Bölüm 37 - İçmediğimi Nerden Bildiniz ?

5.4K 253 45
                                    

"Ay yok artık !" dedim bir an ki şokla. Hepsi bana sinirle dönerken laflarımı toparladım.
"Yani koskoca şirkete müşteri mi yok, hem başka müşteriniz falan yok mu ?"
"Defne bilmediğin işlere karışma !" Ömer Bey sinirle bana adeta kükredikten sonra kırmızıya dönen suratımla başımı öne eğdim ve sessizce çıktım odadan.
Adama iyilik yapmaya çalışıyoruz, çözüm önerisi bulalım diye uğraşıyoruz kalkıyo bize bağırıyo ! Yemin ederim tam bir egoist, bencil, öküz, kendini beğenmiş, pislik !
Neyse Defne sakin kızım, e adam sinirli yani, şirketi batıyo lan !
"Hayır ya... Olamaz." dedim ve kaşlarımı çatıp düşünmeye başladım. Düşünmeyle tabiki de bir yere varamam çünkü daha önce ne şirketim iflas noktasına geldi, ne de iflas noktasına gelen bir şirkette çalıştım.
"İnternet." dedim çaresizce ve odama geçip bilgisayarı açtım hızla. Bir yandan göz ucuyla Ömer Beye baktım, sinirden damarları belirginleşmiş, dudaklarını yoluyordu. Kırgınlık karışımı kızgınlıkla başımı tekrar bilgisayara çevirdim. İş başına Defne.
İyi de ne yazıcam ki ?
Batmakta olan ayakkabı şirketi nasıl kurtarılır ?
Ayakkabı şirketi kalkındırma yolları ?
Kendi kendime fikir üretmeye çalışırken elimi çeneme yasladım.
Buldum !
Ünlü ayakkabı şirketleri neler yapıyor bi bakabilirdim. Ayyyyy ne kadan da zekiyim Rabbim...
1 saatlik araştırma sonucu bulduğum herşeyi not defterine yazdım ve Ömer Beylerin yanına gitmeden önce son kez gözden geçirdim.
Mağaza açma,
İnternet sitesi kurma,
İnternet üzerinden satış yapma,
Ünlü modacılarla defileler ve çok da mantıklı olmayan 2-3 madde daha.
Derin bir nefes aldım ve not defterimi alıp hızla kalktım yerimden. Korkuyordum, korkuyordum çünkü daha az önce herşeye karışmamam konusunda ciddi bir azar yemiştim.
Alınganlığın sırası değil Defo, dedim kendi kendime ve kapıyı tıklatıp içeri girdim. Herkes çökmüş bir vaziyette etrafı izliyordu, dağ gibi insanlar ne hâle gelmiş ya...
"İzniniz olursa ben birkaç birşey söylemek istiyorum."
"İstifa falan mı ediyorsun ?"
"Hayır tabiki Sinan Bey, asla. Bi işinize yarar mı bilmiyorum, karışmak çok da haddime değil ama..."
Ömer Beyin çalan telefonuyla hepimiz sustuk ve Ömer Beyin konuşmasını dinledik.
"Hay ben yapacağınız işin !" Sinirle yerinden kalkışı, telefonu yere fırlatışı ve kapıyı kırarcasına çarpıp ordan çıkışı...
Peşinden gidecektim ki, Sinan Bey kolumdan tutunca durdum.
"Üstüne gitmeyelim, zaten yeterince gergin, bugün Ömerle konuşmasak daha iyi."
"Peki..." dedim ve Yasemin Hanım ayaklanınca dikkatlerimizi ona çevirdik.
"Ben işin detaylarını öğreneyim, siz de finansı arayıp rapor falan çıkarttırın."
"Tamam." Sinan Beyin onayı üzerine hepimiz odadan çıktık ve Sinan Beyle birlikte odama geçtik. Birkaç telefon görüşmesinden sonra Sinan Bey önümde duran not defterini aldı ve inceledi.
"Ya bunlar çok..." dedi ve saçlarını karıştırıp bana döndü.
"Bizi aşar."
"Yani doğru evet, ama eğer iş bu kadar ciddiyse, yani gerçekten batıyorsak elimizde kalan son parayla birşeyler yapılabilir diye düşünüyorum."
"İyi de elimizde kalan paralar bunlara hayatta yetmez. Defile birnevi mantıklı ama şu an çalışabileceğimiz bir modacı yok, modacı olsa da para yok." Sinan Beylerin söyledikleriyle iyice modum düşerken geriye yaslandım ve ofladım. Herşey bu kadar imkansız olamazdı.
"Müşteri bulamaz mıyız peki ?"
"Yaz sezonunun ortasındayız, kimse anlaşmasını iptal edip bizimle çalışmaz. Çok geç kaldık."
"E İtalyadakiler nasıl iptal ettiler peki ?"
"Ya onlar zaten bir süredir bize alttan alttan mesajı veriyolardı ama bu kadar ciddi olduklarını tahmin bile edemezdik. Nasılsa sürekli müşteri diye sezon sonunu düşünmeden harcama yaptık. Dergiler, çekimler, lansmanlar, tanıtımlar... Şimdiyse ortada kalakaldık. Sadece sözleşmeyi iptal ettikleri için ödeyecekleri tazminat olacak elimizde."
"Durum baya vahim yani..."
"Öyle." dedi Sinan Bey ve derin bir nefes alırken içeri finans raporları ve finans danışmanları girdi.
Saatler sürer toplantılar ardından eve döndüğümde beynim alev almış durumdaydı, ama hâlâ çalışmak, uğraşmak, çabalamak istiyordum. Niye bilmiyorum ama bu kadar kısa bir süre geçmesine rağmen şirkete çok alışmıştım, ve yeniden ayaklanmak için elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırdım.
"Kız Defne nerde kaldın sen korktum ya."
"Sorma Nihan, durumlar fena. Anneannem nerede ?"
"Komşuda o, geç sen içeri üstünü falan değiştir sofranı hazırlıyorum."
"Yok yok hiç uğraşma aç değilim, ama içecek birşeyler olsa süper olur. Ha bide abimi ve İso'yu ara gelsinler, ben üstümü değiştirip geliyorum hemen."

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin