Bölüm 42 - İyi ki Buradasın.

4.6K 254 60
                                    

"Simay ?"
(Simay Tokatlı ; )

Şaşkınlıktan ve mutluluktan elim ayağıma girmişken kendimi tutamadım ve sımsıkı sarıldım Simay'a

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şaşkınlıktan ve mutluluktan elim ayağıma girmişken kendimi tutamadım ve sımsıkı sarıldım Simay'a. Ya resmen buradaydı !
Başta sorun yok gibi gözüküp sarılsa da ortamın gerildiğini ister istemez farketmiştim, muhtemelen Ömer Beyi tanımayıp odaya pat diye daldığı içindir falan diye düşünsem de, içimden bir ses çok fena şeyler var diyor...
"Ben böyle pat diye girdim kusura bakmayın ama Defnenin bu odada olduğunu söylediler..."
"Sorun yok." Ulan resmen şaka gibi, Ömer Bey Simayın yüzüne bile bakmıyordu, Simay ise gerginlikten dudaklarını yolup atmıştı.
"Iıı Ömer Bey, Simay benim çok çok yakın arkadaşım, üniversiteden."
"Hoşgeldin." Tepemize buz yağacak valla buz, normalde aşırı sevimli ve sıcakkanlı olan Simay gitmiş, çekingen, somurtkan bir Simay gelmişti. Acilen neler olduğunu öğrenmem lazımdı ama işleri bitirmeden de çıkamazdım ki...
"Ömer Bey sakıncası yoksa Simay da bana yardım etse hemen, sonrasında benim bir işim kalmıyor zaten. Siz çizimleri hallederken ben biraz müsaadenizi istesem..."
"Tabi, sıkıntı yok, baya çalıştın sen bugün zaten, elbiseleri halledip çıkabilirsin." dedi Ömer Bey ve hızla işine geri döndü. Yemin ederim artık önceden tanıştıklarını falan düşünücem, resmen düşmanlarmış gibi duruyor dışarıdan !
Simayla 40-45 dakika içerisinde elbiseleri kabataslak hallettikten sonra izin istedim ve bir saatliğine çıktık birlikte. Vakit az olduğu için şirkete yakın olan kafeye geldik ve hızla kahvelerimizi söyledikten sonra Simaydan herşeyi öğrenmeye başladım.
"Ya Simay ben sana birşey sorucam ama dürüst olacağına söz ver."
"Ay aşk olsun Defo, söz tabiki."
"Siz Ömer Beyle önceden tanışıyor musunuz ?" Rahatlıkla cevap vereceği bir soru gelmesi ümidiyle beklemiş olacak ki, soruyu duyunca kalakaldı. Diliyle dudaklarını ıslattıktan sonra boğazını temizledi ve doğruldu.
"O nereden çıktı ki ?"
"Yani ne biliyim hareketleriniz falan çok garipti, özellikle de sen. Normalde her yerde neşeli bir şekilde fıldır fıldır dolaşan, sıcakkanlılıktan ölecek olan sen buz kestin resmen."
"Yoo, tanışmıyoruz..."
"Simay, yalan söylüyorsun."
"Ya Defne..."
"Dudaklarını yolup duruyorsun birde üstüne gözlerini kaçırıyorsun ooo süper, bende salağım ve yedim ! Anlat hemen dinliyorum."
"Tanışmak değil ama, ya üniversite yıllarında biz aynı külüpteydik ve sürekli tartışıyorduk, birden karşımda görünce onu şaşırdım belki ondandır."
"Simoş, hayatım biz aynı üniversiteden, aynı bölümden mezunuz biliyorsun, hatırlıyorsun dimi ?" Simay gözlerini devirirken oturduğum yerde tamamen doğruldum ve dikkatimi konuya verdim.
"Ya bitanem senin tanıdığın biri değil tabiki, hem tanısan neden anlatmayım ?"
"Var ya, hem sen hem de Okan benden birşeyler saklıyorsunuz geçen gün o da üniversiteden tanımıyor musun falan filan derken Ömer Bey sustu. Bak yeminle kişkilleniyorum iyice de sinirlenmeye başladım !"
"Ya Defo, bebeğim bi sakiiin, boş yere geriliyorsun şuan." Ciddi duran surat ifademden kurtuldum ve derin bir nefes alıp arkama yaslandım.
"İyi bakalım, sen öyle diyorsan öyledir."
"Öyle öyle, takma sen kafana. Ee sen anlat bakalım yeni gelişmeleri..."
Simay yaklaşık 5 aydır Los Angeles'taydı ve sonunda dönebilmişti, ki gitmeden de sürekli görüşürdük, hatta ve hatta gitse de görüşmeye devam ettik. Geleceğini biliyordum ama tam tarih vermiyordu, eee Simoş bu, bir günü bir gününü tutmaz... Ama herşeye rağmen Simay benim can parçalarımdan biriydi, en güvendiğim dostlarımın başında gelirdi.
Öyle böyle derken bir saatin sonuna geldik ve en kısa zamanda görüşmek üzere sözleşip ayrıldık.
Şirkete döndüğümde Ömer Beyin çok konsantre bir şekilde çalıştığını odamdaki cam vasıtasıyla görmüştüm. Oturup saatlerce çalışmasını izleyebilirdim ama daha çok iş vardı... İlk iş Yasemin Hanımla görüşmek olduğu için eski tempoma geri döndüm ve Yasemin Hanımın odasına ilerledim hızla.
"Kolay gelsin Yasemin Hanım, müsait misiniz ?" Kapıyı hafifçe tıklatmam ve ardından en tatlış hâlimle içeri gelmem sadece birkaç saniyemi aldı.
"Tabiki Defne, gel otur." Dediğini yaptıktan sonra hızla konuya girdim.
"Çok vaktinizi almıyım ben, defilenin konsepti ile ilgili konuşmaya geldim aslında."
"İyi yaptın gerçekten, sen gelmesen ben konuşmaya gelmeyi düşünüyordum zaten. Seni dinliyorum canım."
"Şimdi Yasemin Hanım, açık konuşmak gerekirse herşey tıkırında gidiyor şuan ve ortaya iddaalı bir defile çıkacak gibi. Sezonun en çarpıcı dekolteleri, motifleri, şekilleri, renkleri kısacası herşey var."
"İddaalı ve çarpıcı geliyoruz diyorsun."
"Aynen öyle, anlayacağınız biraz böyle gösterişli bir konsept ayarlanabilir defile için, çoğu şeyi kaldırabilecek bir koleksiyon var elimizde."
"İşte bu süper haber Defne, iddaalı ve çarpıcı işleri sevdiğim kadar hiçbir şeyi sevmiyorum inan ki. Ben araştırmalara başlayım, sonuçları yarın sizinle paylaşırım."
"Tamamdır, çok teşekkürler Yasemin Hanım."
"Asıl ben teşekkür ederim Defnecim, gelip konuştuğun için."
"Rica ederim, her zaman...  E kolay gelsin o zaman."
"Sanadaaa..."
Bir işi daha halletmiş olmanın verdiği mutlulukla odama döndüm ve Ömer Beye de baktım tabiki gözucuyla, yanına gidilebilir gibi duruyordu. Bir şekilde kendimi cesaretlendirip girdim odaya.
"Kolay gelsin Ömer Bey."
"Teşekkür ederim Defne, gel otur, yardım lazım bana." Merakla koltuklardan birine yerleştim ve pür dikkat Ömer Beyi dinlemeye başladım.
"Bana tam şuan ki ruh hâlini anlat."
"Efendim ?" Ulan adamın sorularını anlamak için pür dikkat dinlemek bile yetmiyor ki, basmıyor kafam abi !
"Basbaya işte şuan ne hissediyorsun, içinden neler geçiyor hepsini anlat." Ben ne diyeceğimi bilemeyip öylece kalakalırken Ömer Beyin gözlerine baktığımda cevap beklediğini gördüm, ve tek bir kelime döküldü dudaklarımdan.
"Karmakarışık." Ömer Bey kalemini alıp çizime başlarken anlatmaya devam ettim, ne yaptığını şuan anlıyordum ve elimden geldiği kadar açtım içimi kendisine.
"Hissettiğim birşey yok çünkü hiçbir şey net değil, hiçkimse net değil. Sadece kocaman bir boşlukta öylece duruyormuşum gibi hissediyorum. Biliyorum bir kurtarıcı gelme ihtimali var, ama bir de boşluğun beni ele geçirme ihtimali var. Ben çok uzun bir süredir birşeyler hissetmeyi bıraktım aslında, hafıza kaybı..." dedim ve sustum, biraz daha konuşursam ağlayacaktım çünkü. Gözlerim dolu dolu dudaklarımı kemirirken Ömer Beyin devam etmem için bana baktığını gördüm, ama bu sefer çizmiyordu, merakla beni dinliyordu.
"Devam et lütfen." Duyduğum sözler karşısında derin bir nefes aldım ve gücüm yettiğince anlattım başımdan geçeni.
"Üniversitenin ikinci yılında bir kaza geçirdim ben, ağır bir kaza. Ve kazanın üzerine başta kimseyi, kendimi bile hatırlamadım, kalıcı hafıza kaybı dediler. Aylarca bütün dünyadan soyutladım kendimi, yaşamaktan nefret eder hâle geldim. Ama sonra bir gün, en acı anımı hatırladım. Annemin beni terk ettiği günü..." Gözlerimden akan yaşlara engel olamazken Ömer Bey kalktı ve yanıma oturup ona bakmamı sağladı. Ağlamamı azalttığımda iki elimi de avuçlarının arasına aldı ve gözlerimin içine baka baka dinledi beni.
"Sonra yaklaşık bir yılda çoğu şeyi hatırladım ve az da olsa hayata dönebildim. Çok şanslıydım ki yanımda bana destek çıkan mükemmel insanlar vardı. Şuan çoğu şeyi hatırlamasam bile, yaşıyorum işte, hayat devam ediyor ve ben bunu durduramıyorum. Dolayısıyla yaşama karşı koymayıp olduğum duruma alışmayı tercih ettim. Zor oldu ama bir şekilde ayaktayım, ve şuan buradayım." Dağ gibi adamın karşımda gözleri dolmuş, yetmezmiş gibi yanaklarına doğru iki damla yaş süzülmüştü. Ellerimi bir an olsun bırakmadı ve gözyaşlarımı sildikten sonra gözlerini gözlerime kenetledi.
"İyi ki buradasın."



Alın size ekşııın, alın size yeni konuuu ;) Benden size söylemesi, daha bu hafıza kaybı olayı sadece bir başlangıııııç, sıkı tutunun uçuşa geçiyoruz !
Canlarım, her bölüm yorumlarınızı kulaklarım ağzımda okuyorum ve her birine de cevap veriyorum, ama sanki son zamanlarda yorum sayısı azaldı gibi, inanın üzülmeye başladım...
Sizden tek ricam, lütfen görüşlerinizi iyi de olsa kötü de olsa benimle paylaşın...
Okuyan herkese kocamaaaan teşekkürler, sizleri seviyorum.
-Damla

Mucize (Kiralık Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin