aynı anda ve hepimiz arkamızı döndük.
"Kurukız nereye gitti Ömüüüşşşş, ayyyy kaçırdın demi kızı buz şelalesi seniiii !"
"Koray dur, Koray- Koray oğlum sarsma da dur bi !" dedim ve ani bir hareketle geri çekildim. Bi Korayımız eksik zaten şuan.
"Korişim hoşgeldin."
"Hoşbulduk kuşum." dedi birkaç saniyeliğine normale dönerek yengeme cevap verirken. O da masaya oturup aramıza katıldığına göre, aile toplanmış bulunuyoooor...
"Kurukız nerde Ömüşşş ?"
"Cehennemin dibinde ! Ne kurukızm- aman Defneymiş !" dedim sonunda sinirle bağırarak. Herkes oturduğu sandalyeye yapışırken Koray ağlamaya başladı. Allahım şimdi çıldırıcam vallahi ya !
"Tamam, Koray tamam dedim ! Bilmiyorum İzmirde kalmıştır herhalde."
"Dıııt yanlış cevap." dedi Koray birden düzelip ve hemen anlatmaya başladı.
"Seni deniyim dedim belki haberin vardır diye ama tabi sende deve inadı var unutmuşum hayatım."
"Koray uzatmada söyle hadi !"
"Ay üstüme gelmesenize Necmoş Bey ! Sinirden bıyıklarınız ayaklandı halay çekiyolaaarr !"
"Koray !" dedik hepimiz aynı anda ve dolayısıyla tırsıp anlatmaya başladı.
"Iııığ şey, şey ne anlatıyodum ben. Hah, kurukız. Nolmuş ki kurukıza ?"
"Bizde sana onu soruyoruz ya Koray." dedi Yasemin ve şükür ki Korayın kafası yerine geldi.
"Haa evet hayatım dur hatırladım. Kurukız döndü İstanbula."
"Sen nerden biliyorsun ?" diye sordu Sinan, belli etmemeye çalışıyordum ama bende merak ediyordum açıkçası.
"Hastane çıkışında gördüm, kendi gözlerimlen gördüm, eeeen çok ben gördüm, döne döne görd-"
"Ne hastanesi ?" dedim birden doğrulurken. Tüm dikkatler üzerime çevrilince boğazımı temizledim ve bakışlarımı kaçırdım, kendimi ele vermiştim resmen.

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin