Bölüm 77 - Aşık Olduğum Adam Nerede ?!

2.2K 163 22
                                    

"Olaylar beklemediğimiz şekilde gelişiyor..." dedi doktor Ömerin odasından çıkarken. Hepimiz etrafına toplandık ve merakla yapacağı açıklamayı dinledik.
"Bacak kaslarında hafif bir zedelenme var, 1-2 hafta kadar yürümede sorun yaşayacaktır."
"Hafıza kaybı..." dedim lafa atlayarak.
"İşte beklemediğimiz durum da bu oldu. Vücudunun yaşadığı tramvayı atlatma şekli, hafıza kaybı ile oldu."
"Ne ?" dedim anlamamış gözlerle doktora bakarken. Anlayacağımız dilden anlatsana be adam ?!
"Hafıza kayıpları nörolojik olabileceği gibi psikolojik de bir hastalıktır. Ömer Bey çok ciddi bir tramva atlattı, içeride yaşanılan patlamalar, alevler, yangınlar, bunların hepsi dile kolay. Birde kendini sizin üstüne atması, yani 3 kişinin hasarını tek başına üstlenmesi ciddi bir durum. Biz yaşamasına bile mucize diyoruz."
"Kalıcı mı peki bu hafıza kaybı ?" diye bir soru yöneltti Necmi Amca, asıl can alıcı kısım da burasıydı sanırım.
"Bunu zaman gösterecek. Dediğim gibi, psikolojik bir durum olduğundan ötürü bu tamamen Ömer Beye bağlı bir durum."
"Siz de herşeyi zamana bırakıyorsunuz ama yeter be !" dedim ve tüm sinirimle bağırıp koşa koşa çıktım hastaneden.
Cebimdeki anahtarlarla arabaya bindim ve gazladım sinirle. Ona zaman lazım, bunu zaman gösterecek, şu zamanla belli olur... Yeter ama be ! Birşeyi de bilin be kardeşim !
Bütün yol herkese söve söve geldikten sonra arabayı park ettim ve indim hızla.
Ömerin evine gelmiştim.
Polisler şahsi eşyalarını bana teslim etmişlerdi, dolayısıyla ev anahtarları da bendeydi.
Sinirle eve girdikten sonra kapıyı kilitledim ve hırkamı çıkarıp bir kenara fırlattım. Nefes nefese kalmış bir şekilde etrafıma bakarken hıncımı çıkarırcasına bir çığlık attım ve kapının yanında bulunan çekmecenin üstündeki herşeyi elimde yere fırlattım.

 Nefes nefese kalmış bir şekilde etrafıma bakarken hıncımı çıkarırcasına bir çığlık attım ve kapının yanında bulunan çekmecenin üstündeki herşeyi elimde yere fırlattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yeter ya, yeter !" Oradaki eşyalar bitikten sonra birkaç basamak aşağı indim ve önümdeki sehpanın üstündekileri de yere fırlattım.
"Ya biz hiç mutlu olamayacak mıyız ya ?! Neden herşey üstüste geliyor, neden ya nedeeen ?" Evden kıyamet sesleri yükselirken hem ağlıyor, hem çığlıklar atıyor, hem bağırıyordum, bir yandan da etrafı tuzla buz etmekle meşguldum tabi.
"Biz şu evde mutlu, huzurlu tek bir saniye geçiremeyecek miyiz ?! Ya bir gün olsun, bir gün olsun biz mutlu olamayacak mıyız ?! Ömer beni ömrü boyunca hatırlamayacak mı ?!" Tüm hıncımı etrafımdaki eşyalardan çıkarırken en sonunda nefessiz kaldım ve ağlaya ağlaya yere yığıldım.
"Çok yoruldum ben artık, bıktım ya bıktım ! Ben sadece Ömerle mutlu olmak istiyorum, ya çok şey mi istiyorum ben ya..." Bütün nefretim ve sinirim yerini üzüntüye bırakırken ciğerlerim sökülene kadar ağladım. Ömerin uyanır uyanmaz bana baktığı o buz gibi gözleri gözümün önünden gitmiyordu. Seni tanımıyorum diyişi, bana bağırışı, boş gözlerle gözlerime bakışı...
Lanetlenmiştim ben, ya da çok büyük bir günah falan işlemiştim. Tam bu sefer oldu derken, önüme bin tane engel daha çıkıyordu.
Artık sorunlarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Ne yapmam gerek, nasıl davranmam gerek, hiçbir şeyi tam olarak kestiremiyordum, bilmiyordum da.
Tek bildiğim artık gerçekten uyumak istediğim, hatta mümkünse 2 yıl kadar da uyanmamak...
Yorgun adımlarla ayağı kalktım ve saçlarımı geriye atıp gözyaşlarımı sildim. Etraftaki dağınıklığı umursamadan merdivenlerden yukarı Ömerin odasına çıktım ve yatağıyla bakıştım bir süre.

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin