Bölüm 40 - Ben Sana Güveniyorum.

5K 256 39
                                    

"Seyda ?" dedi Okan şaşkınlıkla ayağa kalkarken. Çaktırmadan 1-2 adım geriye kaçmaya çalıştım ama başarılı olamadan Seyda yakaladı beni...
"Defo, sana inanamıyorum." Allahım resmen kızgın ateşlerde pişiriliyor gibi hissediyorum, soğuk soğuk terledim burda yeminle ya, ayyyy ikisi de beni öldürcek bence.
Tam ben kaçmak için yollar ararken bir baktım ki Seydanın gözler dolu dolu, Okan desen muz ezmiş kedi gibi, öylece birbirlerine bakıyorlar.
"Gel buraya." dedi Seyda ve sarıldılar, ama ne sarılmak yani. Böyle kemiklerini kırarcasına, içine, kalbine hapsedercesine... Ayyyy çok özendim şuan valla ya bende istiyom bende bende bende !
"Özür dilerim." Şok Şok Şok ! Okan ve özür dilemek ???!?!?!?!??!!!
"Bende." dedi Seyda sonunda ayrılırken. Ohoo bu iş fazla kolay oldu ama be.
"Allahım sizi yesinler yesinleeer, şunların tatlığına güzelliğine tüğğğ nazar değecek şimdi amaaaan..." İkisini de yaşlı teyzeler gibi sarmaladım ve Seydanın beni cimciklemesiyle irkilip hemen kendime geldim.
"Ya Defo sen var ya, ne fena kızsın, hiç değişmemişsin." dedi ve bana da sıkıca sarıldı Seyda. Güldüm ve Okana göz kırptım, Okan hâlâ olayın şokundan dolayı bir ev dolusu muz bulmuş gibi sevinçliydi...
"E hadi oturun da konuşalım biraz o kadar zaman geçti..." Laf kalabalığıyla konu açma taktikleri enter.
"Beni biliyorsun, iş arayışları falan filan..." Seyda çantasını yanına koyarken bir yandan da bana bakarak anlatmaya devam etti.
"Kimseyle anlaşamıyorum bi türlü, ya onlar bana uymuyor ya da ben onlara, bi türlü birşey tutturamadım yani. Ee sizde ne var ne yok ?" İkisi de ağzı kulaklarında birbirlerini kesiyorlardı çılgınlar gibi. Hiç ellemedim ve uzaktan izledim ikisine de, anın büyüsü bozulsun istemedim birnevi.
"Beni biliyorsun, aynı yolda devam."
"Görüyoruz yani az çok, kızlarla parfüm reklamları falan..." Veee Seyda vurdu gol oldu ! Yürü be kızııım, Defo arkanda !
"E yani mecburen, senaryo gereği falan."
"Hıı, aynen aynen." Kendimi tutamayıp arayı iyice kızıştırırken ikisi de bana döndü, bende o an ki panikle sırıttım ve lafı çevirdim tabiki.
"E yani haklı şimdi oyna bunu dedilerse napsın şimdi çocuk baştan senaryo mu yazsın aaa..."
"Helal be Defo'ma." dedi Oki ve yumruk tokuşturduk (anladınız siz beni canım zeki okuyucularım beniiim jjsbxhshhdfj).
"İyi bakalııım, Defo sen neler yapıyosun biraz da sen anlat."
"Ya biz batıyoz Seydoşum, ne sen sor ne ben söyleyim durumu yani."
"O nasıl söz kız öyleee, ne batması ?"
"Ya bu 3 büyük şirket iptal etmiş anlaşmaları pat diye, e biz de sezon ortasında kalakaldık yani."
"Oooo, durum bayaaa fena. Yeni ortak falan düşündünüz mü peki ?"
"Düşündük tabiki, işte onun için bi defile ayarlamaya çalışıyoruz şimdi, baya büyük patlama yapmamız lazım ki sezon ortasında müşteri bağlayalım."
"Ya bak geçen bi dergide gördüm yurtdışında yapılmış bir moda defilesinde sadece böyle podyum yürüşüyle kalmayıp şaşalı bir program hazırlamışlar ve çok dikkat çekmişler, sizde öyle birşeyler deneyebilirsiniz sanki." Seydanın sözleri üzerine beynimde yeni şimşekler çakarken gözlerimi hafiften kıstım.
"Olabilir, düşünelim biz bunu bi ya."
"Ee Okan, senin Defnelerle işin ne ?"
"Defile işi için yardımcı oluyorum ya, mekan ayarlaması falan. Malum tanıdık çok, çevre geniş." dedi ve göz kırptı Okan. Ya valla tam bi egokasar kendisi, iyice dozu falan da arttırdı gidiyor.
"Merhabalaaar." dedi Yasemin Hanım ve arkasından Sinan Beyle Ömer Bey masaya gelince herkes selamlaştı.
"Ha siz Seydayla tanışmadınız tabi." Herkesi Seydayla tanıştırırken tanıtımı da yaptım tabiki.
"Seyda Okanla bizim üniversiteden arkadaşımız, uzun yıllar hepbirlikteydik biz. Ayrıca Seyda Lestraj Dergisinin baş editörü bu aydan itibaren." Memnun oldum faslısından sonra hepbirlikte oturduk, Seyda gitmeyi teklif etse de Yasemin Hanım kalması konusunda ısrarcı oldu, ben neden olduğunu çakmıştım bile.
"Ya Defo bu arada sen Ömeri hatırlamadın mı ?" Masada birden sessizlik oluşurken istemsizce gerildim ve göz ucuyla Ömer Beye baktım. Soruyu gerçekten tam anlamıyla anlayamamıştım.
"Anlamadım ?"
"Üniversiteden-"
"Okan onları sonra konuşuruz kardeşim, şimdi mekan için gösterdiğin yerlerle biz görüştük ve bir yer seçtik, ufak tefek ayarlamalar kaldı onlara bi bakalım birlikte..."
Öyle böyle derken kocamaaan bir ekip olarak tam 3 saate yakın çalıştık ve ardından da 1 saatlik yemek yeme faslından sonra herkes evlere dağılmaya başladı. Okanla Seydanın konuşacakları olduğu için onlar önden çıktılar tabiki, Sinan Bey de Yasemin Hanımı eve bırakmak üzere aldı ve Ömer Beyle ben kaldık sadece. Ya kaderin cilvesi mi desem, gülsem mi, ağlasam mı...
"Ben de kalksam iyi olur aslında..."
"E ben de seni bırakayım madem."
"Gerek yok gerçekten çok uzak değil ev zaten ben giderim." Çantam elimde gitmeye hazırlanırken Ömer Bey hafif bir tebessüm etti ve belimden tutup yanıma geçerek yürümemi sağladı. Oğlum şaka gibi lan, adam benimle konuşmadan bile anlaşabiliyoruz artık !
"Zahmet etmeseydiniz..." diye mırıldanırken arabanın kapısını açtı ve gözlerime baktı. Ya gerçekten korkuyorum şu an, bu adam neye karşı pes ettiğimi bile biliyor gibi resmen ya !
"Sağolun." dedim ve kızarmış yanaklarımla kapısı özenle açılmış koltuğa geçtim oturdum. Yok bide amuda kalksaydım tabiki oturacaksın Defne ???????
"Eve geçiyordun demi ?"
"Evet evet." diyerek cevap verdim bir yandan emniyet kemerimi takarken. Ömer Bey de sonunda kemerini takıp arabayı çalıştırdı ve hayatımın en stresli yolculuklardan birini geçirdim.
"Ömer Bey birşey sormak istiyorum ben."
"Sor tabiki."
"Defileyle ilgili ne düşünüyorsunuz, yani sizce halledebilecek miyiz ?" Çekinerek sorduğum soru karşısında beklemediğim bir şekilde samimi bir cevap aldım, mimiklerinden bile anlaşılıyordu ne düşündüğü...
"Oluşabilecek tek sıkıntı zaman. Onun dışında herhangi bir şey çıkacağını düşünmüyorum, Okanın çevresi çok geniştir biliyorsun, zaten davet işleri falan hep onda. Basına yayma ve dergilere gazetelere çıkarma konusunu da Seyda üstlendi sağolsun, o da tamam. Mekan tamam, konsepti ve dekorasyonu Sinanla Yasemin zaten hallediyor..."
"İşin büyük kısmı bize kalıyor yani."
"Öyle biraz, ama benim üstesinden geleceğimize inancım sonsuz Defne, sende kendine güven biraz."
"Ya ben bu işlerle ilgilenmeyeli biraz oldu aslında yapar mıyım yapamaz mıyım emin değildim ama, siz varsanız yapamamak pek mümkün değil gibi." Yamuk gülüşü suratına yerleşirken birkaç saniye bana döndü ve gözlerindeki o samimiyeti ilk kez bu kadar net görebildim. Her geçen gün biraz daha tanıyordum sanki Ömer Beyi, sonunu ölesiye merak ettiğim 500 sayfalık romanlarım gibiydi.
"Yarın herşeyini getiriyorsun, sipariş ettiklerin de gelir zaten sabah, hemen başlıyoruz."
"Tamam da ayakkabılar ?"
"Ben kabataslak başladım onlara, yarın birlikte üstünden geçeriz onların, vakit kalırsa tabi. Ayrıca önceden yeni sezona hazırlık olsun diye sakladığım çizimler de vardı, onları da kullanacağız, işimiz kolaylaştı gibi." Evin olduğu sokağa doğru dönerken Ömer Beyin açıklamalarını dikkatlice dinledim ve hepsini aklımın bir köşesine not ettim.
"Tamam, yarın yepyeni bir gün için hazır olacağıma emin olabilirsiniz, en enerjik hâlimle sizlerleyim." Yüzüme içten bir tebessüm yerleştirirken Ömer Beyin de gülümsediğini görünce ister istemez gülümsemem genişledi. Ömer Beyi az da olsa gülümsetebilmek benim için en özel şeylerden biri hâline gelmişti...
"Çok teşekkürler, zahmet ettiniz buraya kadar..."
"Rica ederim Defne, her zaman."
"Buyrun gelin birşeyler ikram ediyim ?" Yuuuh Defne gel birer şarap patlatak yakışıklı deseydin kızıım ?! Ay aman gerçi demesem de ayıp olurdu şimdi adam o kadar bıraktı buralara kadar canım aa...
"Çok sağol ama biliyorsun işler baya yoğun..."
"Öyle tabi, o zaman ben tekrar teşekkür ederim Ömer Bey, iyi geceler."
"İyi geceler." Tam iniyordum ki bileğimden tutmasıyla adeta bütün vücudum buz kesti ve usulca yerime geri oturdum. İyiki de oturmuşum, şimdiye kadar Ömer Beyden duyduğum en mükemmel laflarla karşı karşıya kalmıştım oturur oturmaz...
"Defne... Ben sana güveniyorum. Yapabileceğine de inancım sonsuz. Her ne olursa olsun, herşey berbat da gitse, felaket birşey de olsa bu emeğini ve çabanı hayatım boyunca unutmayacağım. Teşekkür ederim Defne, hem şirket adına... Hem de kendi adıma."



Viiii Ömer uçtun gidiyon sen annneeemmm, okuyucularımız kriz mi geçirsinler hayatım napıyorsun sennnn :)))
Bebişleriiim, umarım beğenmişsinizdiiiir. Bence konularımız şu an tam tıkırında ilerliyor ve konular da sanki heyecan dozu baya yüksek konular gibi... Ama tabiki önerilerinizi, eleştirilerinizi her zaman dinlemeye hazırım biricik okuyucularım benim....
Yeni Bölüm ; Cumartesi Günü. (Evet normalde bölümler Cuma günü ama bu hafta Cumadan önce bölüm yazmam imkansız ne yazık ki, o yüzden bir güncük kaydı yeni bölümümüz... Affedin kuzularım :((( )
Okuyan herkese kocamaaan teşekkürler, sizleri seviyoruuum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin